|
17.05.2001 Tunca Dolapçı - netyorum.com / Sayı: 71
DERİNLİĞE DOĞRU
Gecenin bir vakti olmuş. Düşüncelerimin bana kurmuş olduğu
tuzaklardan kaçarcasına, umuda yolculuk yapıyorum sanki.
Yitirmek istemediğim hayallerimin peşindeyim bu saatlerde. Sanki zifiri karanlık
bir kuyudan su çekermiş gibi.
Derler ya; insanları hayalleri ayakta tutar diye. Ama şunu unutmuşlar, ayakta
tutan şey gün gelir hayal kırıklığına da uğratır. Evet ben bunları yaşıyorum bu
zaman dilimlerinde. Biz insanlar üretken olduğumuz kadar tüketiciyiz. Gün gelir
elimizdekilerin değerini bilir, gün gelir kıymet bilmeyiz. Artık kavramlar allak
bullak oldu ki ne yapmamız gerektiğini bilmediğimiz, hatta düşünmeye fırsat
bulamadığımız zamanlar fazlalaşmaya başladı. Artık keşkeler ve pişmanlıklarla
doluyuz. Neden? diye soruyorum kendime.
Bizler açız, hem de mutluluğa. Fakat ne hayaller, ne de keşkeler doyuruyor
karnımızı. Değer yargıları değişiyor ve böylelikle insanların insanlara
yaklaşımı daha soğuk ve mat oluyor. Yaşam ki o kadar güzel ve kısa. Bizler
ayakta durabilecek kadar yapay işlerle avutuyoruz kendimizi. Gelin, mutluluğun
yansıttığı ışıkla, çevremizi ısıtalım. Onlara sevgiyi öğretelim ki, yarınlarımız
ayakta kalabilsin. Yavaş yavaş insanlığa sunulmuş kavramlar yitirilmekte. Hep
yitiren taraf neden bizler olalım. Sadece bizlere gerekli olan şey cesaret ve
özgüven. Bilmece ise yaşamın bize sunduğu güzelliklerle yaşamak, mutluluğa
göçebilmek! Aynı göçmen kuşları gibi.
İlk başta içimizdeki duygularla yüzleşelim ki gerisi gelsin. Sadece birazcık
çaba. Mutluluğa giden yolu takip edebilmek için, birazcık çabayı kendi
yaşamınızdan hiç bir zaman eksik etmeyin...
Tunca Dolapçı
e-posta:
tuncadolapci@yahoo.com
|