| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

26.04.2001 Nesrin Kavak - netyorum.com / Sayı: 68

KENDİMİZE YAPTIĞIMIZ YOLCULUK

Yolculukları sever misiniz? Ben yolculukları çok severim, özellikle de uzun yolculukları. Yaptığım her yolculukta bir yerlerden bir yerlere gidiyorumdur ama aslında bu yolculukları kendi içime de yapıyorumdur. Yoğun iş hayatında, ellerimizi başımızın arasına alarak kendimizi, hedeflerimizi, ideallerimizi, nereden gelip nereye gittiğimizi, hedeflerimize ne kadar ulaşabildiğimizi değerlendirebilme şansına sahip değiliz. Bu nedenle yolculukta geçen zaman böyle bir değerlendirme için daha verimli olmaktadır, benim açımdan. Çünkü yolculuk süresince telefonum çalmaz, kapı çalmaz, bilgisayarımdan, televizyonumdan, kitaplardan kısacası herşeyden uzak, tek başıma kalabildiğim ender anlardır yolculuklarım. Hep bir yerlerden bir yerlere giderken, geride bıraktıklarımı ve gittiğim yerde beni nelerin beklediğini düşünürüm. Bu durum, bende yeni bir şeyler keşfettiğim ya da keşfedeceğim duygusu uyandırır. Eğer yolculuk yapmayı sevmiyorsanız bu yazdıklarımı göz önünde bulundurarak bir kez daha düşünün.

Zaman zaman bulunduğumuz ortam bize sıkıcı gelir. Bir şeylerden ya da birilerinden uzaklaşmak bizi etkileyen olaylardan kaçmak için yolculuklara çıkmak isteriz. Bu yolculuklar için de tatil zamanları idealdir. Peki kaçtığımız aslında nedir ya da kimdir? Kendimiz mi, kafamızın içindeki düşünceler mi? Oysa kaçtığımız her ne ise, gittiğimiz her yere bizimle birlikte gelmez mi? Kaçtığımızı geride bıraktığımızı düşündüğümüz her ne ise, aslında gittiğimiz yerde aynaya ilk baktığımızda ortaya çıkmaz mı? Düşünmek istemediğimiz pek çok şey yalnızlığımızı fırsat bilerek beynimize hücum etmez mi?

Ben de böyle, geçtiğimiz hafta sonu tatili için nereye gitsem ne yapsam diye düşünürken çocukluk arkadaşlarımdan bir telefon aldım. Uzun zamandır görüşemediğimiz için, tatili bu şekilde değerlendirebilmek ve birlikte zaman geçirebilmek amacıyla bir program yaptıklarını belirttiler. Tabii ki eski arkadaşlarımı görmek isteği baskın geldi, onlara yaptıkları programa dahil olabileceğimi belirttim. İnanılmaz güzel bir hafta sonu geçirdim. Unuttuğum pek çok duyguyu yeniden yaşayarak hatırladım. Zaman kavramını ise tamamen unuttum. Eski günlerimizi hatırladık, çocukluğumuzda yaptığımız pek çok şeyi. Birbirimize itiraflarda bulunduk. Bol bol güldük. Meğer konuşacak ne çok şey birikmiş. Sürekli bir şeyler yiyerek, bir şeyler içerek, muhabbet ederek ve bol bol gülerek keyifli zamanlar geçirdik. Siz çocukluk arkadaşlarınızla en son ne zaman yüzyüze görüştünüz? En son ne zaman telefonla konuştunuz? Arkadaşlarınızı ne kadar özlediğinizin farkında mısınız?

Geçtiğimiz hafta sonu; kendim hakkımda unuttuğum pek çok olguyu yeniden arkadaşlarım sayesinde hatırladım. "Gerçekte kim olduğumu, olmak istediğim insan olabildim mi?" diye yeniden düşünmeme neden oldular. Siz gerçekte kimsiniz? Olmak istediğiniz insan mı, yoksa başkalarının sizi görmek istediği gibi misiniz?

Hayatınızda hiç yapmadığınız şeyleri yapın, inanılmaz mutluluk veriyor. Saçlarınızı en son ne zaman bozulmasını, dolaşmasını umursamadan esen rüzgarda dalgalanmaya bıraktınız? En son ne zaman yağmurda ıslanacağım kaygısı duymadan, yağmurun sesini dinleyerek dolaştınız? En son ne zaman bir yerlere yetişmek kaygısı duymadan yürüyerek bir yerden bir yere gittiniz? En son ne zaman yeni açmış bir çiçeği fark ettiniz? En son ne zaman rüzgarın getirdiği çiçeklerin kokusunu duydunuz? En son ne zaman başkaları hakkımda ne düşünür olgusunu yıkarak, düşündüğünüz gibi hareket ettiniz?

İçinizden geldiği gibi, hissettiğiniz gibi yaşayın, insanlara karşı dürüst olun. "Acaba" kelimesini hayatınızdan çıkarın. Düşündüğünüzü anında söyleyin, uygun zamanı, uygun mekanı beklemeyin, belki de o zaman ve o mekan bir daha hiç olmayacak. Belki de siz uygun koşulları beklerken çok geç kalmış olacaksınız.

Hayatınızda yaptığınız hiçbir şey için pişmanlık duymayın. Asla "keşke" kelimesini kullanmayın. İstediğinizi gerçekleştirmek için, elinizden gelen herşeyi yapın. Ama istediğiniz gerçekleşmeyince de üzülmeyin. Bu sayede, gece yatağınıza yattığınızda, yorganın altına girdiğinizde elimden gelen herşeyi yaptım ama olmadı, diye pişmanlık duyarak keşke demezsiniz.

Hayatınızda "keşke" ve "acaba" kelimelerini asla kullanmamanız dileğiyle...

Nesrin Kavak
e- posta: nkavak@kutpo.com.tr 


Yorum Ekle Yorumları Listele
68. Sayı önceki yazı 68. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye