| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


BİN MİSKET


 
Yaşlandıkça Cumartesi sabahlarından daha fazla zevk alıyorum. Belki de bunun sebebi ilk uyanan kişi olmanın getirdiği sessiz yalnızlık ya da işte olmak zorunda olmamanın sağladığı sınırsız mutluluktur. Her iki durumda da, Cumartesi sabahının ilk birkaç saati en zevk aldığım anlardır. Birkaç hafta, önce bir elimde buhar çıkaran bir fincan kahve, diğer elimde gazete ile mutfağa doğru gidiyordum. Sıradan bir Cumartesi sabahı ile başlayan gün, hayatın zaman zaman bize verdiği derslerden biri haline geldi. Size anlatayım.

Cumartesi sabahları yayınlanan bir sohbet programını dinlemek için radyonun sesini açtım. Altın sesli yaşlı bir adamın konuştuğunu duydum. Bu insanlari bilirsiniz; kendisi yayıncılık işinde çalışıyormuş gibi konuşuyordu. "Tom" adında biriyle "bin misket" hakkında konuşuyordu. Söylediklerini merakla dinlemeye başladım.

"Tom, işinle meşgul gibi görünüyorsun. Eminim iyi maaş alıyorsundur. Ama aileden ve evinden bu kadar uzak olmak üzüyordur seni"

Ve devam etti.

"Sana bir şey anlatacağım. Bu şey, bana önceliklerim konusunda daha iyi bir bakış açısına sahip olmama yardim etti."

"Bin Misket" kuramını açıklamaya başladı.

"Senin anlayacağın, bir gün oturdum ve biraz aritmetik yaptım. Ortalama bir kişi yetmiş beş yaşına kadar yaşar. Biliyorum, bazıları daha çok bazıları da daha az yaşar. Ancak, ortalamada insanlar yetmiş beş yaşına kadar yaşar. 75'i 52 ile çarptım ve ortalama ömre sahip bir insanin tüm yaşamında sahip olacağı Cumartesi sabahı sayısı olarak 3900 rakamına ulaştım. Tom, şimdi beni iyi dinle. En önemli kısmına geliyorum."

"Bütün bunları ayrıntılı olarak düşünmeye elli beş yaşında başladım."

Ve devam etti

"Bu yaşıma kadar ikibin yüz seksenin üzerinde Cumartesi yaşadım. Sonra düşünmeye başladım, eğer yetmiş beş yaşına kadar yaşarsam, yaşayacağım Cumartesi sayısı sadece bin adet olacak. Bir oyuncak dükkanına gittim ve elindeki tüm misketleri aldım. 1000 adet misketi bir araya getirmek için üç tane daha oyuncak dükkanı ziyaret ettim. Bunları eve getirdim ve atölyemdeki radyomun yanında duran büyük, şeffaf bir
kabın içine hepsini doldurdum."

"O günden sonra, her Cumartesi bir tane aldım ve attım."

"Misketlerin azaldığını gördükçe, hayatımdaki önemli şeyleri daha fazla düşünmeye başladım. Hiçbir şey, dünyadaki zamanınınızın akıp gittiğini seyretmek kadar önceliklerinizi düzene sokmanıza yardım edemez."

"Programı kapatmadan ve güzel karımı sabah kahvaltısı için dışarıya çıkarmadan önce şimdi size son bir şey daha anlatacağım."

"Bu sabah, kabın içindeki son misketi de aldım. Eğer önümüzdeki Cumartesiye kadar yaşarsam, bana biraz daha zaman verilmiş olacak. Hepinizin kullanabileceği bir şey biraz daha fazla zamandır."

"Seninle konuşmak çok güzeldi Tom. Umarım sevdiklerinle biraz daha fazla zaman geçirirsin ve umarım bir gün tekrar görüşürüz."

"İyi sabahlar"
 

 

 

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
116. Sayı önceki yazı 116. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye