| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

20.09.2001 Cengiz Özder - netyorum.com / Sayı: 84

ARABALI VAPURUN KUŞLARI

Şimdi başlığa bakıp ta mecazi anlamda bıçkın ağzı kullanmış olduğumu zannetmeyin. Size geçtiğimiz hafta sonu şahit olduğum ilginç bir kuş gözlemimi anlatacağım.

Bugünlerde bilmem gördünüz mü? İngiltere’den Amerika’dan gelmiş bir takım kuş meraklıları, ellerinde dürbün Çamlıca’da veya Boğaza hakim tepelerde göçmen kuşları gözlüyorlar. Yok, ben onlar gibi ciddi kuş gözlemcisi değilim. Bizim standardımız ne ki, böyle uğraşlarımız olsun! Bizim memlekette böyle boş işlerle uğraşmaya burun kıvırırlar neme lazım. Ben öylesine tesadüfi bir kuş gözlemcisi oldum işte.

Hafta sonu, Gebze Eskihisar iskelesinden karşıya Yalova Topçular yönüne gitmek üzere feribota bindim. Bilirsiniz; feribot yolculukları sıkıcıdır, öyle uzun yol yolcu gemilerinin çekiciligi ve büyüsü yoktur. Ben de, yolculuk esnasında simit yiyen insanların döktüğü susam ve kırıkları toplayan gemide uçuşan serçeleri izliyordum.

Önceleri bu kuşların gemiyi yuva belleyen fareler gibi olduğunu düşünmüştüm. Gemiden ayrılmadan burada beslenip gidiyor olmalıydılar. Ama sonra karşı sahile yaklaştıkça serçelerin geminin önündeki yatar kalkar platforma sıkça uçmaya başladıklarını gördüm. Karaya iyice yaklaşınca hepsi sıra oldular, sonra aniden grup halinde havalanıp kara üzerine doğru uçup gittiler. Çok ilginç bir olaydı. Demek ki gemide tesadüfen bulunmuyorlardı. Aynı insanlar gibi seyahat ediyorlardı. Göçmen kuşlar gibi uzun uçuşa uygun değillerdi ama onlar aynı insanlar gibi araç kullanarak normalde geçemeyecekleri uzaklıkları geçmişlerdi.

Akşam saati gün batışına yakın bir saatte bu kez Yalova yönünden geri dönüyordum. Bu kez serçeleri özellikle takip ettim. Gemi Eskihisar iskelesine yaklaşırken yine havalanıp, Gebze Darıca yönüne doğru gittiler. Sanki sabah vapuru ile işe gidip akşam vapuru ile eve dönüyorlardı. Bu işte büyük bir hoşluk buldum ve bunu, gerçeğin küçük ayrıntılarda olduğunu bilen insanlarla paylaşmak istedim.

İnsan dedim de; şimdi günlük gazeteleri okuyorum; yolsuzluklar, banka hortumlamalar, rüşvet, çıkarcılık, ince hesaplar, para, güç. İnsanları izliyorum, bakıyorum ki birbirleri ile geçinemiyorlar; açgözlülük, kuralsızlık, külhanlık, kibir, hırs, kin, düşmanlık. Sanki hiç bulundukları yerden gitmeyecek ve dünyanın sahibi gibiler.

Bugün var yarın yok olduklarını hiç akıllarına bile getirmek istemiyorlar.

Küçücük serçelerin realitesinin, onların pozisyonlarından daha anlamlı olduğunu farkedecek duyarlılığa sahip olabilselerdi bir de, ah...

Cengiz Özder
e-posta: cozder@yahoo.com 
Kasım 2000


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
84. Sayı önceki yazı 84. Sayı sonraki yazı
  Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye