| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 28.05.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 67

AŞIRI KULLANIM

Yazıyı yazmak üzere, bilgisayarın başına oturduğumda, yazacak konulara göz atarken, Milliyet gazetesinin vermeye başladığı, "The Wall Street Journal" ekindeki bir haber ile ilgili, çevremdeki kişilerin yorumuna şahit oldum.

Okumayanlar için anımsatayım, haberde; "internet'i çok kullananların, garip bir hastalığa yakalandığından" söz edilerek, "bu tutkuyu gidermek ve kişileri normal yaşama döndürmek için yapılması gerekenlerden" söz ediliyor. Bu yazıyı okumanın üzerine gelen yorum, muhteşemdi.

"Eh, bu kadar senedir, içeride, tıkır tıkır, bilgisayarla çalışıyorken, seninde böyle bir rahatsızlığa tutulduğundan şüphelenmiştik. Şüphelerimizde ne kadar haklı olduğumuz, ortaya çıktı".

Şimdi, "bilgisayarı bir iş aracı olarak kullanmanın, herhangi bir hastalık olmadığını etrafa nasıl açıklayacağız" diye düşünmeye başladım. Gerekiyorsa, çok uzun süreler harcayabiliriz. Bu sürenin, verimli kullanılmasını sağlamak bizim elimizde. Yine de, yazılan küçücük bir yazı, toplumun değişik kesimlerinin, farklı yorumlar yapmasına neden olabiliyor.

İnternet kullanan herkesin hastalanmayacağını, herşeyde aşırıya gidildiğinde, sorunlar doğabileceğini, açıklamak çok kolay değil. Hele, bir ekranın başında oturup, tamam, şimdi hat çok temiz, görüntüler ne kadar hızlı geliyor dediğinizde, omuzunuzun üzerinden sizi izleyen kişinin, ekrana gelen şeklin netleşmesinin dakikalar sürdüğünü görmesi sonucunda, sıkılmasına, şaşmamanız gerek.

Bu arada yeni teknikler bile geliştirebilirsiniz. Örneğin, nasıl olsa aradığım bilgi çok yavaş geliyor diyerek, aynı anda, birden fazla lokasyona bağlantı kurabilirsiniz. Ya da, bilgiyi beklerken, arka plana atıp, ön planda bir teklif hazırlayabilirsiniz. Son olarak, bir toplantıya katılıp, fikirlerinizi beyan edebilirsiniz. Gördüğünüz gibi, yapılacak çok şey var. Yeter ki, yaratıcılığınızı yitirmeyin. Yapacak birşey muhakkak bulursunuz.

Arada, spor yaparsanız, internet kullanmanın hastalık olmadığına, sağlıklı yaşam için ne kadar uygun olduğuna, dahi, karşınızdakileri ikna edebilirsiniz. Bu yazının, normal hatları kullanarak, internet üzerinden bir bilgiye ulaşmak için, gündüz saatlerinde, saatlerce bilgisayar başında oturanlarla bir ilgisi yoktur. Onlar, sabırlarının ne zaman taşacağını test etmekteler.

* * * * *

"Three Wishes - Üç Dilek", yönetmen Martha Coolidge'in bir filmi. Başrollerde, Joseph Mazzello, Mary Elizabeth Mastrantonio ve ne zamandır görmediğimiz Patrick Swayze yer alıyor.

Mucizelere inanıyorsanız, yaşamda iyilere yardım edileceğini düşünüyorsanız, sevinç, hüzün ve çaresizlik duygularına şahit olmak istiyorsanız, izleyebileceğiniz bir film. Kötü bir film olduğunu söylemek, haksızlık olur. Ancak, bugünlerde çok daha ilginç filmler vizyona girdi. Seçimi size bırakıyorum.

Yaşamla ilgili, ders verici çok güzel fikirler içeriyor. Özellikle, izleyenlere önerim, iş kurmak üzere yola çıkan anneye verilen öğüde dikkat edin. Yeni iş kuran herkes için geçerli olacağına inanıyorum.

* * * * *

Onu, "Careless Whisper" ile tanımıştık. O yıllarda, bu şarkı, en çok dinlenenler arasında yer almıştı. Daha sonra, pek çok eser üretti.

Geçtiğimiz günlerde piyasaya verilen, "Older" albümü ile, George Michael, yine ne kadar usta bir sanatçı olduğunu kanıtlayarak, şu sıralarda en çok dinlediğim albümler arasına yerleşti.

Özellikle, "Jesus To a Child" için, son günlerde dinlediğim en iyi şarkılardan birisi diyebilirim. Albümdeki diğer şarkılarında hakkını vermek gerekiyor. Bütünü ile, baştan sona rahat dinlenen, tekrar tekrar dinlemek isteyeceğiniz bir albüm. Edinmenizi öneririm.

* * * * *

Mark Twain'in, babalar üstüne bir sözü ile yazıyı noktalayalım. "Ben, ondört yaşında bir delikanlı iken, babam o kadar cahildi ki, neredeyse ihtiyar adamın etrafımda bile bulunmasına dayanamazdım. Yirmibir yaşına geldiğim zaman, arada geçen yedi yıl içerisinde onun ne kadar çok şey öğrenmiş olduğunu görmem, beni hayretler içinde bırakmıştı."

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
67. Sayı önceki yazı 67. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye