| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 27.10.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 61

DAHA FAZLA DİKKAT

Çevrenize baktığınız zaman, benim gördüğüm bir saptamayı sizin de paylaşacağınızı düşünüyorum. Bilgi teknolojisi sektöründe çalışanlar, ayrıntılar konusunda daha titiz, hazırlanan yazılarda daha dikkatli. Bunu görebileceğiniz en tipik örnek; hazırladığınız bir bildiriyi, duyuruyu veya yazıyı, bilgi teknolojisi sektöründe çalışan ve bir miktar programcılıkla ilgilenmiş kişilere verin. Hemen, unutulan bir harf, yanlış yazılmış bir kelime, anlaşılmayan bir cümle dikkatlerini çekecek ve sizi ikaz edeceklerdir. Bu bir taraftan güzel olsa da, diğer yandan rahatsız edici bir durum. Sanki yapılan her şeyin en iyisi olmasına çalışıyor gibiler. Halbuki, o yazıdaki hataya gelene kadar, başka neler var neler.

Ben böyle düşünürken, geçtiğimiz hafta bir dergi elime ulaştı. Bir kurye şirketi ile elime ulaşan dergi, sektörde faaliyet gösteren büyük şirketlerden birisinin bazı ürünlerinin tanıtımını içeren reklam bülteni. Kendi kendime, "Eh, bizi de saymışlar, göndermişler" diyerek, incelemeye başladım.

Derginin içinden bir mektup çıktı. Şirketin daha önce yaptığı bir aktiviteye katıldığım için teşekkür eden ve işbirliğine hazır olduklarını belirten mektuba kısaca bir göz gezdirirken, imzanın altındaki ünvana gözüm takıldı; "Gene Müdür". Yanlış görmediniz. "L" harfi yok. Yazıyı gönderirken müdürlük görevine hala devam ettiğini zannetmenizi istemiş olabilirler. Hadi, bu bir harf hatası diyerek bir kenara bıraktım ve mektubun üstüne baktım. Ne göreyim. Mektup benim adıma değil. Bir başka kuruluşun üst düzey yöneticisine hitaben yazılmış ve ona teşekkür ediyorlar.

Şimdi bu olmadı. Ne anlam vermek gerekiyor? Birinci alternatif, ellerinde kalan bazı dergileri içindeki yazılara bakmadan dağıtıyorlar. İkinci alternatif, dergilerin içindeki yazıdaki adres ile, kurye şirketine verdikleri zarfın üzerine yazdıkları adresleri eşleyecek bir sisteme sahip değiller. Üçüncü alternatif, kuryenin yanlış adrese ve kişiye zarfı getirmesi soru dışı. Çünkü, gelen zarfın üstünde benim adım ve adresim var.

Biraz daha dikkat. Bu tür minik bir hata çok puan kaybettirebilir. Hadi biz tanıdığız, bir hatadır deyip, geçer gideriz. Ancak, ya daha farklı birisinin elinde geçseydi. Tüm satışı kaybetmeniz bile gündeme gelebilirdi. Demek ki, her konuda genelleme yapmamız çok zor. Her an, her şey olabilir.

* * * * *

Gerçekten mükemmel bir cinayet. Frederick Knott'un televizyon için yazdığı bir oyun olan "Dial M for Murder" 'ın, Patrick Smith Kelly tarafından sinemaya uyarlanmış şekli. Filmimiz; "Perfect Murder - Kusursuz Cinayet". Bu konu daha önce Alfred Hitchcock tarafından da işlenmişti.

Filmin yönetmeni, "The Fugitive" ve "Chain Reaction" isimli filmlerden anımsayabileceğiniz, Andrew Davis. Başrollerde, Michael Douglas, Gwyneth Paltrow, Viggo Mortensen ve David Suchet yer alıyor. Paltrow'u, "Se7en, "Emma" ve "Great Expectations", Mortensen'i "Portrait of a Lady" filmlerinden anımsayabiliriz. Suchet ise, bilgisayar oyunlarına meraklı olanların yakından bildiği "Wing Commander" isimli oyunun beyaz perdeye uyarlanarak çekilen ve 1999'a vizyona girecek filmde, "Captain Sansky" rolünü üstleniyor.

Emily zengin bir ailenin kızıdır. Steven daha yaşlı olması ve borsada oynaması dolayısı ile karısına yeterince zaman ayıramamaktadır. Emily bu dönemde genç bir ressamla ilişkiye girer. Kocasının, işlerinin bozulması ve karısının ressamla olan ilişkisini öğrenmesi sonucunda, cinayete kadar giden bir yolda çark dönmeye başlar. Plan işlemeye başlar, ancak, o kadar minik ayrıntılar devreye girer ki, bundan sonrasını izleyip, öğrenin. İzleme keyfinizi kaçırmaya niyetim yok.

Güzel ve akıcı bir cinayet filmi izlemek istiyorsanız, ihtiras, ele geçirme duygusu, zenginlik hırsının sonuçlarını aktaran bu filmi kaçırmayın.

* * * * *

Bu hafta bir söz yerine, Meksika'daki Sandina gerillalarının lideri ile ilk ve tek görüşmeyi yapan, 1893 doğumlu, Amerikalı yazar Carleton Beals'tan bir anektod aktarmak istiyorum.

Carleton Beals, Meksika'da yaşarken, evinin yakınında portakal satan bir hanımdan her sabah iki tane portakal satın almayı adet haline getiriyor. Bir gün, evinde bir parti vermeyi planlıyor ve yine sabah vakti portakal satan hanıma giderek, elindeki mevcut dört düzine portakalın hepsini satın almak istediğini söylüyor.

Kadın, bu talebe karşılık, "Buyrun, sürekli aldığınız iki portakal" diyerek, kendisine istediği dört düzine portakalı değil, iki portakalı uzatıyor.

Beals, "Fakat, ben bugün elinizde bulunan diğer portakalları da almak istiyorum" dediğinde,

Kadının cevabı; "Üzgünüm. Bunu yapamazsınız. Size elimdeki tüm portakalları şimdi verirsem, elimde hiç portakal kalmayacak. Akşama kadar ne iş yapacağımı düşünüyorsunuz?"

Bunu okuyunca, aklıma yazılımcılar geldi. Sürekli yeni versiyonlar çıkarmakla, yazılımlara özellikler eklemekle meşguller. Herhalde bir seferde en iyisini çıkartıp, hatasız çalışanı elde ederlerse, yapacak iş bulamayarak, canlarının sıkılacağından endişe ediyor olmalılar.

Ancak, sadece yazılımcıları da dikkate almayalım. Etrafınıza bir bakın. Sürekli başladığı işi uzatan kişiler, şirketler, kurumlar göreceksiniz. Onlarda da aynı endişeyi görebiliyorum. "Yarın ne yapacağım? Bugün işleri bitirirsem yarın boş oturmak zorunda kalabilirim. O zaman şimdiden boş oturmaya başlayayım. Daha yararlı olmaya çalışmayayım" şeklinde düşünüyorlar.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
61. Sayı önceki yazı 61. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye