"Yansımalar" 03.05.2001 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 69
İçindekiler;
-
Konu: İş Görecek Bilgisayar
-
Konu: Metroda Şaşkınlık
-
Konu: İsimlerin Anlamları
-
Kitap: İlk Kez Bir Şiire Ağladım - Gülsüm Güven
-
Söz: Dalai Lama
KONU: İŞ GÖRECEK BİLGİSAYAR
Hindistan'da geliştirilmekte olan ve bugünlerde ilk çalışan
şeklinin pazara tanıtılmaya başlandığı bir cihaz "Simputer".
Simputer kelimesi, (S)imple, (I)nexpensive, (M)ulti-lingual
com(PUTER) kelimelerinin birleştirilmesinden oluşturulduğu gibi, (SIMP)le
comp(UTER) den de oluşturulabilir. Ya da (S)imple, (I)n-expensive
(M)ulti-lingual (P)eopLE's comp(UTER) da diyebilirsiniz.
Bu konsept 1998 Ekim'inde Bangalore'de düzenlenen "Global Village"
etkinliğindeki "Information Technology for Developing Countries" seminerinde
dile getiriliyor.
Bangalore'de yayınlanan deklarasyona göre; "herkes ucuz, genişletilebilir
teknolojik cihazlarla ekonomik bir şekilde ulusal ağlara erişebilmeli ve bilgiye
sahip olabilmeli. Bunun için muhakkak kişisel bilgisayarlara ihtiyaç
duyulmamalı. Alt yapı ilgili ülkenin olanaklarına göre tasarlanmalı ve kültürel
içerik korunmalı. Yerel dilde içerik sağlanarak, erişime açılmalı. Cihazın
üzerinde kullanılacak uygulamalar mümkün olduğunca ücretsiz olabilmeli".
Bu başlıklardan yola çıkarak Hindistan'da bir oluşum gerçekleşiyor ve adına "Simputer"
denilen cihaz tasarlanmaya başlıyor.
Cihazın özellikleri kısaca; Intel'in StrongARM işlemcisi Linux işletim
sistemi ile kullanılacak. Monokrom LCD dokunmatik ekran (320x240
çözünürlükte) olacak, 16 MB bellek mevcut. Kalemle el yazısını
tanıyabilecek ve farklı dillerdeki karakter setlerini destekleyecek. IRDA
ve USB bağlantıları mevcut. Standart uygulamalar olarak internet erişimi
ve elektronik posta bulunacak.
Ayrıca Hindistan'daki okuma yazma oranının düşük olduğu göz önüne alınarak
yazı'dan konuşmaya çeviri yapabilme özelliği, konuşma tanıma uygulamaları da
planlanıyor.
Cihazda yer alacak smart card ara birimi ile bankacılık, haber erişimi,
alışveriş ödemeleri gibi işlemlere de olanak verebilecek.
Uzun vadede kablosuz iletişim de eklenmesi düşünülüyor.
Simputer'ı geliştiren grubun başında 7 kişi var. Bunlardan dördü "The computer
science faculty of the Indian Institute of Science (IISc)" 'den, üçü ise
"Encore Software" isimli şirketten.
Cihaz ilk bakışta bir kişisel el yardımcısı gibi görünse de yapabilecekleri bir
kişisel bilgisayara eşit. Ancak kişisel bilgisayarda yapabileceğiniz herşeyi de
bundan beklemeyin. Örneğin, çok yoğun bir bilgi girişi yapacaksanız, cihazın
üzerindeki el yazısı tanıma sistemi yerine usb çıkışına bağlanabilen bir klavye
daha çok işinize yarayacak.
Cihaz'da daha önce belirttiğim gibi Linux işletim sistemi kullanılıyor, uygulama
yazılımları için ara birim olarak IML "Information Markup Language"
seçilmiş. IML, HTML, XTML ve WML 'in arasında bir ara birim olarak tercih
edilmiş ve geliştirilmiş. Grup, her türlü kodu açık ve denetimi kendi elinde
olan sistemleri kullanmak istediği için bunu kabul etmiş.
Cihazı geliştiren grup üretimini yapmayı düşünmüyor. Onun yerine cihaz için
lisans isteyenlere lisans verilecek, alınan bu bedelde cihazın yeni sürümleri
için kullanılacak. Lisans bedelinin 1,100.- Amerikan Doları civarında olacağı
söyleniyor.
Bu alt yapıyı kullanacak bir cihazın son kullanıcıya maliyetinin ise 200.-
Amerikan Dolarını geçmesi beklenmiyor.
Darısı bizim başımıza. Ar-ge birimleri, üniversiteler şu işe bir el atın. Bu tür
bir konuda çalışacak ekipte ben de yer alır, zaman ayırırım. Aklınızın bir
kenarında bulunsun.
Detaylı bilgi için erişim adresi;
http://www.simputer.org/
KONU: METRO'DA ŞAŞKINLIK
Söz edeceğim bu yazılım, geçtiğimiz günlerde palmturk
haberleşme listesinde Cemre Güngör tarafından duyuruldu. İstanbul, Ankara, Adana
ve İzmir'in de yer aldığını, görünce şok olduğunu belirtince, ilgili adrese
gidip, indirmek ve incelemek vazifesini kendime verdim. Hemen adresten yazılım
ve şehir veri tabanlarını indirip, Palm Vx 'e kurdum. Ben de şok oldum. Aslında
buraya argo bir iki kelime, cümle yazmak gerekir ama netyorum'da yakışık almaz.
Cemre Güngör'e katılıyorum.
Patrice Bernard ve Frank Van Caenegem adlarında
iki kişinin çalışması. Programda yer alan bilgileri dünyanın değişik
ülkelerindeki kişiler yardımı ile toplamışlar ve her haritanın içerisinde o
kişi, kurum ya da kişilere teşekkür ediyorlar. İstanbul için 4.Levent - Taksim
hattı içerilmese de onun dışında her yer var. İncelediğiniz zaman çok ilginç
bilgilerle karşılaşıyorsunuz. Aslında sadece bir metro kullanım rehberi değil.
Otobüs, tramvay, tren gibi taşıma araçlarını da içeriyor.
Örneğin; İstanbul'u ve Ankara'yı bilenler için iki çalışmayı
size aktarayım.
Taksim'den Karaköy'e gitmek için 3 istasyon ve 1 aktarma
olduğunu ve yolculuğun 9 dakika süreceğini belirtiyor. Taksim'den eski tramvayı
alıp, Tünel'e gidin ve Tünel'de Tünel trenini alıp, Karaköy'de inin.
Emek'ten Dikimevi'ne gitmek için 9 istasyon, aktarma yok, 14
dakika. Emek'te Ankaray'ı alarak, Dikimevi'nde inin.
Palm işletim sistemi kullanan ve neler yapılabileceğini
görmek isteyenlerin muhakkak edinmesi gereken bir çalışma. Üstelik ücretsiz.
Hangi akla hizmet bunu ücretsiz yapıyorlar anlamam pek mümkün olmasa da,
ellerine sağlık. Bir süre sonra buna tarifeleri de eklerler ve birilerine
pazarlayarak iyi para kazanırlar.
http://home.worldnet.fr/~patriceb/Technique/Metro/Metro-en.html adresini
kullanabilirsiniz.
http://surf.to/metro/
adresi de kullanılıyor.
Site Fransızca, İngilizce ve Japonca dillerinde hizmet veriyor.
Türkiye'deki Palm işletim sistemi kullananların bir
araya geldiği sitenin adresi ise
http://www.palmturk.gen.tr
KONU: E-KİTAP'TA GERİ ADIM
Yaklaşık olarak beş ay öncesinin bir öyküsüne sizi götürmek
istiyorum. 2000 senesinin yaz aylarında ünlü roman yazarı Stephen King,
internet üzerinden dağıtımını yapacağı bir eser hazırlayacağını duyurdu; "The
Plant". Bu eseri okuyucular bölümler halinde internet'ten kendi
bilgisayarlarına yükleyecek, dilerlerse yazıcıdan çıktısını alabileceklerdi. İlk
anketler kitabın bölümlerini internet'ten bilgisayarlarına indirecek okurların
%75'inin istenen bedeli ödeyeceklerini gösteriyordu. Ancak dördüncü bölüme
gelindiğinde kitabın dördüncü bölümünü alanların bedel ödeme oranı %50'nin
altına düştü. Bir başka deyişle her iki kişiden biri para ödemeden kitabı
okumaya devam ediyordu. Stephen King buna rağmen altıncı bölüme kadar geldi ve
18.Aralık.2000 itibarı ile diğer projelerine zaman ayırmak için bu kitabın
devamını durdurdu. Kitabın bölümleri başlangıçta kopyalanmayı engelleyecek
tarzda üretiliyor olsa da bazı kullanıcıların bunu çözmesi sonucu kopyalanma
başladı.
Fiyatlara bakarsak; ilk üç bölüm için 1'er Amerikan Doları, daha
sonraki üç bölüm için de 2'şer Amerikan Doları istiyordu. Peki ne harcanmış, ne
kazanılmış, kâr mevcut mu? Bu sorunun yanıtı ilgili sayfalarda yer alıyor. Buna
göre; 721,448.61 US$ gelir elde edilmiş. 257,616.34 US$ harcanmış. Kalan para
463,832.27 US$. Az mı gözüküyor, ne dersiniz?
İlk altı bölümden sonra dondurulan bu kitabın, şu anda eski
bölümlerini de bilgisayarınıza indirmeniz olası değil.
Ancak bu e-kitap olgusunun başarısızlığı anlamına gelmiyor.
Çünkü başarılı başka örnekler var. Burada konu Stephen King'in ayıracağı zamana
karşılık elde edeceği kazanç. Ayrıca etik olarak eserinin kopyalanarak bedel
ödenmeden okunmasına karşı. Bu da geçerli bir neden. Telif haklarına, yazarın
hakkına saygılı kullanıcılar olmadığı taktirde neler olabileceğine dair güzel
bir örnek. Eğer bu özdenetimi sağlayamazsak sanatçıların yaşamlarını sürdürecek
kazanç elde etmelerini ve yeni eserler ortaya çıkarmalarını engelliyoruz.
Stephen King, eserleri ve The Plant hakkında
http://www.stephenking.com adresinde detayları bulabilirsiniz.
KİTAP: İLK KEZ BİR ŞİİRE AĞLADIM -
GÜLSÜM GÜVEN
"O yüreğimde taşıdığım en cesur insan. Şiirlerde yaşadı
yıllarca, yaşadıklarını şiirle anlattı. Belki de yazdığı şiirleri yaşadı.
Yüreğinde, beyninde ne kadar anlam varsa mısralarına yükledi. Yaşamın anlamıydı
şiirleri. Ve şimdi sonunda hepsi; şiirler, yaşamı ve anlamları bu yapraklara
döküldü. Dökülenlerin yalnızda duygular olduğunu düşünmeyin. Bence satır
aralarının o beyazlığına dökülmüş gözyaşlarını da görebilmelisiniz. Anne, seni
çok seviyoruz. Zeynep - Elif".
Gülsüm
Güven'in çocuklarının okuduğunuz bu yazısı ile başlayan "İlk Kez Bir
Şiire Ağladım" isimli şiir kitabından söz etmek istiyorum.
Kitapta 68 şiir yer alıyor. Bunların "Yarımlar" onbir, "Canımsın" üç ve "Seni
Seviyorum" iki parçadan oluşuyor.
Yaşama pembe gözlüklerle bakan şiirler yok. Onun yerine yaşamın
duygu dolu inişleri çıkışlarından esinlenen ve satırlara dökülen şiirler var.
Gülsüm Güven, çocuklarının da belirttiği tarzda yazmış. Onların sözlerinin
üstüne eklenecek pek fazla bir şey yok. Şiirlerdeki tarihlere bakarsanız bir
senelik bir süreç içerisinde üretilen şiirlerle karşı karşıyayız ancak kapsadığı
dönemin uzun yıllar olduğu muhakkak.
Şiir ile ilgileniyorsanız farklı tadlar bulacağınız bu kitabın kütüphanenizde
bulunmasında yarar var. Şiirleri üretmek ve bunları bir araya toplayarak, eser
haline getirmek güzel bir çaba. Satın alarak sizin de katkınız bulunsun.
Bu kitabı da
Pandora kitapevi'nden temin edebiliyorsunuz. Kitapçılarda aramanız sonuç
vermeyecektir.
SÖZ: DALAI LAMA
Dalai Lama der ki; "Kendinizden iyileri görerek asla
gerçek mutluluğu yakalayamazsınız".
Tibetli rahip ve düşünce adamı Dalai Lama'nın, derin bir felsefi
anlam içeren bu cümlesini özümsememizde yarar var. Mutluluk tanımı üzerine ne
güzel söylemiş. Zenginlik, servet, şan şöhret'ten konuşulmuyor dikkat ederseniz.
Bu sözü benimle paylaşan Zeynep Kuleyin'e teşekkür ederim.
Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda.
Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|