| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 09.01.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 49

NASIL BİR ARA BİRİM?

Son sıralarda, zihnimi sürekli meşgul eden bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bildiğiniz gibi, piyasaya sunulan yazılımlar sürekli olarak, kullanıcı ara birimlerini geliştirmeye çalışıyorlar. Yazılımcılar, kullanıcıların bilgisayar kullanmayı bilmiyor dahi olsalar, bir takım şekiller yardımı ile, ne yapacaklarını tahmin edecekleri araçları tanımlıyorlar.

Bu bana, ilk çağlarda insanların yazıyı keşfetmeden önce, mağara duvarlarına çizdikleri şekillerle anlaşmaya, haberleşmeye çalışmalarını anımsatıyor. Sanki, zaman ilerledikçe, kelimeler anlamlarını yitirecek, şekiller daha çok anlam kazanacak.

Yazılımlarda kullanılan ara birimlerin gittiği yönü düşünürsek, sanki o dönemlerdeki yaşama geri dönüyor gibiyiz. Yazıyı unutup, şekillerle anlaşmaya çalışıyoruz.

Günlük yaşamınızda etrafınıza bir bakın. Çevremiz levhalar ve levhalardaki şekillerle dolu. Herşey sembollerle ifade edilmeye çalışılıyor. Kullandığınız yazılımlara bakın. Onlarda da pek çok şey sembollere bağlanmış durumda. Yazıcıdan döküm mü almak istiyorsunuz, yazıcı düğmesini tık'layın, sabit disk ünitesine dosyayı kaydetmek mi istiyorsunuz, disket resmine tık'layın. Hatta bazı sistemlerde, dökümanı alıp, yazıcının üstüne bırakın veya sabit disk sembolünün üzerine bırakın. Sistem otomatik olarak ne yapacağınızı anlayacak ve gerekli işlemi yerine getirecektir.

Yurt dışında pazara giren bir yazılımda komutları, yazılımla beraber hediye edilen bir mikrofon ve kart aracılığı ile, bilgisayara iletiyorsunuz. Bir diğer deyişle, sembollere de ihtiyacınız yok. Programı kullanmak için, konuşmayı bilmeniz yeterli. Acaba bu kadar kolay kullanım, kullanıcıların bir şeyleri ortaya çıkartacak hayal gücünü yok etmez mi? Gittikçe daha kolay kullanılacak diye düşünülen yazılımlar, bir süre sonra semboller karmaşası içinde, daha zor kullanılır şekle döner mi?

Eğer, sembollerle çalışmaya alıştıysanız, yapmayı düşündüğünüz bir işlemin ne tür bir sembolle tanımlandığını bilmiyorsanız, üstelik kullandığınız yazılım, pek çok terimi kendine özgü yorumla sunuyorsa, işiniz çok zor. Aradığınızı bulmanız, çok zamanınızı alabilir. Hangi sembolün neyi tanımladığına dair bir el kitabını, yazılımla beraber alıp, okumak zorunda kalabilirsiniz veya anında yardım ekranlarından, gerekli bilgiyi elde edebilirsiniz.

* * * * *

Genelde, pek çok kitaptan, film yapılır. Filmler bilgisayar ortamına oyun olarak aktarılır. Bu hafta bunların tamamen dışında, çok ilginç bir filmden söz etmek istiyorum. "Mortal Kombat - Olümcül Savaş".

Mortal Kombat, yurt dışında, özellikle elektronik oyun makinalarının olduğu salonlarda, çok fazla sayıda hayranı olan bir oyun. Birbirinin üzerine sürekli geliştirilmiş 3 farklı versiyonu var. Bu oyunun, kişisel bilgisayara çevrilmiş versiyonu da mevcut.

Oyun, iki farklı kişinin, birbirleri ile yaptığı kavgayı simüle ediyor. Çeşitli hareketler yardımı ile, rakibinizi alt etmeye uğraşıyorsunuz.

Geçtiğimiz aylarda, bu bilgisayar oyunundan yola çıkarak, bir film yapıldığı ve başarılı olduğu haberlerini yurt dışından almıştık. Bu film, şu anda vizyonda.

Bilgisayar teknolojisi ile iç içe hazırlanmış bir film. Uzak doğu yakın savunma sanatlarına ilgi duyanlar seyredebilir. Onun dışında, çok büyük bir konu beklemeyin. Bir de, eğer Mortal Kombat'ı bilgisayarda veya bir salonda gördüyseniz, bilgisayar oyunundan esinlenerek nasıl film çevrilirmiş diye merak edenler görebilir.

* * * * *

Bu hafta size, bir değil, iki özdeyiş aktarmak istiyorum.

İlki, Benjamin Franklin'den. "Küçük masraflardan kaçınmayın. Bazan küçük bir delik koca bir gemiyi batırır."

İkincisi ise, "İnsanların işlerinden memnun olabilmeleri için üç şeye ihtiyaç vardır: O işin ehli olmaları, o işten fazla yapmamaları ve onda bir başarı sağlama olanağı görmeleri." diyen John Ruskin'den.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
49. Sayı önceki yazı 49. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye