|
"Öykülerle Sözcükler" 10.05.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 70
SEYİRCİ
Bugünlerde "Oynayan İnsan" dergisinin yayın kurulu toplantılarına
katılıyorum. Sevgili Tamer Levent ile Nihat Hakan Güney bana; "Biz bir dergi
çıkarıyoruz TOBAV'da. Zamanın varsa sen de gel" dedikleri andan itibaren
koşarak, yayın kurulu toplantılarına katılmaya başladım. Nedeni ne diye
düşünüyorum. Herhalde bizim gibi teknik ve para işleri ile uğraşan yönetici
takımına böyle şeyler çok hoş geliyor.
Yayın kurulunda herkes sahne sanatçısı olunca da kendimi uzun bir süre seyirci
gibi hissettiğimi fark edip; "Kendine gel Nezih " dedim. Senden seyirci işlevini
yerine getirmeni bekliyor olsalardı o zaman oyuna davet ederlerdi, yayın
kuruluna değil.
Tam böyle düşünüp seyirci rolü oynamaktan vazgeçerek yayın kurulu üyesi rolü
oynamaya karar vermiştim ki, birden seyirci sözcüğünün aslında çok ilginç
bir sözcük olduğu aklıma geldi.
Genel anlamıyla "seyir", bir şeye bakmak onu takip etmek anlamında ele alındığı
zaman, doğal olarak "seyirci" de, bakan insan anlamına gelen bir sözcük. "Bakan
ama baktığından dolayı hiçbir sorumluluğu olmayan, olayın dışında bir varlık"
diye düşünürken, aklıma spikerlerin haberlerde sık sık söylediği bir cümle
takıldı; "seyir halindeyken ..... bandıralı gemiye çarpan". Seyir burada bir
şeyin izlenmesi ya da bir şeye bakılması anlamında değil hareket halindeyken yol
alırken anlamında kullanılıyordu. Seyyah'ta buradan çıkmış olsa gerek.
Bir de, Pir Sultan Abdal'ın kızının babasına yazdığı şiir aklıma geldi,
şöyle haykırıyordu:
Dün gece seyrimde, coştuydu dağlar
Seyrim ağlar ağlar Pir Sultan deyü
Gündüz hayalimde gece düşümde
Düş de ağlar ağlar Pir Sultan deyü
Burada da seyir uyku süreci anlamında kullanılıyordu, rüya anlamına
kullanılan ise düş'tü .
Seyir ya da seyirci Arapça'dan dilimize geçtiği belirtilen bir sözcük. İşin
ilginci Orta Asya'daki Türk cumhuriyetlerinin yarısı Arapçadan geçme seyir
sözcüğünü kullanırken diğer yarısı da Farsça'dan geçme temaşa sözcüğünü
kullanıyorlardı.
Seyreden yerine bakan ya da bakıcı sözcüğünü kullanamıyoruz. Çünkü bu
sözcüklerin anlamında sorumluluk gizli. Bakıcı eğer bir çocuğa bakıyorsa onun
herşeyinden sorumlu ama seyirci değil. Seyirci sözcüğü bence göçerlikle
birlikte dilimize girmiş bir sözcük. Geçtiğiniz yerleri seyredersiniz, zaten
seyir halindesinizdir o kadar. O yerler sizin değildir çünkü. Ama tarlanızı
seyredemezsiniz, ona bakmanız gerekir. Çünkü bakmazsanız dağ olur.
Tüm bu yorumları kafamdan yaparken sahne eserlerinin izleyicisine seyirci
denmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Çünkü seyirci sahne sanatlarında pasif
bir unsur değil. Seyircisi ile bütünleşen bir oyunun yarattığı enerji ile diğeri
arasındaki farkı hepimiz biliriz. Seyirci sahne dışındaki oyuncu gibidir.
Ben bunları irdelerken Oya hanımın sözleri ile kendime geldim.
- Arkadaşlar, yayın kurulu toplantımız sona ermiştir. Bir sonraki toplantı
haftaya perşembeye.
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|