| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 20.07.2000 - netyorum.com / Sayı: 30


"Berduş Tavsiyesi"

Psikoloğa başvuran adam; "Geceleri uyuyamıyorum efendim" demiş, "Sürekli yatağın altında biri var gibi geliyor. Yatağın altına girip orada uyumayı deniyorum. Bu defada yatağın üstünde biri var gibi geliyor"

"Hallederiz bu saplantıyı" demiş doktor, "Bana haftada iki kere geleceksiniz. Altı aylık bir tedavi sonunda sizi iyileştireceğimi umuyorum".

- Her viziteye ne kadar ödeyeceğim?

- Yirmi beş milyon TL.

Adam gitmiş. Gidiş o gidiş.

Doktor birkaç ay sonra adama sokakta rastlamış; "Ne oldu hastalığınız?"

- İki buçuk milyon liraya hallettim.

- Nasıl oldu?

- Sizden çıktıktan sonra ilerdeki birahaneye uğradım. Biramı içerken yanımdaki berduşa hastalığımı anlattım. Karyolanın bacaklarını kes, dedi. Kestim, mesele halloldu.

Not: Bu nükteyi ileten Sayın Metin Berk'e teşekkür ederiz.


"Kadınlık Hissi"

Atlantik seferini yapmakta olan bir yolcu uçağı havada şiddetli bir fırtınaya yakalanır. Şiddetli yağmur, gökgürültüsü ve şimşekler derken uçak dengesini kaybetmeye başlar. Yolcular feryat etmektedir. Herkes artık uçağın düşmek üzere olduğundan ve son dakikalarını yasadıklarından emindir.

Uçak bir kez daha sarsılırken arka sıralardan bir kadın ayağa fırlar ve bağırır; "Artık dayanamayacağım. Burada oturup koltuğa bağlı şekilde, bir hayvan gibi ölmeyi bekleyemem. Öleceksem, bari kadınlığımı hissederek öleyim. Aranızda bana kadınlığımı son bir kez tattıracak bir erkek var mı?"

Ön sıralardan bir el kalkar ve kadın ele doğru yürür. Kadın yaklaşırken, adam da üstündeki gömleğini çıkarır. Fırtınadan gidip gelen ışık aralarında kadın, erkeğin kaslı, üçgen vücudunu seçer.

Sonra erkek ayağa kalkar ve kadının tam önünde durur ve; "Ölmeden önce sana kadınlığını ben tattırabilirim. İstiyor musun?" der

Kadın bir erkeğin vücuduna, bir gözlerinin içine bakar ve hevesle; "Evet, istiyorum" diye cevap verir.

Bunun üzerine erkek elindeki gömleği kadına uzatır ve şöyle der; "Peki, öyleyse şunu ütüle bakalım!"

Not: Bu nükteyi ileten Sayın Metin Berk'e teşekkür ederiz.


"Nasıl Tanıyacak?"

Yaşı kırklara gelmiş bir kadın, gece rüyasında Tanrı ile karşılaşmış. Kadın Tanrı’yı görünce hemen sormuş; “Ne kadar yaşayacağım?”

Tanrı düşünmüş ve “Daha kırk yılın var” demiş.

Kadın müjdeyi aldı ya, ertesi gün yoğun bir çalışmaya başlamış. Hemen estetik doktorlarına koşmuş, yüzünü gerdirmiş, burnunu kaldırtmış, karın, kalça ve bacaklarındaki yağları aldırmış. Sonra saç şeklini değiştirmiş, en güzel parfümleri ve kozmetikleri kullanmaya baslamış. Tam bir afet olmuş. Kimse kırk yaşına geldiğine inanmıyor, sanki bir genç kız gibi. Önünde kırk yıl olduğunu biliyor ya, onun keyfini çıkaracak.

Derken bir gün arabasıyla giderken karşıdan gelen bir kamyona çarpmış ve orada can vermiş. Tabii doğru öbür dünyaya. Kadını melekler karşılamış tam yerini gösterecekler, kadın haykırmış; “Tanrı’yı görmek istiyorum, bana sözü vardı, tutmadı” diye.

Melekler çaresiz kadını Tanrı’nın huzuruna çıkarmışlar. Kadın aynı hiddetle; “Hani kırk yıl daha ömrüm vardı, niye canımı aldın?”

Tanrı, kadına bakmış, bakmış ve sonra da “Kusura bakma çok değişmişsin, tanıyamadım". 

Not: Bu nükteyi ileten Sayın Metin Berk'e teşekkür ederiz.


"Çocuk Kimin?"

Bir karı koca geçinemeyip boşanmak için mahkemeye dava açmışlar. Konu çocuğun velayetine gelince tartışma başlamış.

Önce anne konuşmuş bitirmiş.

Sıra babaya gelince; "Bakın hakim bey, bir sinemaya gittiniz. On beş dakika ara verdiler. Kola makinesine gittiniz, parayı içine attınız ve kola çıktı. O kola sizin mi olur, yoksa makinenin mi?"

Bu sözler üzerine hakim çocuğu babasına vermiş.

Not: Bu nükteyi ileten Sayın Metin Berk'e teşekkür ederiz.


"Patron"

Fabrikada çalışan üç kafadar işçiden biri Kayserili, biri Adanalı biri de bizim Trabzonlu Temel'dir. Bunlar çalışırlarken hergün patronun erkenden işten ayrıldığını fark ederler. Uyanık Kayserili diğer iki arkadaşını çağırır; "Bakın, patron böyle erkenden çıkıyor ve dönmüyor. Biz de o çıktığı zaman peşinden çıkıp gidelim."

Diğerleri bu teklifi hemen kabul ederler. O gün patron gene erkenden çıkar. Bizim üç kafadar da hemen peşinden dışarı seğirtirler.

Kayserili doğruca evine gider ve yatar.

Adanalı hemen bir kebapçıya gidip güzelce karnını doyurur.

Temel de evine gider. Yatak odasından gelen sesler üzerine kapıyı sessizce açar. Yatakta karısına sarılmış bulunan patronunu görür ve kapıyı sessizce kapatıp oradan çıkar.

Ertesi gün Kayserili ve Adanalı o gün de patronun peşinden çıkmak üzere plan yaparlar. Temel'i çağırırlar ve bugün de erken çıkacaklarını söylerler.

Temel hemen itiraz eder. "Yok uşaklar ben çıkmam! Dün az kalsın yakalanıyordum!"


Yorum Ekle Yorumları Listele
30. Sayı önceki yazı 30. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye