| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 19.03.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 58

HESAPSIZ KULLANMAYIN

Internet kullanımından bahsediyorum. Ancak, daha önce, Internet konusunda en çok kullanılan bağlaçtan, size bahsetmek istiyorum. "De" veya "Da" bağlacı.

Filanca Şirket "te", Falanca Dernek "te", Ben "de", Bizim Şirketimiz "de", internet kullanmaya başladı, diye giriş yapıyor, pek çok konuşma, yazı, duyuru.

Internet erişiminiz varsa, aradığınız bilgiye nasıl ulaşacağınızı biliyorsanız, gerçekten faydalı olacak bir ortam. Aradığınız bilgiyi belki de hiç bulamayacaksınız. Öyle ya, herkes, her türlü bilgiyi bu ortama henüz koymuş, kullanıcıların paylaşımına açmış değil.

Internet erişimini yakın bir zamana kadar sadece elektronik posta amacı ile kullanan bir arkadaşım, geçtiğimiz günlerde, web servislerini kullanmaya başladı. Bu konulara aşırı ilgisi var. Kendisine bir kaç tane "www" şeklinde başlayan adres verdim. Onlara bağlanmış ve çok hoşuna gitmiş.

Şimdi, kendi kendine yeni bir oyun keşfetmiş. Aklına gelen yabancı firma isimlerini, ürün markalarını, "www.isim.com" şeklinde deneyerek, o kadar çok firmanın web sayfasına bağlanmış ki, takip edemez hale geldim. Ben takip edemez hale geldim, o da, dönem sonunda telefon faturası geldiğinde ne olacak diye çok merak ediyor. Önümüzdeki günlerde, ödenecek telefon ücretlerini, servis şirketlerine verilecek paraları hesaplıyorum da, neler olacak, neler diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Bir diğer arkadaşımla yaptığım konuşmada da, artık on-line olarak internet'i kullanmaya başladığını söyledi. Kendisine sorum, "Hızından memnun musun?" oldu. Gelen cevap, "Senin bağlandığından daha hızlı". Benim bağlandığımdan iki mısli hızlı olsa da, grafik sayfalarda, çok yavaş kalacağını söyledim ve bir sayfanın gelmesi ortalama ne kadar sürüyor diye sordum. Aynı sayfa için, bir defa 5 saniye, bir başka kez de 125 saniye cevabını aldım. Ona gelecek servis şirketi faturası ile telefon faturasını da bekliyoruz.

Kanımca, internet erişimi için kullanılan telefon hatlarından, normal konuşmaya açık telefonlardan alınandan daha az ücret alınmalı. Telefonla konuşurken, isteğinizi biraz hızlı konuşarak, çabuk iletme olanağınız varken, internet erişiminde, sizin dışınızda çok fazla faktör var.

Bir öneri. Internet erişimini sağlayan hatlara erişim ücreti, servis hizmetini sağlayan şirket tarafından üstlenilsin, ancak, ücretsiz olarak değil, normal telefon ücretinin çok altında bir ücret alınarak (örneğin onda biri), aboneye fatura edilsin. Böylece, veri iletişimi amaçlı bağlanan telefonla, konuşmak için kullanılacak hattın ayrımı da kesin olarak yapılmış olur. Burada, uygun donanım ve yazılımla, internet üzerinden, telefon görüşmesi yapmak, gündeme gelebilir. Bunun çözümünü de, ayrıca düşünmek gerekir.

* * * * *

Yapımından 25 sene sonra gösterime giren, 1971 yılı yapımı bir film var, haftanın izlenen filmi olarak. Stanley Kubrick filmi olan, "A Clockwork Orange - Otomatik Portakal" isimli filmden söz ediyorum.

O zamandan, bu zamana, gösterime giren filmleri şöyle bir hatırladığınızda, "Bu film daha önce de gösterime girebilirdi" diye düşünebilirsiniz. Türkçe'ye çevrilmiş kitabını, pek çok kişinin anımsadığından eminim. Film ve kitap hakkında, son günlerde o kadar çok görüş ve düşünce yayınlandı ki, dikkatinizi çekmemiş olamaz.

Hatırlatmak istediğim bir şey var. Seansların aralarında üç saat olduğuna bakarak, aldanmayın. Film ikibuçuk saatte bitiyor. Özellikle, ikinci yarının ne kadar kısa sürdüğüne hayret edebilirsiniz.

Filme gelirsek, klasik müzik (Beethoven) eşliğinde, şiddeti aktaran, toplumu sorgulayan, kuralları eleştiren bir yapım. Kitap ve filmin yapım yılını düşündüğünüzde, sergilenenler daha da çarpıcı. Sinema sanatına gönül verenlerin seyretmesi gereken bir film. Film seyrederek, sadece zaman geçirmeyi düşünenlerin ise, iki kere düşünmelerini öneririm.

* * * * *

Eserlerinin pek çoğu Türkçe'ye çevrilmiş, çok beğendiğim, İngiliz yazar, William Somerset Maugham'ın (1874-1965) bir sözüyle, yazıyı noktalayalım. "İnsanların çektiği sıkıntıların yarısı, her soruya evet veya hayırla cevap vermek isteğinden gelir. Halbuki, evet veya hayır, onlardan hiçbirinin esas cevabı olmayabilir. Herbirinin içinde, birkaç evet ve birkaç hayır bulunabilir."

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
58. Sayı önceki yazı 58. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye