| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 05.08.1997 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 99

YURT DIŞI

Bu hafta, yurt dışındaki yazılım firmalarından bir haber ile birlikte, yorumlarımı aktarmak istiyorum. Yurt dışı pazarlarda bizleri nelerin beklediğini göstermesi açısından enteresan. Bununla birlikte, yurt içi pazara da bir göz atacağız.

Örneğimiz, uluslararası pazarın ne kadar farklı bir atmosfer oluşturduğunu göstermesi açısından önemli. “SCI” firmasının geliştirdiği ve dağıtımını “Interplay” firmasının yaptığı “Carmageddon” isimli programın, dört farklı versiyonu geliştirilmek zorunda kalınmış.

Program veya oyun, kısaca, araba kullanmak üzerine ancak, arabayı kullanırken önünüze çıkanları ezmeniz size fazladan puan kazandırıyor. İçinizdeki tüm sadist duygular ortaya çıkıyor. Programı geliştiren firma, İngiliz olmasına karşın, ilk versiyonda insanların kullanıldığı sürümün (ki asıl sürüm), İngiltere’de pazara sunulması yasaklanmış durumda. Gerekçesi, kişileri şiddete teşvik ediyor olması. Aynı şekilde, Almanya ve başka ülkelerde de, farklı kavramların kullanılması gerekmiş. Kimi ülkede, bu, robotlar olurken, kimi ülke de, isimlendirilemeyecek yaratıklar kullanılmış.

Bu örnek çok çarpıcı. Basit bir oyun programı olarak görebileceğimiz çalışmanın, uluslararası pazarda satılabilmesi için, sadece belli bir kaliteyi değil, o pazarların değer yargılarını da dikkate almak zorundasınız. Siz dikkate almıyorsanız, bir denetleme kurumu bunu sizin yerinize yapıyor.

Doğal olarak, günümüzün sınır tanımayan iletişim ortamında internet kullanıcıları çalışarak, gerekeni yapmış durumdalar. Hangi ülkenin versiyonunu alırsanız alın, bir başka ülkenin versiyonu şeklinde çalıştırılmayı sağlayacak yama’yı elde edebiliyorsunuz. Buradan bakarsak, herhangi bir yazılımı ne kadar engellemek isterseniz isteyin, bir yolunu bulup içeri sızabiliyorlar. O zaman, yapılması gereken, engellemek değil, zararları konusunda bilgilendirmek.

Burada, kaç kişinin internet aracılığı ile bu bilgilere ulaşabildiği gündeme gelebilir. Ayrıca, aradığınızı da nasıl bulacağınız tartışmalı. Burada medya’ya görev düşüyor. Medya aracılığı ile, daha geniş bir kesimin bilinçlendirilmesi sağlanıyor.

Son not; uluslararası pazarda işlem hacmi o kadar büyük ki, firmalar, tek bir ülkenin pazarını, tepkisini göz ardı edemiyorlar ve farklı sürümler yapıyorlar. Türkiye’de üç, dört Dolar’lık kaçak CD’ler satılıp, alıcı bulduktan sonra, bizlerin kendimize özgü yazılımları talep etme hakkımız çok fazla olmasa gerek. İşin acı tarafı, bu kopyalar, pazarı öyle bir şekilde ele geçirdiler ki, bir zamanlar orijinal yazılım getirip, satarak para kazanmaya çalışan firmalara dahi havlu attırdılar. Onların da, bu CD’leri satmasına neden oldular.

Yapılması gereken, Türkiye pazarının kabullenebileceği fiyatlarla satışı yapılabilecek, orijinal yazılımların pazara bir an önce girmesi. Umutla bekliyoruz.

* * * * *

Bazı filmler vardır. İlk karesinden itibaren sizi eline alır ve sonuna kadar bırakmaz. “The Chamber - Dava” isimli film, onlardan birisi. Yönetmenliğini; James Foley’in yaptığı filmin başrollerinde; Gene Hackman, Chris O’Donnell ve Faye Dunaway paylaşıyorlar. Chris O’Donnell’i, bu sezon sinemalarda izlediğimiz; “In Love and War” isimli, Hemingway’in yaşamından bir kesitin aktarıldığı filmden anımsayacaksınız.

Film, büyükbabasını idam cezasından kurtarmak üzere yola çıkan genç bir avukatın öyküsü üzerine kurulu. Avukatın, büyükbabanın ve teyzenin anılarından yola çıkılarak, geriye dönüşlerle kurgu zenginleştirilmiş. Üst kademe yönetimin her olaydan kendine çıkar sağlama düşüncesi de irdeleniyor. Yazar, John Grisham’ın, eseri üzerine kurulu film, “Ku Klux Klan” ‘ın zenciler dışındaki ırkçı saldırılarını inceliyor. Gruptaki kişilerden birisi olan Gene Hackman’ın başarılı oyunu ile, insanların yetişmesinde çevre, aile ve toplumun ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.

Yaz sezonunun güzel filmleri arasında yerini alan bu filmi, zamanınız var ve sinemaya gitmeyi düşünüyorsanız, öneririm.

* * * * *

İngiliz bilim adamı ve yazar, Jacob Bronowski’ye (1908-1974) göre. “Bilimin temeli, sorulacak soruyu doğru ve tam tanımlayabilmekten geçer. Bunu yaptığınız taktirde, uygun cevaba doğru yola çıkabilirsiniz.”

Günlük yaşamımızda da, cevabını bulmakta güçlük çektiğimiz, zorlandığımız konular olduğunda, acaba, doğru soruların cevaplarını mı arıyoruz, diye düşünmekte yarar var. Belki de, soru yanlış ve cevabı doğru olamayacak kadar uzaklarda. Bir daha gözden geçirerek, derine inmeliyiz.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
99. Sayı önceki yazı 99. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye