| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 12.09.2002 - netyorum.com / Sayı: 116


"Dalgın Profesör"

Dünyanın en önemli bilimadamlarından birisi aynı zamanda unutkanlığı ile meşhurmuş. Bir gün trene binmiş, seyahat ederken, bilet kontrolüne gelen konduktörün bileti istemesi ile biletini aramaya başlamış. Ancak bir türlü bulamıyormuş. Konduktör "Biraz sonra tekrar gelirim. O zamana kadar bulmuş olursunuz" diyerek gitmiş.

Tekrar geldiğinde bakmış ki profesör telaşla bileti aramaya devam ediyor. Konduktör profesörü tanıdığı için sakinleştirme ihtiyacı duymuş ve "Önemli değil efendim. Muhakkak bilet almışsınızdır. Merak etmeyin"

Profesör; "Çok naziksiniz ancak bileti bulmam gerekiyor. Başka türlü nerede ineceğimi bilemem" 


"Abuk Subuk"

Maymun kurmuş çilingir sofrasını ormanın orta yerine, külhanbeyliği yapıyor. O sırada zürafa oradan geçiyormus, sormuş:

- Vay maymun kardeş, nasılsın?

- İyiyim be anam, içiyorum içiyorum, aslanı dövüyorum.

Zürafa tırsmış ve uzaklaşmış. Derken Zebra geçmiş, o da sormuş:

- Selam maymun abi, ne var ne yok?

- N'olsun be gülüm, hep aynı; içiyorum içiyorum aslanı marizliyorum.

Zebra da uzaklasmış oradan. Bu kez köstebek, geçerken sormuş:

- Maymun, yaw naber?

- İyilik koçum, içiyorum içiyorum, Allah ne verdiyse girişiyorum aslana!

Köstebek de sıvışmış. Ancak böyle böyle derken, olanlar aslanın kulağına gitmiş ve aslan o tarafa doğru yola koyulmuş. Çıkmış maymunun karşısına:

- Eee anlat bakalım maymun efendi, ne var ne yok?

Maymun hemen kendine çeki düzen vererek yanıtlamış:

- N'olsun be abi, içiyorum içiyorum, abuk subuk konuşuyorum.


"Yanlış Numara"

Adamın karısı normalde telefonu eline bir aldı mı iki, üç saatten önce bırakmazmış. Bir akşam yine telefon çalmış, kadın gidip açmış ama bu kez sadece yarım saat konuşmuş ve kapatmış. Adam da şaşırmış:

- Hayrola hanım??? Sen iki saatten az konuşmazdın, bugün anlatacakların yarım saatte nasil bitti?

Karısı cevap vermiş:

- Yanlış numaraydı...


"Akıllı Züppe"

Afrikalı yerli İngiliz Lord'u gezmek için Afrika'ya gitmiş. Niyeti en otantik, en bakir yerleri gezip dolaşmak, kara kıtayı bir turist gibi değil, bir serüven adamı gibi keşfetmekmiş.

Lord'u tutup, ilkel kabilelerin yaşadığı, medeniyetten uzak bir yere götürmüşler, kampını da burada kurdurmuşlar. Adam yanına aldığı rehber ve bir kaç muhafız ile yerli köylerini dolaşmaya başlamış. Saz kulübelerden yapılmış bir köye rastlamış. Köyü dolaşmış, insanlara bakmış. Köyün öbür ucunda, hafiften açık araziye bakan bir yerde çıplak bir zenciyi kütükten yapılma bir tamtamın başında görmüş. Bakmış ki adam elindeki ağaçtan tokmağı biteviye kütüğe vuruyor. Dikilmiş başına, onun çıkardığı ritmik gürültüyü bir süre dinledikten sonra, "Neden tamtam çalıyorsun?" diye sormuş.

Yamyam kütüğe vurmayı kesmeden cevap vermis, "Köyümüz susuz kaldı.Onun için çaıiyorum."

İngiliz, elindeki pipoyu ağzına götürüp bir nefes çekerken, bilgiç bilgiç gülümsemiş, "Yani mevsim kurak geçti, nehirler kurudu. Su kalmadı. Sen de tamtam çalıp, ruhları yardıma çağırıyorsun. Aklın sıra dua ile yağmur yağdıracaksın, öyle mi?"

Yerli tamtamını çalmayı sürdürürken, bilgiçlik taslayan İngilize şöyle bir yan bakış fırlatmış, "Hiç alakası yok!" demiş. "Ben yandaki köyden tesisatçıyı çağırıyorum!"


Yorum Ekle Yorumları Listele
116. Sayı önceki yazı 116. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye