| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 12.01.1999 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 50

MARKALI EĞLENCE

Türkiye'de faaliyet gösteren donanım satıcılarını analiz etmenin en iyi yolu bir sipariş verip, nasıl teslim edildiğini görmek. Bunu kendiniz için yapabildiğiniz gibi, bir tanıdığınızın adına da yapabilirsiniz.

Yılbaşından önce çok yakın bir ahbabım evine çoklu ortam özelliklerine sahip aynı zamanda internet'e de bağlanmasını sağlayacak bir bilgisayar almak istedi. Markalı olmasında da ısrar etti. Her ne kadar ben henüz Türkiye'de evde kullanılmak üzere markalı bilgisayar alınmasını pek önermesem de, ısrarlar karşısında kabul ettim. Sipariş verildi. Bilgisayar geldi. Başımıza neler geldi anlatmayacağım. Bir şanssızlık olduğunu, her zaman bunun olmayacağını varsayıyorum. Ancak, verilecek klavye'nin "F Klavye" olmasını istediğimizde film koptu. Çünkü, firma kendi markasını taşıyan F Klavye olmadığını, talep az olduğu için yurt dışının bu klavyeyi üretime almadığını ve bunun resmi açıklama olduğunu belirtti. Henüz sevinmeyin. Çünkü eleştiri mutlu sonla bitti. Bu da markalı bilgisayarlardaki destek kadrolarının son kullanıcı memnuniyetine verdiği önemi gösteriyor.

Ana firmayı aradım. Çıkan yetkili F Klavye sorununun doğru olduğunu, piyasadan herhangi bir F Klavye alarak, kullanabileceğimi belirtti. Kendisine herhangi parçalarla bilgisayar yapmak isteseydim, markalı bilgisayar almama gerek olmadığını aktardım. Ondan sonra birden herşey değişti. İki ay içerisinde yurt dışının Türkiye'den artan talep karşısında üretime geçeceği, o zamana kadar bir başka markanın klavyesini bize göndereceklerini, kendi markalarındaki klavye geldiğinde de değiştireceklerini söyledi. Bütün bu işlemler için ayrıca ücret talep etmeyeceklerini de ekledi. Ertesi gün klavye gelmişti. Şu anda beklemedeyim. Mart ayı sonunda gelişmeleri marka belirterek sizlere aktaracağım.

Belirtmek istediğim şey; Muhakkak hakkınızı arayın. Konunun üstüne gidin. Yardımcı olacaklarını göreceksiniz.

* * * * *

Çocukluğumda okuduğum en güzel öykülerden birisi beyaz perdede. Yönetmenliğini, Betty Thomas'ın yaptığı başrolünde Eddie Murphy'nin oynadığı, "Dr. Dolittle". Öykünün yazarı, Hugh Lofting (1886-1947), beyaz perdeye uyarlayan Nat Mauldin. Bu çevrim romanın üçüncü kez uyarlanışı.

Bir doktor tesadüfen bir gün hayvanların konuştuklarını anlayabildiğini ve onlarla konuşabildiğini farkeder. Başlangıçta, bu hayvanlar tarafından olumlu bir gelişme olmasına rağmen, ailesi tarafından hoş karşılanmaz ve aklını yitirdiğinin düşünülmesine yol açar. Film bu doğrultuda devam ediyor.

Özellikle doktorun kızının beslediği gine domuzu ile olan diyaloglar güzel. Hayvanlarla gerçekleştirilen sahnelere özen gösterilmiş. Eğlenceli bir film seyretmek isteyenler izleyebilir. Daha iyi bir film olabilirdi.

* * * * *

Refik Halit Karay'dan bir alıntı; "İnsanları hayattaki rolleri ve huyları itibarı ile üçe ayırıyorum: Kendi oturduğu dalı kesenler, başkasının bindiği dalı kesmekle uğraşanlar ve başkasının bindiği dalı kesiyorum sanarak kendi dalını kesenler."

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
50. Sayı önceki yazı 50. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye