| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 11.01.2001 - netyorum.com / Sayı: 54


"Hasta Yemeği"

Adam Afrika'da gittiği bir seyahatten ülkesine geri dönmüş. Ancak kendisini çok kötü hissediyormuş. Bunun üzerine doktora gitmiş. Doktor kısa bir süre muayene ettikten sonra adamı hemen en yakındaki hastaneye sevk etmiş ve bir dizi test yapılmasını istemiş.

Adamı hastanede özel bir odaya almışlar ve adam test sonucunu beklemeye başlamış. Ertesi sabah odada adamın başucundaki telefon çalmış. Adam telefonu açınca;

- Günaydın. Ben sizin doktorunuzum. Test sonuçlarını az önce aldık. Maalesef ölümcül bir virüs taşıyorsunuz ve bulaşıcı.

- Olamaz. Şimdi ben ne yapacağım? Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

- Size yiyecek için diyet uygulayacağız. Bu andan itibaren pizza, börek ve minik kurabiyelerle besleneceksiniz.

- Bunun beni tedavi edeceğine inanıyor musunuz?

- Hayır. Ancak kapının altından sadece bu yiyecekleri içeri atabiliriz.


"Marangoz"

Bizim marangoz Temel, ahşap bir binanın restorasyonunda çalışmaktadır.

Elinde testere ile ikinci katın iskelesinde çalışıyorken, görünmez bir kaza meydana gelir ve testereyi kaydırarak bir anda yanlışlıkla kulağını keser. Kulak aşağıya düşer. Kulağını görmek ümidiyle, telaşla aşağıya bakar ve orada çalışan işçilere seslenir:

"Hey beyler. Aşağılarda bir kulak gördünüz mü?"

Şaşkın işciler şöyle bir etraflarına bakarlar ve kanlar içinde bir kulak bulup bizim Temel'e gösterirler:

"Bu mu?"

Temel aşağı doğru eğilip, gözlerini kısar:

"Yok yav, benimkinin arkasında kalem olacaktı".


"Görüş Mesafesi"

Adam, Cuma günü akşamüstü iş çıkışında, haftalığını da aldıktan sonra, eve gideceğine, arkadaşları ile felekten bir gece çalmayı tercih eder. Bütün bir haftasonunu arkadaşları ile meyhanede geçirip, parayı bitirdiğinde, eve gitmek aklına gelir.

Apar topar meyhaneden çıkar ve Pazar gecesinin ilerleyen bir saatinde eve varır. Karısı adamı kapıda öfkeli bir halde karşılar. İki üç saat süren bir ağız dalaşının sonunda kadın adama döner; "Beni üç, dört görmemeye ne dersin?" diye sorar.

Adam; "Benim için fark etmez. Çok iyi olur" diye yanıtlar.

Pazartesi geçer. Adam karısını görmez.

Salı ve Çarşamba geçer. Adam hala karısını görmemektedir.

Nihayet, Perşembe günü öğlene doğru adamın gözlerindeki şiş biraz iner de, gözünün ucu ile hayal meyal görmeye başlar.


"Kim O?"

Temel ile Dursun, NASA tarafindan araştırmalar yapmak üzere ay'a gönderilmiş. Ay'a indiklerinde Dursun Temel'e; "Temel, sen mekikte kal, ben biraz ayda dolaşıp etrafı kontrol edeyim" demiş ve dışarı çıkmış. Yarım saatlik bir uzay yürüyüşünün ardından mekiğe geri gelmiş. Bakmış uzay mekiğinin kapısı kapalı. Başlamış kapıyı çalmaya.

Temel içerden bağırmış; "Kim oooo?"

Not: Sayın Cemalettin Ulusoy'a teşekkür ederiz.


"Yıllık İzin"

İki iş kadını küçük bir işletmeye sahip olmanın zorluklarından yakınıyorlamış.

- Ben geçen sene yeni bir metod geliştirdim. Elemanlarımdan bir tanesine üç ayda bir zorunlu olarak bir hafta izin verip, tatil yaptırıyorum.

- İlginç. Peki, bir işe yarıyor mu, niçin bunu yapıyorsun?

- Kim olmadığında işler aksamadan yürüyor, bu şekilde bulabiliyorum.


Yorum Ekle Yorumları Listele
54. Sayı önceki yazı 54. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye