Geçmiş Zaman Olur ki - M.Sinan Oymacı - 19990202

Arabada müzik dinlemek için ne kullanılır? Hemen hemen hepimiz arabalarda kullanılabilecek radyo, kaset çalar, cd çalar gibi cihazları söyleriz. Geçen gün gelen bir haber bunun yakın bir gelecekte değişeceğini belirtiyor. Arabalarda kullanılabilecek MP3 çalıcı cihaz pazara çıkıyor.

"MP3" çok kısa tanımı ile, müzik parçalarının özel bir metot ile sıkıştırılarak saklanması ve istendiğinde dinlenmesi için geliştirilmiş bir format. MP3 formatının özelliği, standart bir müzik parçasını dört ila beş kat daha az alana saklayabilmesi.

Cihazın üstündeki işletim sistemi Linux. (Linuxçular yine çok sevinecek). Cihazın üzerindeki yazılımı internet'ten alacağınız yeni versiyonlarla güncelleyebiliyorsunuz.

Cihazın, 8 MB hafızası var. En küçük model 2.1 GB dosya depoluyor. Bu da yaklaşık 35 saatlik müzik demek. En büyük model 28 GB, yaklaşık 476 saat, bir başka deyişle 500 farklı albüm demek. Cihazın boyutu bizim standart araba radyo teypleri kadar. Bir düşünün, cihazı eve götürüp, bilgisayara bağlıyorsunuz. "Bağlantıyı isterseniz USB üzerinden gerçekleştirme olanağı sağlamışlar". Ondan sonra istediğiniz albümleri yükleyip, arabaya götürüyorsunuz. Kızılötesi bağlantı olanağı da var. Dilerseniz taşınabilir bilgisayarınıza yüklediğiniz MP3 formatındaki şarkıları bu cihaza kablo kullanmadan aktarabiliyorsunuz. Müthiş bir cihaz. Cihazda mekanik bir parça yok. Ayrıca radyo dinleyecekler eksik kalmasın diye radyosu da var. En küçük modelin fiyatı 950 Dolar.

"Araba Radyo MP3'ü" satıyor musunuz diye soracağım dükkan sahibinin şaşkınlığını şimdiden düşünmeye başladım.

http://www.empeg.com adresine bakın. Detayları bulacaksınız.

* * * * *

1998 Cannes film festivalinde en iyi erkek oyuncu, İngiliz film ödüllerinde en iyi yönetmen ve en iyi yazar ödülleri alan bir film; "My Name is Joe - Benim Adım Joe". Kenneth Loach'ın yönettiği filmin başrollerinde, Peter Mullan, Louise Goodall, David McKay, ve Anne-Marie Kennedy yer alıyor. Mullan ve Goodall, 1996'daki "Carla's Song" 'ta da beraber oynamışlardı.

Joe, otuzyedi yaşında alkol alışkanlığını yeni bırakmış, işsizlik sigortası ile geçinen, bu arada futbol takımı çalıştıran bir kişidir. Sağlık görevlisi Sarah ile tanıştıktan sonra dünyaya bakış açısı değişir. Konuya uyuşturucu satıcıları da dahil olur.

Sosyal kavramları irdeleyen, yaşamın tüm acımasızlığını gözler önüne seren bu fimi, sinemayı sevenlere öneririm.

* * * * *

Adamın birisi iskelede oturmuş, sabahtan akşama kadar denizi seyrediyormuş. Civardan birinin dikkatini çekmiş, yanına gelmiş ve sormuş; "Sabahtan akşama kadar burada oturup ne yapıyorsun?"

Adam yanıtlamış; "Dalgaları sayıyorum."

Soruyu soran merak etmiş, tekrar sormuş; "Peki, kaç tane oldu?"

Denizi seyreden adam; "Bu gelen bir. Geçen geçti" demiş.

Geçmişten ders alıp, geleceğe bakmak kadar, geçmişin etkisinde kalmadan önümüzde yaşanacakları beklemekte yarar var.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: