| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 26.01.1999 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 49

MÜŞTERİ'YE SAYGI

Bana konu çıkartmak için ne gerekirse yapıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bilgisayarımın içerisindeki ana kartı değiştirme mod'una girdim. (Bu mod'a nasıl girildiğini önümüzdeki bir yazıda detaylıca aktarırım. Şimdi sırası değil).

Aradığım ana kart özel bir kart. Şu sıralarda belki gözünüze çarpmış olan "overclock" tekniğine yatkın bir kart. Bir iki yere sordum. Aradığım modelin olmadığı söylendi. En sonunda bir yerde buldum. Telefonda konuştuğum bayan arkadaş ellerinde bir tane olduğunu, kesin alacaksam sipariş vermem gerektiğini, benim için ayırabileceklerini söyledi. Fiyat konusunda mutabakata vardıktan sonra, birisini gönderip aldıracağımı belirttim. Tamam dedi. Telefonu kapattım. Bu işin yapıldığı zaman dilimi öğleden önce. Öğleden sonra şirketten bir kişi kartı almaya gitti. Mesafede yakın değil. Bir süre sonra bir telefon.

"Sizin sipariş verdiğiniz kart satılmış. Sizinle görüşmek istiyorlar."

Müşteri temsilcisi; "Ben sizin için kartı ayırmıştım. Ancak diğer arkadaşlar peşin para ile satacakları bir bilgisayar siparişi alınca sizin için ayrılan kartı kullanmışlar. O kart yerine şu marka kart versek olur mu?"

Bu bana tuvalet kağıdı, zımpara kağıdı fıkrasını anımsattı. Kitapçıya gittiniz roman istediniz. O yazarın o kitabı yok ama bu yazarın şu kitabını verelim diyorlar mı? Araba almaya gittiniz. İstediğiniz model yok. Onun yerine şunu verelim derler mi? Bizim sektörde bazı firmalar diyorlar. Ondan sonra bizler oturalım; "Senede binlerce bilgisayar satmaktan, yazılım sektörünün kalkınmasından, hizmet kalitesinin artmasından konuşup duralım." Herşeyin başı eğitim ve etik kurallar.

Burada kısa sürede kazanma duygusu uzun dönemde kazanılacakların önüne geçmiş durumda. Kaybedenin kendileri olduğunun farkında değiller. Günü kurtarmaya uğraşıyorlar. Çok yazık.

* * * * *

"Meet Joe Black". Anthony Hopkins, Brad Pitt ve Claire Forlani'nin başrollerinde oynadıkları filmin yönetmeni Martin Brest. "Er ya da Geç Siz de Tanışacaksınız" başlığı ile tanıtılan film, Azrail'in insan kılığında yeryüzünde dolaşmasını anlatıyor. Bu arada bir aşk öyküsü ve ticari entrika işin içine girince, üç saatlik bir film ortaya çıkıyor. Forlani'nin, Azrail'i kendisine aşık edebilecek kadar güzel olduğunu da eklemeliyim.

Vakit geçirmek için izlenebilecek bir film. Özellikle ölümden sonra yaşam, diğer dünya gibi konulara ilgi duyanlara hitap ediyor. Bunun yanına Brad Pitt'i koyup, bir de sevişme sahnesi eklerseniz, seyirciyi salonlara çekersiniz.

* * * * *

Bu hafta söz yok. Çok daha önemli olduklarına inandığım iki kitap önermek istiyorum. Hakan Evrensel'in yazdığı "Güneydoğu'dan Öyküler 1 ve 2". Kitabın ilki 1997 senesinde basılmış ve ben 9. Baskısını bulabildim. Bulunması çok zor. İkincisi ise yeni bir kitap, rahatça bulabilirsiniz. Güneydoğu'da yaşananları, duygularını, sıkıntılarını, yaşam şartlarını oralarda yaşayanların ağızlarından aktaran bu iki kitabı kesinlikle tavsiye ederim. Edinin ve okuyun. Etkileneceksiniz.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
49. Sayı önceki yazı 49. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye