| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 12.08.1997 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 98

EKSİLER

Son zamanlarda, yurt dışına yazılım, hizmet, danışmanlık, teknik servis gibi konularda nasıl gidebiliriz, konusunda çalışmalar yapmaktayım. Bu haftada, geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi, yerli firmaların, yabancı firmalara karşı ellerinde olmadan oluşan bir sorundan söz etmek istiyorum.

Yurt dışındaki yazılım şirketlerinin bize göre bir avantajı var. O da, müşterileri olan, çalıştıkları şirketlerin bir kısmının uluslararası pazarlarda yer alıyor olması. Bir kısmı bilgisi ile, bir kısmı teknolojisi ile kendi ülkeleri dışında faaliyet gösteriyorlar. Bu konuma bakarsanız, herhangi bir ülkenin şirketi, başka bir ülkedeki firmaya ana dağıtıcılık, bayilik, temsilcilik veya başka bir çalışma konumu verdiğinde, kendi ülkesinde kullandığı yazılımı da kullandırıyor veya bizdeki şirket o yazılımı kullanmayı tercih ediyor. Bu durumda, yazılım şirketi, ürününü bir başka ülkeye ihraç etmiş oluyor. Ne kadar kolay değil mi? Kendi ülkenizdeki bir firma için yazılım geliştirdiniz. O firma, başka bir ülkeyle de çalışmaya başladığında, sizin yazılımı da veriyor. Böylece, uluslararası pazarda yerinizi almış oluyorsunuz.

Ülkemizdeki uluslararası yazılımların bir kısmına baktığımda, uluslararası firmaların Türkiye’de çalıştıkları şirketler veya kendi ofisleri tarafından kullanıldıkları için uygulamaya alınmış konumdalar. Bizdeki şirketlere bakarsanız, yurt dışında bu tür faaliyetlerde olan firma sayısı daha az. Ayrıca, yurt içinde kullandıkları bir yazılımı yurt dışına götürmeye gerçekten niyetliler mi? Yoksa, onlarda yurt içi başka, yurt dışı başka diyenlerden mi? Ya da, uluslararası pazarda yer alabilmek için, onların yazılımları ile çalışmak zorundayız mı, diyorlar?

Size yurt dışına yazılım veya hizmet götürmek için, bir başka faktör daha verdim. Yurt dışına açılmak için, sadece bilgi teknolojisi şirketlerinin gayret göstermesi yeterli değil. Diğer sektörleri de bu çabaya ortak etmemiz gerekiyor.

Bizde kaç şirket bunu yapar dersiniz? Kendi ülkemizin insanları, niçin bu ilgiyi bizlere göstermiyorlar? Eğer, gösteriyorlar diyorsanız, elinizde geçerli örnek olaylar mevcut ise, duymak isterim. Pek çok, başarı ile yapılmış yerli yazılım ürünü mevcut. Bunların, yurt dışında kullanılmaması için hiçbir neden yok. Bildiklerinizi, lütfen, iletin. Diğer okurlarla paylaşalım.

* * * * *

Görebileceğiniz en uçuk filmlerden birisi unvanını çok kolay hak eden bir film; “The Stupids”. Film, tam adına göre tasarlanmış. İzleyiciye hiç bir şey vermemek, bir film olsun da, nasıl olursa olsundan yola çıkılarak hazırlanmış.

Bu kadar da acımasız olmayalım. Filmin yönetmeni; John Landis. John Landis’i, “Spies Like Us”, “Silence of The Lambs” gibi filmlerden anımsayacaksınız. Landis, bu filmde de, çeşitli yönetmenlerin filmleriyle, diğer filmlerinden bir kısmında da yaptığı gibi eğleniyor. Filmin çok geniş olan oyuncu kadrosunda, başrollerde; Tom Arnold ve Jessica Lundy yer alıyorlar. Bu tür filmlerde oyuncu kadrosunun geniş ve meşhur kişilerden oluşması doğal. Ayrıca, böyle bir konunun aktarımında, oyuncuların performansı çok önemli. Yararlanılan filmlerdeki sahnelerin uygun şekilde canlandırılması gerekiyor. Performansların iyi olduğunu söylemeliyiz. Tanıdık pek çok yüzü göreceksiniz.

Yaşamdaki her şeyi kendilerine göre yorumlayan ve her zaman ki gibi tesadüf eseri kanun dışı bazı olayların ortaya çıkarılması işine yardımcı olan bir ailenin, komik macerası. Bu aktarılırken başka filmlere göndermeler yapılıyor. 

Sinema’yı seviyorsanız, daha önce izlediğiniz filmlerden anımsayacağınız sahnelerin ne kadar komik olabileceğini görmek istiyorsanız, izleyebileceğiniz komik bir film. Bazı sahneler gerçekten çok etkileyici. Ancak, sadece iyi bir komedi filmi izlemek istiyorum derseniz, aradığınızı bulamayabilirsiniz. Dikkatli seyretmeniz gereken bir film.

* * * * *

Uzun zamandır yazılmak için sırasını bekleyen bir söz var, bu hafta. “Acıkmış bir köpeği alıp, karnını doyurun, sizi ısırmayacaktır. İnsanla, köpek arasındaki temel farklardan birisi budur.” Amerikalı yazar, Mark Twain (1835-1910)’in bu sözü üzerine yorum yaparak, söylenecek çok şey var.

Söylenecekler çok kişiye dokunacak. Ben yazmayayım. Ancak, siz düşünün. Çevrenizdeki bazı olayları gözünüzün önüne getirin, bizdeki atasözünü de anımsayın; “Besle kargayı, oysun gözünü”.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
98. Sayı önceki yazı 98. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye