| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Göze Batan" 24.05.2001 Günan Ülgen - netyorum.com / Sayı: 72

BANA EMANET EDİLEN CUMHURİYET

Yazılarıma hep Merhaba ile başlarım, içten bizden gelen bir merhaba ile ...

Şu anda ise iyi uykular demem gerekiyor belki de çünkü saate baktığımda 02:07'yi gösteriyor. Oysa iki buçuk saat önce uykuya dalmıştım. Neden mi uyandım? Genç sesler duyarak uyandım. Bir mars söyleniyordu çocukluğumda öğrendiğim ve uzun senelerdir söylemediğim bir marş, 10.yıl marşı, ulu önder Atatürk'ün bizlere armağan ettiği demokrasi denilen bir yönetimi haykıran evet, “CUMHURİYET” 'i haykıran bir marş. Uykumun derininden beni alıp günümüz gerçeklerine getiren ve beynimde dolaşan tilkilerin kuyruklarını birbirine değdirmemeye çalışırken bir düşünce silsilesine kapılmama neden olan karşısında uyuyakaldığım televizyonumdan yükselen bir marş.

Garip mi geldi yoksa? Haklısınız belki de :) Yazımda garip gelecek size, belki de anlaşılmaz ve uzun........ Belki de okumayacaksınız.....

Uyanmışım artık, aklıma gelen düzene koyamadığım binlerce düşünce ile karşı karşıyayım, yaş olarak genç sayıldığım dönemleri anımsıyorum ki şimdilerde orta yaşta olduğum söyleniyorsa da ben buna hala inanmıyorum. O dönemlerden aklımda ne mi kalmış? Şimdilerde ifade ettiğim demokrasi söylemi ve işlemeyen sistemin ayak seslerini duyup ifade ettiğim o günlerde yediğim dayak sonrası sevgili anneme basketbol maçında kavga çıkıp da olduğunu söylediğim morlukları açıklayamamak kalmış aklımda. Sonrasında aklım başıma gelip sevgiye ve serseriliğe adıyorum kendimi çünkü düşünmek ve üretmenin ne yeri ne zamanı, çünkü ben o zaman gencim hem de kendisine koskoca bir cumhuriyet emanet edilmiş bir genç .

Yıllarca tepkisiz ve suskun kalıyorum, olanı biteni yargılamadan yaşıyorum. Sonra duyularımı kaybediyor duyarsız yaşıyorum!!! Hepimizin peşine düştüğü iş, ev, çocuk telaşı sarıyor beni. Sonra geriye dönüp bakıyorum tüm o güzelliklerin yaşanmışlığında ülkem için bir damla dahi olamamışım. Bana emanet edilen cumhuriyete sahip çıkamamışım, 1938 yılından sonra tek çivi çakılmayarak köhneleşen bir sistemde yaşamış, çocukluğumdan beri yanlış kişilerce yönetilmişim ben ...

BEN kim miyim? Ben, Türk genciyim bana emanet edilen cumhuriyetin soyulmasına göz yummuş, susmuş, yönetenlerin yönetemediğini gördüğümde "boş ver ya, bak işine" demiş bir gencim.

Artık farkında olmamız gereken bir konu var ki; ekonomik krizin bir dünya rakam ve analiz ile ifade edilecek parasal nedenleri ile birlikte siyasal yetersizlik yönü olduğu. Bizi yönetmeyi, ülkemizi yönetmeyi beceremeyenlerin bunu fark etmesi gerek.

Çıkar ve rüşvet bataklığına gömülmüş bir siyasal sistem, eğitim adına eğitimsiz bırakılmış bir gençlik, eğitilmiş ama depolitize edilmiş bir orta yaş kuşağı, tarım ve hayvancılık unutturulmuş ve sübvansiyonlar ile çiftçilik yapmayı unutmuş köylü, akademik kariyer yapmış adının önüne ünvanlar almış ama ülkesinde önemsenmemiş bilim adamları, bir de 45 gün bir evde kamera ile gözetlendiğinden sesi ile ünlü olan Tarık. Konu Tarık mı, değil tabii yozlaşmış bir medya da resmin bir parçası.... Şimdi bu mu bizlere emanet edilen cumhuriyet? 

Evet kötü bir manzara değil mi? Lütfen bir kaç dakika IMF, borsa, faiz konularını bir kenara koyup düşünelim, bu ülkeyi seviyorsak lütfen bu ülke için artık eskimiş siyasi .....izm’lerin gömülmesi gerektiğini düşünelim ama kafamızı kuma gömmek istersek de o da bizim seçimimiz çünkü büyüklerimiz bize böyle şeyler konuşmamamızı öğretti yoksa ........ belki bir gün bu noktalara bende kurban olurum, ne dersiniz ?

Yukarıda çizdiğim tablo karamsar bir tablo ve ben bu tabloyu kendi çocuğumun yaşamasını istemiyorum bu nedenle de gerek sanal tartışma platformu olarak doğmuş, gerek yaşamda 
faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerini izlemenizi tavsiye ediyorum. Bir gün oy vermemiz gerektiğinde standart mecburi partilere değil de bilincimizin belki de vicdanımızın sesi ile hareket eder, gerekirse bağımsız adaylara oy veririz. 

Ülkemizde bir çok fikir ve meslek grubu tıkanan yönetim sistemimizin tartışmasını yapıyor ve tartışırken de üretiyor. Sokağa çıkıyorum, kahvelere gidiyorum, mahalle bakkalı ile pasajdaki esnafla konuşuyorum. Görüyorum ki bu eleştiri ve arayış giderek yayılıyor. Yeni yöneticiler içimizden yetişmiş, belki siz, belki de kendisine ihtiyaç var lider olarak!! Hayır, lider değil. Bizim lidere değil temsilcilere ihtiyacımız var. Sorunlarımızı bilen, çözüm önerileri getiren, önerileri projelere dönüştüren temsilcilere hem de tüm eğitim sistemini değiştirmeye ihtiyacımız var. Ezberci köhne nesiller yerine düşünen ve sorumluluk almaktan kaçmayan gençlere ihtiyacımız var. 

Biz, toplum olarak, ben biliyorum da söylemem edasıyla bıyık altından gülmeyi ve sadece çorbamızı içmeyi düşünmeyi bırakmadıkça, tanımların kavgasından bıkmadıkça (laik, şeriatçı, batıcı, gerici, ilerici v.s.) değişmeyeceğiz.

Unutmayalım, hepimiz kendi çorbamızı içersek o tabağı masadan düşürmek çok kolaydır ama o çorbayı büyük bir kazandan hep beraber içersek daha iyi bir gelecek için küçük bir adım atmış oluruz.

Daha güzel yarınlar dileğimle,

Günan Ülgen
e- posta: gunan@bankaciyiz.com


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
72. Sayı önceki yazı 72. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye