"Öykülerle Sözcükler" 22.11.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 93
METELİK
“Yine meteliği padişah sofrası gibi görmeye başladık” derdi Mustafa,
Erdemir’de grevin ilerlediği günlerde. Ailenin tek çalışanının baba olduğu ve
onunda kırk gün grevde kaldığı günlerin, bir aile için, ne demek olduğunu bilir
misiniz?
Bizim yaşantımızda önemli olmuştur grev günleri. Babanızın cebinde beş kuruş
yoktur ki size versin. İşte böyle günlerde çok sevdiğim sıra arkadaşım Mustafa,
başlardı iki de bir, yukarıdaki deyimi söylemeye.
Sonraları, hele hele öğrencilik yıllarımız “meteliğe kurşun atarak geçti” desek
yeridir. Öğrendim ki bu metelik bizim sosyal yaşantımızda çok önemli bir yere
sahip. Hatta sadece mallar için değil insanlar içinde bir ölçü birimi.
Beğenmediği bir adam olduğu zaman bizim Ayşe “O herif metelik etmez“ derdi.
İnsanlar için bu deyimin kullanıldığı bir başka biçim daha vardı, o da; “gavur
parasıyla beş para etmez” derdi babam. Adam haklı tabii, çünkü onların yetiştiği
zamanlarda Türk parası o derece değerli ki bir şeyi para cinsinden aşağılamak
için onun mutlaka değeri düşük olan yabancı para cinsinden olduğunun
belirtilmesi gerekiyordu.
Ben önce size meteliği öğrenme süreci içerisinde yaşadığım düşünsel yanılgımı
anlatayım.
Hepimiz biliriz ki, para imparatorlar, krallar ya da padişahların
kendi adlarına bastırdıkları ve kendi hakimiyetleri döneminde geçerli olan bir
ölçü birimidir. Bu nedenle ben metelik sözcüğünün İmparator Mete adına
kestirilmiş bir para olduğunu ve bu nedenle daha sonraki imparatorların onu
aşağılaması sonucunda bu duruma düştüğünü düşünüyordum. İşlerin bu kadar
karmaşık olmadığını öğrenecektim. Karmaşık değil çok basit idi ama aynı zamanda
ilginçti de .
Grev olmadan önce sendikalar arasında yetki mücadelesi olurdu. Kim ne kadar
işçiyi kendi sendikasına kaydetmişse o işyerinde yetkili hale gelir ve sözleşme
yapmaya hak kazanırdı. İşte bu aşamada her işçi lideri, işçileri kendi
sendikasına toplayabilmek için, değme politikacılardan daha iyi konuşur,
inanılmaz tartışmalar izlerdik meydanlarda ve kahvelerde.
İşte o günlerden bir gün Maden İş sendikasının yetkililerinden birisi
kendilerine karşı mücadele eden Metal İş sendikasının yetkilileri için şöyle
diyordu. “Bunlara Metal-İş'çi demeyin metalikçi deyin zaten metelik oldukları
için bu adı almışlar. Metalik demek metelik demektir. Metelik adamlar bunlar
tepeleyin bunları da görsünler...” konuşma bu temelde sürüp gidiyordu.
Çok karmaşık zannettiğim sözcüklerin çok basit anlamlara geldiğini, bu olay bana
tekrar hatırlatmıştı.
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|