| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

31.05.2001 Nesrin Kavak - netyorum.com / Sayı: 73

HAYIR DİYEBİLMEK

Size bu hafta, geçen hafta yayınlanan “Yol Ayrımları” adlı yazımdaki bir bölüm üzerinde durmak istiyorum.

“Bazen de, bir yol size kollarını açar, size vaatlerde bulunur. Siz de o yolda güzellikler ile karşılaşacağınızı ve hayal kırıklıklarına uğramayacağınızı bilirsiniz, ama o yola adım atmak içinizden hiç gelmez.” 

Size “böyle bir durumda ne yaparsınız” diye bir soru yöneltsem cevabınız ne olurdu? Bir kısmınız o yola girerdim, bir kısmınız da içimden geldiği gibi hareket ederdim, bir kısmınız da o yola girmek istemezdim diye cevap verecektir. 

Benim cevabımı merak ediyorsanız, o yola adım atmak içimden gelmediğine göre girmezdim ve hayır derdim. Peki hayır cevabını söylemek, düşünmek kadar kolay mı? 

Karşınızdaki kişi, size olan duygularını tüm içtenliği ile anlatırken, geleceğe yönelik olarak hayallerinden bahsederken, size kendini kaptırmışken, siz onun gözlerinin içine baka baka seninle bir başlangıç yapmak istemiyorum, demek o kadar kolay mı? Üstelik de karşınızdaki kişiye değer veriyorsanız, size olan samimiyetine inanıyorsanız, bunu söylemek o kadar zor ki...

Hani kelimeler boğazınıza düğümlenir, söylemek istersiniz ama sesinizi çıkartamazsınız. Geçerli nedenleriniz yoktur. Yalnızca mantığınız size o insanla birlikte olamayacağınızı söylüyordur. O an içinizde bir mücadele başlar, bir yanınız “ona hayır deme, sevgisine karşılık verebilmek için kendini zorla” derken, diğer yanınız, “hayır, ona karşı birşey hissetmiyorsun, bu ona daha çok acı verir” demez mi? İçinizde bu ikilemi yaşarken neler söyleyebilirsiniz, kendinizi ne kadar ifade edebilirsiniz? Bir başlangıç yapmayı mantığınız istemiyorken ve her zaman kalbinize mantığınız hükmetmiş ve hükmederken ne söyleyebilirsiniz? Üzgünüm mantığıma uymuyorsun, diyebilir misiniz? 

Yaşanan böyle bir ikilemin tabii ki bir galibi olacaktır. Bazen mantığınız, bazen de kalbiniz. O sizin iradenizin ne kadar güçlü olduğuna ve sonucun nasıl olmasını istediğinize bağlı. Sonu baştan belli olan bir yolda ilerlemek mantığınıza aykırı iken, ona bir fırsat verebilir misiniz?

O size ılık bir bahar akşamı, yıldızlı bir gecede, ay hilal şeklinde gökyüzünü süslerken, siz de bu kırdığım kaçıncı kalb, ben ne arıyorum diye düşünürken, hayır cevabını söyleyebilir misiniz? Söylemek zorundasınız, eğer karşınızdaki kişinin yıpranmasını, üzülmesini istemiyorsanız, onun sınırlarına saygı gösteriyorsanız, kendinize saygı duymanız için, verdiğiniz karardan dönmemeli ve ona gerçek duygularınızı onu incitmeden söylemeye çalışmalısınız. Gerekiyorsa, yüzüne bakmadan, gerekiyorsa dudaklarınızı acıtan bir gülümsemeyle ama bunu mutlaka yapmalısınız. 

Aslında yapmanız gereken en doğru şey, eğer birinin size karşı olan duygularını hissettiyseniz ve siz aynı duygulara cevap veremeyecekseniz, onun size açılmasına fırsat vermeyin. Fakat sizin isteğiniz dışında olaylar geliştiyse ve karşınızdaki kişi size açıldıysa, yapacağınız en doğru hareket hiçbir şey olmamış gibi dostluğunuza devam etmektir. Bu şekilde karşınızdaki kişi umutlanmamış olur, bu şekilde karşınızdaki kişiyi üzmek durumunda kalmazsınız. Bu şekilde eğer karşınızdaki kişi biraz anlayışlıysa, olaylara sizin açınızdan bakabilecektir.

Aslında, karşınızdaki kişinin size açılmasını sağlayarak, sizi gözünde fazlaca büyütmesini ve aslında size ait olmayan özellikleri size yüklemesini ve sizi saplantı haline getirmesini de engellemiş olursunuz. Çünkü size gerçekten değer veriyorsa ve siz de bunun farkındaysanız, onun daha fazla üzülmesine engel olmak için açılmasına fırsat verebilirsiniz. Tabi, bu andan itibaren yaşayacaklarınıza hazırlıklı olmalısınız. Neyi, nasıl söyleyeceğinizi bilmelisiniz. Size açıldığı için kendisini suçlu hissetmesine engel olmalısınız. Bir dönem kendini kötü hissedecektir, ama zamanla sizi anlayacak ve hak verecektir. Bir süre sonra, sizin aslında onun için doğru insan olmadığınızı, doğru insanı bulduktan sonra anlayacaktır. O an size kızgınlığı geçecektir.

Belki bir fırsat vermediğiniz için size kızabilir fakat belki zamanla sevebilirim noktasından hareket ederseniz en büyük hatayı yapmış olursunuz. Bu süreç içerisinde; pekçok yaşanan anı, pekçok söylenen söz olacaktır, bu onun sizden kopmasını daha da zorlaştıracaktır. Özellikle de yaşanan onca şeye rağmen, siz hala onu sevememişseniz karşınızdaki kişinin kendine güvenini de kaybetmesine neden olabilirsiniz.

Öncelikle kendimize karşı dürüst olmalı ve ne istediğimizi bilmeliyiz. Sonra günün geceyi izlediği gibi, herkese karşı dürüst olunacaktır. 

Her zaman karşımıza dürüst kişilerin çıkması ve her zaman dürüst olabilmek dileğiyle...

Nesrin Kavak
e- posta: nkavak@kutpo.com.tr 


Yorum Ekle Yorumları Listele
73. Sayı önceki yazı 73. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye