| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 18.01.2001 - netyorum.com / Sayı: 55


"Tam Tahmin"

Tıp fakültesinde profesör, yeni doğan bebekler bölümünü ziyarete giderken yanına öğrencilerini de almıştı. İçeri girdiklerinde hemşirenin kucağında yeni doğmuş bir bebek gördüler.

Profesör, öğrencilerine sordu; "Bir bakışta bu bebeğin kilosunu söyleyebilir misiniz?"

Öğrencilerin biri dışında tümü, "Şu kadar kiloyla bu kadar kilo arasında olabilir" biçiminde yuvarlak yanıtlar verdiler.

Bir öğrenci ise yalnızca tek rakam söyledi; "Üç kilo sekiz yüz gram".

Hemşire, bebeği tarttı ve gerçekten bebek tam üç kilo sekiz yüz gram geldi.

Profesör, öğrencisinin bu kesin yanıtı karşısında gururlandı; "Söyle bakalım, nasıl bilebildin bunu?"

Öğrenci saf saf yanıtladı; "Amatör balıkçıyım, hocam." 

Not: Sayın Ruhat Özgen'e teşekkür ederiz.


"Yaşlılık Bu"

Arabalarıyla seyahat eden oldukça yaşlı bir çift, öğlen yemeği için yol kenarında bir lokantada mola verirler. Yemekler yenir, lokantadan ayrılırlar, fakat yaşlı kadın gözlüğünü masada unutur. Tam otoyola girdikleri esnada, yaşlı kadın gözlüğünü arar, bulamaz ve lokantada unuttuğunu hatırlar. Kocasına söyler ama geri dönüş için otoyoldan çıkış noktasını bulmaları epeyce zamanlarını alır.

Bu arada fırsatı kaçırmayan kocası ağzına geleni söyler; "Yaşlısın, unutkansın, dikkatsizsin. Geri dönüşümüzün maliyetini biliyor musun?"

Sonunda lokantaya gelirler.Yaşlı kadın arabadan iner ve gözlüklerini almak için lokantaya doğru ilerlerken, kocası arkasından seslenir; "Bari içeri girmişken benim şapkamı da al..." 

Not: Sayın Cihat Aydoğan'a teşekkür ederiz.


"Kesinlikle"

Kadının birisi soluk soluğa, kalp çarpıntısı içinde sokakta gördüğü bir polise yaklaşır ve

- Memur bey. Adamın birisi beni takip ediyor. Sarhoş olabilir.

Memur kadını aşağıdan yukarıya dikkatlice süzer,

- Kesinlikle, öyle olmalı.


"Geri Çekil"

Bir sarışın, bir kızıl saçlı ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. İtfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları çıkarmışlar.

Çatıdan atlayanları tutmak için yanlarında getirdikleri çarşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler; "Atla, atla. Bu tek şansımız".

Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış.

İtfaiyeciler tekrar çatıya seslenmişler; "Hadi atla. Yoksa kurtulamayacaksın."

Kızıl saçlı aşağıya bağırmış; "Atlamam. Biraz önce yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz".

İtfaiyeciler; "Hayır, çekmeyiz. Biz sadece esmerler için bunu yaparız".

Böyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşağıya bırakmış. İtfaiyeciler esmer kızda olduğu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saçlı da elmalı kek gibi yere serilmiş.

Çatıda sadece sarışın kalmış. İtfaiyeciler daha önce de yaptıkları gibi; "Atla, atla. Yoksa yanarak öleceksin"

Sarışın; "Kesinlikle atlamam. İki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz. Ben atlarken de çekersiniz".

- Kesinlikle çekmeyeceğiz. Söz veriyoruz.

- Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenmiyorum. Şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin.


"Düşünceli Koca"

Balayılarındaki ilk geceyi kutlamak üzere yeni evli çift otel odasına girmişler.

Gelin, kuruntulu bir şekilde; "Ya bu odaya gizli kamera yerleştirdilerse?"

Damat hemen atılarak; "Ben bu tür cihazları bulma konusunda uzmanım" diyerek, aramaya başlamış.

Perdelerin arkası, dolapların içi, duvardaki tabloların arkası derken sıra halının altına bakmaya gelmiş.

Halının altında dört vida ile monte edilmiş yuvarlak bir disk bulmuşlar. Damat; "Tamam, işte bulduk. İyi ki ikaz etmişsin" dedikten sonra valizden bazı aletler çıkarmış. Dört vidayı da dikkatlice söktükten sonra disk'i yerinden çıkarmış ve pencereden dışarı atmış.

Geceyi rahat geçirmişler. Ertesi sabah kahvaltı için lobiye indiklerinde, otel görevlisi sohbet etmek için yanlarına gelmiş.

- Odayı nasıl buldunuz? Servisimizden memnun musunuz? Sizin için daha yapabileceğimiz bir şey var mı?

- Bu soruları niçin soruyorsunuz ki? Memnun olmamak için bir neden mi var?

- Açıkçası, sizin odanın altındaki odada kalan çiftin üzerine dün gece tavandaki avize düşmüş. Sizin de başınıza geldi mi diye merak ettik.


Yorum Ekle Yorumları Listele
55. Sayı önceki yazı 55. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye