Eğlence 10.01.2002 - netyorum.com / Sayı: 99

"Hepsi Sarışın"

Bardaki taburede oturan kör adamın biri barmene "Hey! Bir sarışın fıkrası duymak ister misin?" demiş. Barmen birden tamamiyle
sessizleşmiş.

Yanındaki adam fısıltı ile ona "Fıkrayı anlatmadan önce bilmen gereken bir şey var. Barmen sarışın, fedai sarışın, ben de 1.95 boyunda, 200 kg ağırlığında karatede kara kuşaklı bir sarışınım. Bununla birlikte, yanımda oturan adam 2.02 boyunda, 225 kilo ağırlığında sarışın bir halterci. Senin sağındaki arkadaş ise 2.20 boyunda, 300 kg ağırlığında sarışın bir güreşçi. Bunu ciddi olarak düşün bayım. Hala bu fıkrayı anlatmak istiyor musun?"

Kör adam, "Hayır. En az 5 kez açıklamak zorunda kalırım".

"Yakalanınca"

Her Cuma akşamı hasta olan kızkardeşini görmeye giden karısını trene bindiren adam, haftasonu yanlız kalmasın diye kendilerine gelen kızkardeşini yarım saat sonraki trenden karşılarmış. Pazar akşamı ise tam tersi olur ve kızkardeşini trene bindirdikten sonra diğer trenler gelen karısını karşılarmış. Bu bir iki ay devam ettikten sonra bir Pazar akşamı, kızkardeşini trene bindirmiş, karısını beklerken istasyon görevlisi yanına yaklaşmış;

- Bayım, göruyorum ki sistem tıkır tıkır işliyor. Ancak bir gün trenlerden birisi gecikirse başınız fena halde ağrıyabilir.

"Çok Güvenli"

Adamın birisi tur ile birlikte Afrika'ya geziye gitmiş. Balta girmemiş ormanlarda rehber eşliğinde dolaşırlarken, sohbete başlamışlar.

Adam; "Burada emniyette miyiz? Acaba şu ağaçların arkasında gizlenmiş yamyamlar olabilir mi?"

Rehber; "Kesinlikle güvence verebilirim ki, Afrika'da artık yamyam bulunmaz".

- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Belki hala bir kaç tane kalmıştır.

- Hiç sanmıyorum. Sonuncusunu geçen hafta biz yedik.

"Hiç Kimse"

Ünlü sinema oyuncusu Gregory Peck, kalabalık bir restorana yanında bir arkadaşıyla girdiğinde, "Yer Yok" yanıtını almış, şef garsondan.

Arkadaşı, "Onlara kim olduğunu söylesene" dediğinde

Peck'in cevabı; "Eğer onlara kim olduğumu söylemek zorundaysam, herkesten bir farkım kalmaz"

"Zavallı At"

Pek çok şampiyonluklar kazanmış bir jokey yeni bir yarış için daha önce bilmediği bir ata binmek üzere anlaşmış. Yarış engelli bir yarış olacakmış. Yarış başlamadan önce atın yetiştiricisi jokeyin yanına yaklaşmış ve demiş ki;

- Bu at çok iyidir, çok iyi yetiştirdim. Sadece dikkat etmen gereken bir nokta var. Engele yaklaştığın zaman tam atlamadan önce atın kulağına doğru eğil ve "Haydi, Hop" diye bağır.

Jokey daha önce böyle bir şey duymadığından içinden gülmüş ve eğiticinin hafif aklını kaçırmış olacağını düşünmüş ama yine de ne olur ne olmaz diye söyleneni yapmaya karar vermiş.

Yarış başlamış ve ilk engele yaklaşmışlar. Ancak ilk engele yaklaşırken jokey gülünç duruma düşeceğini düşünerek eğiticinin söylediğini yapmaktan vazgeçmiş. At birinci engelin tam ortasına göğsü ile çarpmış. Jokey biraz huzursuz olmuş. Yarışa devam etmişler.

İkinci engele yaklaşmışlar. Jokey birinci engele takıldıkları için eğiticinin söylediğini yapmaya karar vermiş ve atın kulağına eğilerek "Haydi, Hop" diye fısıldamış. O da ne! At yine tam ortadan engele çarpmış.

Jokey üçüncü engele yaklaşırlarken denileni eksiksiz yapmaya karar vermiş ve engele yaklaşırlarken atın kulağına eğilerek, yüksek sesle "Haydi, Hop" diye bağırmış. At birden şaha kalkmış ve engelin üzerinden geçmiş.

Jokey bunu görünce yarışın geriye kalan kısmında engellere yaklaşırken atın kulağına eğilerek "Haydi, Hop" diye bağırmış.

Böyelece ilk iki engeldeki sorunun dışında yarışı başka engele takılmadan tamamlamışlar. Ancak ilk iki engeldeki sorundan ötürü yarışı ancak üçüncü bitirebilmişler.

Jokey eğiticinin yanına bir hışımla gelmiş;

- Buna inanamıyorum. Ben de hiçbir sorun yok. Ancak yarışı üçüncü bitirebildik. Nesi var bu atın, sağır mı?

- Sağır mı, ne sağırı? Zavallı hayvan kör.