|
31.05.2001 Nesrin Kavak - netyorum.com / Sayı: 73
HAYIR DİYEBİLMEK
Size bu hafta, geçen hafta yayınlanan “Yol
Ayrımları” adlı yazımdaki bir bölüm üzerinde durmak istiyorum.
“Bazen de, bir yol size kollarını açar, size vaatlerde bulunur. Siz de o yolda
güzellikler ile karşılaşacağınızı ve hayal kırıklıklarına uğramayacağınızı
bilirsiniz, ama o yola adım atmak içinizden hiç gelmez.”
Size “böyle bir durumda ne yaparsınız” diye bir soru yöneltsem cevabınız ne
olurdu? Bir kısmınız o yola girerdim, bir kısmınız da içimden geldiği gibi
hareket ederdim, bir kısmınız da o yola girmek istemezdim diye cevap
verecektir.
Benim cevabımı merak ediyorsanız, o yola adım atmak içimden gelmediğine göre
girmezdim ve hayır derdim. Peki hayır cevabını söylemek, düşünmek kadar kolay
mı?
Karşınızdaki kişi, size olan duygularını tüm içtenliği ile anlatırken, geleceğe
yönelik olarak hayallerinden bahsederken, size kendini kaptırmışken, siz onun
gözlerinin içine baka baka seninle bir başlangıç yapmak istemiyorum, demek o
kadar kolay mı? Üstelik de karşınızdaki kişiye değer veriyorsanız, size olan
samimiyetine inanıyorsanız, bunu söylemek o kadar zor ki...
Hani kelimeler boğazınıza düğümlenir, söylemek istersiniz ama sesinizi
çıkartamazsınız. Geçerli nedenleriniz yoktur. Yalnızca mantığınız size o insanla
birlikte olamayacağınızı söylüyordur. O an içinizde bir mücadele başlar, bir
yanınız “ona hayır deme, sevgisine karşılık verebilmek için kendini zorla”
derken, diğer yanınız, “hayır, ona karşı birşey hissetmiyorsun, bu ona daha çok
acı verir” demez mi? İçinizde bu ikilemi yaşarken neler söyleyebilirsiniz,
kendinizi ne kadar ifade edebilirsiniz? Bir başlangıç yapmayı mantığınız
istemiyorken ve her zaman kalbinize mantığınız hükmetmiş ve hükmederken ne
söyleyebilirsiniz? Üzgünüm mantığıma uymuyorsun, diyebilir misiniz?
Yaşanan böyle bir ikilemin tabii ki bir galibi olacaktır. Bazen mantığınız,
bazen de kalbiniz. O sizin iradenizin ne kadar güçlü olduğuna ve sonucun nasıl
olmasını istediğinize bağlı. Sonu baştan belli olan bir yolda ilerlemek
mantığınıza aykırı iken, ona bir fırsat verebilir misiniz?
O size ılık bir bahar akşamı, yıldızlı bir gecede, ay hilal şeklinde gökyüzünü
süslerken, siz de bu kırdığım kaçıncı kalb, ben ne arıyorum diye düşünürken,
hayır cevabını söyleyebilir misiniz? Söylemek zorundasınız, eğer karşınızdaki
kişinin yıpranmasını, üzülmesini istemiyorsanız, onun sınırlarına saygı
gösteriyorsanız, kendinize saygı duymanız için, verdiğiniz karardan dönmemeli ve
ona gerçek duygularınızı onu incitmeden söylemeye çalışmalısınız. Gerekiyorsa,
yüzüne bakmadan, gerekiyorsa dudaklarınızı acıtan bir gülümsemeyle ama bunu
mutlaka yapmalısınız.
Aslında yapmanız gereken en doğru şey, eğer birinin size karşı olan duygularını
hissettiyseniz ve siz aynı duygulara cevap veremeyecekseniz, onun size
açılmasına fırsat vermeyin. Fakat sizin isteğiniz dışında olaylar geliştiyse ve
karşınızdaki kişi size açıldıysa, yapacağınız en doğru hareket hiçbir şey
olmamış gibi dostluğunuza devam etmektir. Bu şekilde karşınızdaki kişi
umutlanmamış olur, bu şekilde karşınızdaki kişiyi üzmek durumunda kalmazsınız.
Bu şekilde eğer karşınızdaki kişi biraz anlayışlıysa, olaylara sizin açınızdan
bakabilecektir.
Aslında, karşınızdaki kişinin size açılmasını sağlayarak, sizi gözünde fazlaca
büyütmesini ve aslında size ait olmayan özellikleri size yüklemesini ve sizi
saplantı haline getirmesini de engellemiş olursunuz. Çünkü size gerçekten değer
veriyorsa ve siz de bunun farkındaysanız, onun daha fazla üzülmesine engel olmak
için açılmasına fırsat verebilirsiniz. Tabi, bu andan itibaren yaşayacaklarınıza
hazırlıklı olmalısınız. Neyi, nasıl söyleyeceğinizi bilmelisiniz. Size açıldığı
için kendisini suçlu hissetmesine engel olmalısınız. Bir dönem kendini kötü
hissedecektir, ama zamanla sizi anlayacak ve hak verecektir. Bir süre sonra,
sizin aslında onun için doğru insan olmadığınızı, doğru insanı bulduktan sonra
anlayacaktır. O an size kızgınlığı geçecektir.
Belki bir fırsat vermediğiniz için size kızabilir fakat belki zamanla
sevebilirim noktasından hareket ederseniz en büyük hatayı yapmış olursunuz. Bu
süreç içerisinde; pekçok yaşanan anı, pekçok söylenen söz olacaktır, bu onun
sizden kopmasını daha da zorlaştıracaktır. Özellikle de yaşanan onca şeye
rağmen, siz hala onu sevememişseniz karşınızdaki kişinin kendine güvenini de
kaybetmesine neden olabilirsiniz.
Öncelikle kendimize karşı dürüst olmalı ve ne istediğimizi bilmeliyiz. Sonra
günün geceyi izlediği gibi, herkese karşı dürüst olunacaktır.
Her zaman karşımıza dürüst kişilerin çıkması ve her zaman dürüst olabilmek
dileğiyle...
Nesrin Kavak
e- posta:
nkavak@kutpo.com.tr
|