| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 09.04.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 61SADECE PAZARBu hafta yazımın bizim sektörle ilgili kısmını oldukça kısa tutacağım. Yazımın sonunda da göreceksiniz, uzunca bir söze yer verdim. Galiba bilgi teknolojisi ürünleri pazarında, bu sıralarda, birbirine tamamen zıt, farklı görüşler hakim. Şirketlerin bir kısmı, işlere yetişemediklerini, istenildiği kadar çok ürünü pazara sunamadıklarını belirtiyorlar. Bir diğer grup ise, vergi ayındayız, önümüzde bayram, kimse para harcamıyor diyerek, işlerin iyi olmadığını belirtiyor. Benim kanaatim, yatırımlar başladı. Ancak, yeterli ivmeyi henüz almadılar. Önümüzdeki aylar içerisinde pazarda canlılık daha da artacak. Şu sıralarda da, pek çok şirket hayatından memnun. İş yok diyen şirket hemen hemen yok. Biliyorsunuz, bilgi teknolojisi sektörünü, üç kısımda izlemek gerekir. Donanım, yazılım, hizmet ve servisler. Bu şirketlerin büyük bir kısmı, aynı zamanda, sistem entegrasyonu ve danışmanlık hizmetleri de veriyorlar. Her bölümü kendi içinde değerlendirmek, talebin ne konumda olduğuna bakmak gerekli. Hatta, biraz daha ileri giderek, donanımı, yazılımı, servis ve hizmetleri de, kendi içerisinde sınıflandırmakta fayda var. Internet'in bu kadar reklamından sonra, modem ve buna benzer haberleşme ürünlerine talep arttı. Sadece modem satışı değil, yurt dışı kaynaklı bağlantı yazılımları da pazara girmeye başladılar. Bu standart paketlerden çıkan programların esas amacının, Amerika'daki bir servis sağlayıcı şirkete doğrudan bağlantı kurmak olduğunu bir kenara bırakırsak, haberleşme konuları ile ilgili bilgi teknolojisi firmalarının işleri artmış durumda. Bilgisayar satanların çoğundan da fazla bir şikayet gelmiyor. Yazılımcılar ise, yine eleman eksikliğinden, proje fazlasından konuşuyorlar. Bu durumda yeterli işgücü ve işletme sermayesi temin edip, pazarda yer alan firmaların büyüme şansı fazla. İkibin yılına çok az bir süre kala, şirket stratejisini doğru belirleyen, mesleki kuralları uygulayarak, çalışmasına devam eden sektör şirketleri, yollarına büyüyerek devam edecekler. Diğerleri için söylenebilecek çok fazla birşey yok. Sistem kendi kendinin koruyucusu olarak, tüketicinin yanında olan firmaları, lider konumuna getirecek. * * * * * "Casino" başladı. Martin Scorsese yapımı olan filmde, başrolleri, Robert de Niro, Sharon Stone ve Joe Pesci paylaşıyorlar. Film, üç saatten fazla sürüyor. İlk yarının sonunda sıkıldığınızı hissedebilirsiniz, ancak, ikinci yarı tempo o kadar hızlanıyor, olaylar o kadar ardı ardına gelmeye başlıyor ki, keyfiniz yerine geliyor. Açılıştaki jenerik ve kapanıştaki final sahnesi de çok çarpıcı. Filmin müziklerine gelirsek, ait olduğu dönemi yansıtan kaliteli örnekler. Filmin atmosferine yardımcı oluyor, keyifle dinleniyorlar. Klasik bir gangster, kumarbaz filmi değil. Gerçek bir öyküden uyarlandığını
notlarıma eklemeliyim. * * * * * Bir süre önce, Bilim ve Teknik dergisinin eski sayılarından birinden aldığım bir sözü size aktarmıştım. Geçtiğim günlerde, 1976'nın Mayıs sayısında, dikkatimi çeken, biraz uzunca cümleleri size aktarmak istiyorum. F.Collis Wildman'ın, "Hatırla Bunları" başlıklı yazısı; -İyi ol, fakat çok iyi olma, birazcık huysuz ol, fakat çok değil. M.Sinan Oymacı
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |