| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 03.11.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 60DAHA DA UYUMLUİşin zevki kalmadı. Hangi işin zevki derseniz; evde kullanılacak bilgisayarı yaparken karşılaşılacak sorunların çözüme kavuşturulmasında alınacak zevkten söz ediyorum. Eskiden, kullandığımız kişisel bilgisayardaki bir parçayı (grafik kartı veya ses kartı gibi) değiştirdiğimizde, uygun sürücünün temin edilmesi, sistemdeki diğer parçalarla sorunsuz çalıştırılması gibi konularda zaman harcar, çıkabilecek sorunlara karşı çeşitli kaynaklardan araştırma yapar ve çözüme ulaştığımızda zevkle kullanırdık. Son dönemde problem çözme zevkini elimizden aldılar. Piyasaya sunulan pek çok kart sisteme takıldıkları andan itibaren sorunsuz çalışmaya başlıyor. Bir de bunun yanına internet gelince, sorunlar hakkındaki bilgiyi önceden edinmeniz, satın aldığınız kartın son sürücülerini sisteminize yüklemeniz ve devreye almanız daha kolay şekle geldi. Daha önce modemlerle uzak ülkelerdeki sistemlere bağlanıp, BBS'lerden, değil dosya indirmek, hangi dosyanın işimize yarayacağını anlamak için zaman harcarken, şimdi üretici firmalar kendi sayfalarında size interaktif olarak ne yapmanız gerektiği konusunda yol gösteriyorlar. Garanti süresi de uzamaya devam ediyor. Yurt dışında pek çok yan üründe garanti süresi 5 seneden başlıyor, 10 seneye kadar çıkıyor. 200 Dolar civarında harcama yaparak aldığınız bir grafik kartına 5 sene garanti verilirken, 1000 Dolar'a aldığınız bir ekranda garanti süresi 1 seneye iniyor. Üstelik, grafik kartının bozulma riski daha çok olmasına rağmen ve daha az para kazanılmasına rağmen, firma bu garantiyi veriyor. Amaç, müşteri memnuniyetini artırmak ve daha fazla ürün satmak. Onlarda biliyorlar ki, bu kadar hızlı gelişen bir teknolojide hemen hemen hiçbir kullanıcı garanti süresinin bitimine kadar aynı cihazı kullanmıyor, belli sürelerde elindeki parçaları değiştiriyor. Değiştirmeyerek kullananlar azınlıkta olduğu için de, garanti süresi içerisinde arızalanan sistemlerin yenilenmesinde sorun yaratmıyorlar. Yeni bir işletim sistemi çıksa da uyumsuz cihazlarla, yazılımlarla karşılaşsak. O sorunları çözmeye uğraşırken, zamanın nasıl geçtiğini anlamasak. Böyle dediğime bakmayın. Uyumsuz parçaları bir araya getirip, çalışmalarında çıkacak sorunları görmek istiyorsanız, çok uğraşmanıza gerek yok. Bazı ürünleri satın almanız yeterli. İlk günden başlayarak meydana getirdikleri sorunlar sizi canınızdan bezdirebilir. Bu konuda elinizdeki örnekleri bana iletirseniz, bir arşiv yaparak, diğer okurlarla paylaşırız. Haberlerinizi bekliyorum. * * * * * "The X Files Movie - Gizli Dosyalar" filmi, televizyonlarda dizi olarak izlediğimiz serinin beyaz perdeye uyarlanmış şekli. Genellikle, televizyonlarda tutulan dizilerin, sinema seyircisine hitap edecek şekilde filminin yapılması sıkça uygulanan bir metod. David Duchovny, Gillian Anderson ve Martin Landau'nun başrollerinde oynadığı
filmin yönetmeni, Rob Bowman. Filmin müzikleri Mike Oldfield'dan. Filmi
izlediğinizde kulağınıza aşina melodiler duyacaksınız. Ajan Mulder ve Scully
rollerinde diziden tanıdığımız, Duchovny ve Anderson yer alıyor. "X-Files" aslında bir hayal ürünü gibi görünse de, geçtiğimiz seneler içerisinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde FBI, elindeki bazı soruşturma dosyalarını internet üzerinden isteyenlerin okumasına açtı. Bu tür olaylara ilgi duyuyorsanız, http://www.fbi.gov/foipa/ufo.htm adresinden değişik bilgiler edinebilirsiniz. Bunlara inanıp, inanmamak sizin elinizde. Yine de, çok fazla hayal ürünü gibi durmuyorlar. Bu filmi izlemeden önce, televizyonlarda yayınlanan diziden bir bölümü seyretmenizde yarar var. Eğer o hoşunuza giderse, bu filmi kaçırmayın. Aksi taktirde beğenmeyebilirsiniz. Ancak, "X-Files" 'a biraz ilginiz varsa, benim önermeme dahi gerek yok. Biliyorum, zaten gideceksiniz. * * * * * Alman şair Heinrich Heine (1797-1856) 'den bir söz; "Maymun, insana ne kadar çok benzemek isterse o kadar gülünç olur. Budalalar da , akıllı gibi hareket ettikleri ölçüde o kadar tuhaf duruma düşerler". Bu söze yorum yapmaya gerek yok. Aklın yolu bir. Bilmediğimiz konularda fikir yürütürken ne kadar bilgisiz görünebileceğimizi aklımızın bir köşesinde tutalım, unutmayalım. M.Sinan Oymacı
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |