"Yansımalar" 30.11.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 49
- Mart 1996'da Antalya'da düzenlenen BİMY Seminerinde yapılan konuşma metnidir.
GÜMRÜK BİRLİĞİ'NİN
BİLİŞİM SEKTÖRÜNE ETKİLERİ
Charles Handy’nin “Inside Organizations” isimli kitabında, ilgimi çeken bir
kısım var. Yaşamımızda yaptığımız işleri, maraton’a mı benzetmeliyiz, bir at
yarışı’na mı? Handy, başlama çizgisine ulaşmanın bile on dakika sürdüğü, yirmi
bin kişinin katıldığı, Londra Maratonu’nda gördüğü bir atlet’e sorar; “Sadece
bir kişinin kazanabileceği bu yarışa katılmak neden?”
Atlet cevap verir; “Bir noktayı gözden kaçırıyorsun. Bu bir at yarışı değil.
Yarışı kazanmaya değil, bitirmeye çalışıyor ve kendimizle yarışıyoruz. Maratonu
bitiren herkes yarışı kazanmış sayılır.”
Gümrük Birliği içerisinde bulunmayı, birinci olacağımız bir yarışın içinde
değil, maraton’da olduğumuzu düşünerek değerlendirmeliyiz.
Giriş
Konuşmamı üç bölümde sizlere aktarmak istiyorum.
İlk ve oldukça kısa sürecek bölümde, Avrupa Birliği, Gümrük Birliği gibi
kavramlara değinecek, Gümrük Birliğine ulaşan yolda nelerle karşılaştığımızı
aktarmaya çalışacağım.
İkinci bölüm, Gümrük Birliği’nin, Bilgi Teknolojisi sektörüne neler
getirdiği.
Üçüncü ve son bölüm ise, Gümrük Birliği’nin Bilgi İşlem Merkezleri
yöneticilerine ve/veya çalışanlarına neler getirdiği. Bu kısmın daha önce çok
fazla işlenmediği kanısındayım, Bir başka deyişle, Gümrük Birliği ile birlikte,
bilgi teknolojisi sektöründe uyulması gereken standartlar ve istendiği taktirde
nereden temin edilebilecekleri konusunda kısaca bilgiler vermek istiyorum.
Gümrük Birliği anlaşmasının imzalanması için gerekli şartlardan olan bir
takım yeni yasalardan da söz etmek gerekiyor. Bunlar, Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu ile, Tüketiciyi Koruma Kanunu ve Rekabeti Koruma Kanunu.
Gümrük Birliği ve Avrupa Topluluğu
Gümrük Birliği’ne girelim, girmeyelim tartışmaları devam ederken, oylama
yapılarak bir anda kendimizi Gümrük Birliği içerisinde bulduk, dememiz doğru
olmayacaktır. Çünkü, bu süreç, 31.Temmuz.1959’da AET’ye ortaklık talebinde
bulunarak, müzakerelere başlayıp, 1963 yılında yapılan Ankara Anlaşması ile
devam etmiş, 1972'deki Katma Protokol ile üyelik sürecini başlatmış, nihayet
1995’te de Gümrük Birliğine ulaşmıştır.
Gümrük Birliğinin diğer ticari anlaşmalardan olan farkı, üçüncü ülkelere
karşı “Ortak Gümrük Tarifeleri” ‘nin uygulanması olup, üçüncü ülkelere karşı,
her ülkenin kendi gümrük tarifesi yerine, ortak gümrük tarifesi kullanılmakta,
malların serbest dolaşımı sağlanmaktadır.
Yaptığım araştırmaların hemen hemen hepsinde, sadece Gümrük Birliği’ne dahil
olunduğunda uyulması gerekli standartlar, kurallar ve çalışma tarzları çok az
yerde bulunmaktadır. Bu, Türkiye’nin özel konumundan dolayı ortaya çıkmıştır.
Diğer ülkelere bakıldığında, bu şekilde bir anlaşma yapmış başka ülkeler oldukça
azdır. Bir diğer tabirle, Avrupa Topluluğu ile ilişkili yapılan araştırmalarda,
karşımıza Gümrük Birliği’ne tabi ülkelerin uyacakları değil, Avrupa Topluluğu’na
dahil ülkelerin uyacakları kurallar çıkmaktadır. Kanımca, Türkiye, her ne kadar,
henüz Avrupa Topluluğu’na dahil olmasa da, ticari ilişkilerin sağlıklı
yürütülebilmesi için, bu kuralları uygulamak zorundadır.
Gümrük Birliği’nin işlerlik kazanabilmesi için, Türkiye’nin sağlamak zorunda
olduğu bazı kuralları anımsamakta yarar var. Bunlara dayanarak oluşturulan veya
oluşturulmaya çalışılan konuların başlıklarına bakarsak;
-Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
-Rekabeti Teşvik ve Koruma Kanunu
-Patent işbirliği
-Tüketici Haklarını Koruma Yasası
Gümrük Birliği ile birlikte, Türkiye’nin uymak zorunda olduğu diğer
anlaşmaları da bilmemiz ve dikkate almamız gerekir. Bunların bilgi teknolojisi
sektörü ile ilgili olanlarını incelersek;
-GATT tarafından gerçekleştirilen Urugay Round toplantılarında ortaya çıkan,
“Fikri Mülkiyet Haklarının Ticari Yönleri ile İlgili Anlaşma-TRIPS” ve bununla
ilişkili olarak;
Edebi ve Sanatsal çalışmaların korunması hakkında Bern Konvansiyonu ile
ilgili Paris sözleşmesi
Sinai mülkiyetin korunması hakkında Paris Konvansiyonu ve Stockholm
sözleşmesi
Markaların tescilini sağlamaya yönelik, mal ve hizmetlerin uluslararası
sınıflandırılması ile ilgili Nice sözleşmesi
Patent işbirliği anlaşması. Bunun 1.Ocak.1999’dan önce tamamlanması
gerekmektedir.
Markaların uluslararası tescili
Üye ülkelerin ticari sırlarının ve know-how bilgilerinin korunması
Topluluk üyesi ülkeler arasında, teknoloji ile ilgili olarak araştırma,
geliştirme çalışmalarının desteklenmesi ve işbirliğinin geliştirilmesi için
düzenlenmiş, “Avrupa Teknoloji İşbirliği Anlaşması - Eureka” ‘yı da unutmamak
gerekir.
Türkiye, çok kısa bir süre içerisinde, ülkedeki siyasi istikrarsızlığa
rağmen, çıkarması gereken tüm kanunları, meclisten geçirebilmiş ve Gümrük
Birliği sürecini uygulamaya koymuştur. Bunlar olumlu gelişmelerdir. Ancak,
uygulamada karşılaşılan sorunlar, özellikle, konunun yeterince açıklığa
kavuşmamış olması dolayısı ile, önümüzdeki yıllarda, bazı sektörlerin ciddi
tehdit altında olduğunu görmekteyim. Bilgi Teknolojisi sektöründe, üretici,
satıcı veya kullanıcı olarak, şimdiden uyulması gerekli standartları tanımalı,
bir an önce hayata geçirmeliyiz.
Bunların ışığında, Avrupa Topluluğu’na üye ülkelerde, sizlere özetlemek
istediğim iki rapor var.
Bangemann Raporu
İlki, Bangemann raporu olarak da bilinen ve Avrupa Konseyi’nin 1993’te,
24/25.Haziran.1994’te toplanacak Corfu toplantısına hazırlık olması için
istediği, “Avrupa Konseyi’ne Avrupa ve Global Bilgi Toplumu Önerileri -
Recommendations To The European Council, Europe And The Global Information
Society” raporu.
Bangemann raporu altı bölümden oluşmaktadır;
1.Bilgi Toplumu - Yeni bir yaşam ve çalışma biçimi
-Bütün reformlar, kararsızlık, süreksizlik ve fırsat oluşturur. Bugünün,
bunlardan bir farkı yoktur. Karşımıza çıkan firsatların gerçekten fayda
sağlayacak konulara dönüşmesi, Avrupa Bilgi Toplumuna ne kadar çabuk girdiğimize
bağlıdır.
En çok faydayı sağlayacak ülkeler, Bilgi Toplumuna ilk girecek ülkeler
olacaktır.
Bilgi Toplumu, Avrupa halklarının yaşam standartlarını yükseltecek bir oluşum
halindedir. Bilgi Toplumunun gelişine Avrupalıları hazırlamak ilk amaç
olmalıdır.
Pazar kendiliğinden ilerleyecektir. Hükümetlerin görevi rekabeti
engellemeyecek yapıları oluşturmak olmalıdır. Avrupa’daki işletmelerin bilgi
toplumuna dikkatlerinin Amerika’dakilerden daha geride olduğu bir gerçektir.
Üzerlerinde çalışılabilecek pazarlara bakarsak;
İşletmeler için, telekonferans sistemleri, elektronik posta, elektronik ödeme
sistemleri üzerinde çalışılması gereken bir pazardır.
Küçük ve orta boy işletmeler birbirleri aralarında network sistemleri
aracılığı ile yeni pazarlar geliştirebilirler.
Tüketicilerin elektronik bankacılık ve elektronik alışveriş ortamları yeni
pazarları ortaya çıkaracaktır. Pay-per-view sistemleri yaygınlık kazanacaktır.
Belki biliyorsunuz, şu anda uydu yayınlarını izleyenler, şifreli yayınları
izledikleri halde, bazı önemli olayları izleyebilmek için ayrıca bedel ödüyorlar
veya sadece özel anları izleyebilmek için ücret ödüyorlar.
Amerika’da evlerin %60’ında kablolu televizyon yayını varken, bu rakam
Avrupa’da %25. Ayrıca, ülkeler arasında büyük fark var. Belçika’da %92 iken,
Yunanistan’da %1-2. Bir başka rakam, Amerika’da 100 kişiye 34 kişisel bilgisayar
düşerken, Avrupa’da bu rakam 22’dir.
Aynı şekilde, Fransa’da Minitel servisi, 30 milyon kullanıcıya, 6 milyon
terminal üzerinden,15 bin farklı servis için hizmet vermektedir.
Avrupa’nın da, Amerika gibi, video-on-demand ve evden alışverişi gündemine
alması gerekmektedir.
Görsel ve sesli çalışmalarda, Avrupa’nın en büyük yapılanma sorunlarından
birisinin, Avrupa’daki program sektörünün, finansal ve organizasyonel
zayıflığıdır deniyor.
2.Pazar güdümlü reformlar
-Hali hazırda tekellerin elinde bulunan altyapı ve servis işlemlerinin
rekabete açık hale getirilmesi gerekmektedir.
-Telekomünikasyon işletmeleri üzerindeki politik yükler ve bütçe kısıtları
ortadan kaldırılmalıdır.
-Bu sonuçlara ulaşmak için zaman tablosu yapılarak, performans ölçümleri
tespit edilmelidir.
Üç ayrı seviyede hareket planlanmalıdır. Bunlar;
-Yerel işletmeler ve servis sağlayıcılar seviyesinde
-Avrupa’daki standartlar seviyesinde
- Avrupa Birliği seviyesinde
Uygulanan tarifelerin, özellikle uluslararası, uzun mesafe ve leased-line
servisler için en kısa sürede ayarlanması gerekmektedir. Mevcut durum, tekelci
bir ortam oluşturmaktadır.
Özelleştirmeyi kendilerine çabuk uygulayabilen ülkelerde, özellikle
telekomünikasyon servislerinde büyük ilerlemeler kaydedilmektedir.
3.Çalışmayı tamamlayacak unsurlar
İki önemli konu vardır:
- Markaların tescili ve korunması
Haberleşmenin yaygınlaşması ile, elektronik ortamdaki verilerin transferi ve
markaların izlenmesi
- Gizlilik
Veri tabanlarındaki kişisel bilgilerin korunması. Bunu Mernis’e adapte etmeye
çalışmalıyız.
4.Bilgi Toplumunu oluşturacak parçalar
- ISDN : İlk adım
Bununla birlikte, EURO-ISDN.
- Broadband : Çoklu ortama giden yol
ISDN bir yerden sonra, özellikle çoklu ortam uygulamaları ve veri transferi
için yetersiz kalacak. ATM -Asynchronous Transfer Mode kulllanımı önem
kazanacak.
- Mobil Haberleşme : Büyüyen bir saha
Mobil telefon haberleşme şebekeleri geliştirilmeli. GSM şebekesi, Almanya’da
30 bin kişiye yeni iş sahası yaratmış durumda. Bu rakam, Avrupa’ya uygulanırsa,
100 bin kişiye yeni iş imkanı demek.
- Uydular : Haberleşmenin sahasını genişletme
Uydulardan daha fazla yararlanmak gerekir.
Bunların dışında, elektronik posta, dosya transferi ve etkileşimli çoklu
ortam ihtiyaçları mevcuttur. Internet, bu işlemlere örnek oluşturabilir. Ancak,
internet’te güvenlik sistemlerinin ciddi açıkları bulunmaktadır. Avrupa,
internet’i izlemektense, gelişiminde yer almalıdır.
Yeni uygulama sahaları oluşturulmalıdır. Bunlara on farklı örnek aşağıda
verilmiştir;
- Uzaktan çalışma “Teleworking”
- Uzaktan eğitim “Distance Learning”
- Üniversiteler ve Araştırma Merkezleri İçin Ağlar
- Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler İçin Telematik Servisler
- Karayolu Trafiğinin Yönetimi
- Hava Trafik Kontrolü
- Sağlıklı Yaşam Ağları “Healthcare Networks”
- Elektronik Teklif Sistemleri
- Trans-Avrupa Halka Açık Yönetim Ağı “Trans-European Public Administration
Network”
- Şehiriçi Bilgi Şebekeleri
5.Bilgi Toplumunu finanse etmek özel sektör için bir görevdir
6.İzlenecekler
Avrupa’nın Bilgi Toplumuna Yolu : Harekat Planı Komisyonu
İkinci rapor ise, Bangemann raporundaki öneriler doğrultusunda neler
yapılacağını özetleyen, “Avrupa’nın Bilgi Toplumuna Yolu: Harekat Planı -
Europe’s Way To The Information Society: An Action Plan”adındaki rapordur.
Bangemann raporundaki tespitlerin tamamı ile ilgili, Avrupa Topluluğu
Komisyonu - Commission of The European Communities Com, neler yapılacağını
karara bağlamış ve uygulamaya geçmiştir.
Bilgi Teknolojileri ile İlgili Cezai Uygulamalarda Karşılaşılan Sorunlar
Avrupa Topluluğu’nda Bilgi Teknolojileri ile ilgili üzerinde en çok hazırlık
yapılan konu, "Fikri, Ticari ve Sınai Mülkiyet Haklarının Korunması" 'dan sonra,
kişisel verilerin, topluluk üyesi ülkeler arasındaki dolaşımı ve gizliliğidir.
Bu konu ile ilgili hemen hemen tüm operasyonları kapsayacak detaylı raporlar
mevcuttur. Bu tür verilerin bulundurulduğu sistemlerde neler yapıldığına dair
kişiler bilgilendirilmelidir.
Kişisel verilerin işlenmesi ve bu verinin serbest dolaşımı ile ilgili
uyulması gerekli gizlilik kuralları için, 24.Ekim.1995’te yayınlanmış olan
“Directive 95/46/EC Of The European Parliament And Of The Council” ‘den
yararlanılabilinir. Avrupa Topluluğu’na üye ülkelerde bu verilerin hangi
kurallarla işleneceği standartları ortaya çıkarılmıştır ve uyulmak zorundadır.
Türkiye’de kendisini bunların dışında tutamaz.
Gümrük Birliği, Bilgi Teknolojisi Sektörüne Neler Getirdi ve Getirecek?
Şimdiye kadar bahsettiklerim, kişiler olarak, Gümrük Birliği ve Avrupa
Topluluğu ilişkileri ve Avrupa’da Bilgi Toplumuna nasıl bakılıyor konusunu
özetlemek amacındaydı. Buradan, Gümrük Birliği’nin, kişisel yaşamımızı ne kadar
yakından ilgilendirdiğini görebiliyoruz.
Peki, Bilgi Teknolojisi sektörüne dönersek neler olacak?
Yukarıda sözü geçen konuları düşünürseniz, yeni iş sahalarının ortaya çıkması
kaçınılmaz görünüyor. Özellikle, telekomünikasyon sektöründe yeni iş sahaları
oluşacak.
Bu durumda, ünüversitelerin acil olarak, telekomünikasyon kısımlarını
güçlendirmeleri gerekmekte. Özel sektör şirketleri, kaynaklarının bir kısmını
artık bu alana kaydırmalı.
Bilgi Teknolojisi Sektöründe, başka bazı sektörlerde uygulandığı şekilde,
kotalar mevcut değil. Kotalar söz konusu olsaydı, sistemin nasıl çalışacağını
öğrenmemiz gerekecekti. Ancak, ileride olmayacağı anlamına gelmiyor. Bir başka
deyişle, şimdiden sistemin nasıl çalıştığını öğrenmeye çalışmalıyız.
Gümrük Birliği, Bilgi İşlem Merkezleri yöneticilerine ve/veya
çalışanlarına neler getirecek?
Antalya’da düzenlenen bu seminer Bilgi İşlem Merkezi Yöneticilerine hitap
ettiğine göre, Gümrük Birliği’nin bizlere neler getirdiğini de irdelemek
gerekiyor.
Gümrük Birliği, uyulması gerekli standartları beraberinde getiriyor. Gerçi,
daha önce de belirttiğim gibi, Avrupa Topluluğu’nu ilgilendirmesine karşın, tam
üye olmamamız, bu standartlara uymamamızı gerektirmiyor. Hatta, şimdiden
uygulamaya başladığımızda, ileride entegrasyon çok daha kolay olacak.
Standartlar
Bilgi teknolojisini kullanan her sektörün kullanması gereken standartlar
mevcut. Çok fazla detaya girmeden, Açık Bilgi Takas Standartları "Open
Information Interchange Standarts" olarak çevirebileceğimiz, bu standartlara bir
göz atmak istiyorum;
1. Vektör Grafik Takas Standartları
CFF2, CGM, CGRM, DDES2-IADD, DXF, GKS, GKS-3D, IGES, STEP, ODA GGCA, PHIGS,
SET, VDAFS'dir.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO/IEC JTC1/SC24, ITU
"International Telecommunication Union", EWOS EG SMMI, ECMA, ANSI IT8 ve
DIN'dir.
2. Raster Grafik Takas Standartları
DDES, Fax Gropus 3 ve 4, Fractal Transfrom Coding, GIF, IPI-IIF, JBIG, JPEG,
SPIFF, ODA RGCA, Photo CD, TIFF, TIFF/IT'dir. Bunların dışında, pek çok yazılım
ve donanım üreticisi firmanın kullandığı, kendilerine özgü standartlarda
mevcuttur.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO/IEC JTC1/SC24, ISO
TC130, ITU, EWOS EG SMMI, ECMA, ANSI IT8 "IT8.1, IT8.2, IT8.3, IT8.5, IT8.8,
IT8.9" 'dir.
3. Ses Bilgisi Takas Standartları
ADPCM, AIFF, CELP, GSM, LD-CELP, LPC-10E, MIDI, MPEG-1 Audio, MPEG-2 Audio,
ODA ACA, PCM, SB-ADPCM, SMDL, WAVE'dir. Bunların dışında, pek çok yazılım ve
donanım üreticisi firmanın kullandığı, kendilerine özgü standartlarda mevcuttur.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; bir organizasyondan söz
edilmektedir. O da, ITU'dur.
4. Çokluortam Takas Standartları
HyperODA, HyTime, MHEG, M-JPEG, MPEG-1, MPEG-2, Indeo Video, PREMO,
Quicktime, SMSL, AVI'dir.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO/IEC JTC1/SC18, ISO/IEC
JTC1/SC24, ISO/IEC JTC1/SC29, ITU, EWOS EG SMMI, ETSI, IMA, DAVIC'tir.
5. Döküman Takas Standartları
DSSSL, IPTC-IIM, ODA, OpenDoc, OpenPrepress, PDF, Postscript, RTF, SGML,
SPDL, TEI, TeX DVI'dir.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO/IEC JTC1/SC18, ITU
"International Telecommunication Union", EWOS EG SMMI ve ECMA'dır.
6. Karakter Set Standartları
ASCII, EBCDIC, ISO 646, ISO 2022, ISO 4873, ISO 6429, ISO 6937, ISO 8859, ISO
9036, ISO 9541, ISO 10367, ISO 10538, ISO 10646, JIS X 0201, JIS X 0202, JIS X
0208 VE OCR-A/OCR-B'dir.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO/IEC JTC1/SC2, ISO/IEC
JTC1/SC18, ITU, CEN/CENELEC, ECMA, EWOS, TERENA, ANSI VE JISC'tir.
Burada TERENA projesine dikkat çekmek istiyorum. Bu standartlar arasında
karakter tablolarını biribirleri arasında transfer edebilecek bir yazılım
geliştirilmiştir.
ISO 8859’un 9. kısmı Türkçe karakter setinin bulunduğu standarttır.
7. OSI (Açık Sistem Birbirinebağlılık) Veri Transfer Standartları
Mesaj Yönetim Sistemleri için X.400, Elektronik Veri Takas Mesaj Sistemleri
için X.435-PEDI, Dizinler için X.500, FTAM, TP’dir
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO/IEC JTC1/SC18 WG4,
ISO/IEC JTC1/SC21, ITU, EWOS (TG UL, TG CX, EG MHS, EG EDI, EG TP, EG DIR), ETSI
(TE3, TE6)‘tir.
8. Internet Haberleşme Protokolleri
FTP, HTML, HTTP, MIME, NNTP, SMTP, TCP/IP'dir.
Internet için standartlar, IETF "Internet Engineering Task Force" tarafından
oluşturulmaktadır. Bunun altında, IESG "Internet Engineering Steering Group"
mevcuttur. Ayrıca, IAB "Internet Architecture Board" 'u da dikkate almak
gerekir.
Bütün bunların yanında, ISOC "Internet Society" kullanıcı grupları da, gözden
kaçırılmaması gereken kuruluşlardır.
9. Ürün Tanım Standartları
ISO 10303 ve MMS'dir.
Çok dikkatle takip edilmesi gereken, yeni oluşmaya başlamış bir standartlar
zinciridir. ISO TC184/SC4 tarafından geliştirilmektedir.
ISO 10303'ün disket ortamında temin edilmesi mümkündür.
Özellikle, otomobil, havacılık ve uzay, gemi inşası, inşaat, kimyasal üretim
ve elektrik sektörlerindeki ürünlerin tanımlanması ve uyumlu çalışılabilmesi
için, kısa sürede devreye alınacak standartları oluşturmak amacı ile,
üzerlerinde hızla çalışılmaktadır.
10. EDI (Elektronik Veri Takas) Standartları
EDIFACT, Sağlıkbakımı için EDI, IATA; ODETTE, AECMA-SPEC 2000(M), SWIFT, TDI,
UIC-912, ANSI-X12 ve entegre elektronik haberleşme için EDI’dır.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; UN/ECE WP.4/GE.1, ISO
TC154, ISO 7372 MA, ISO CS/BSR, ISO/IEC JTC1/SC30, EBES, CEN TC 251/WG3, EWOS EG
EDI, ANSI ASC X12‘dir.
İzlenmesi gerekli standartlar arasında, IATA, SWIFT ve Ticari Verilerin
Takası için TDI gelmektedir. TDI, perakende satış yapan organizasyonlar ve
dağıtım şirketlerinin, verileri biribirleri arasında nasıl
değiştirebileceklerini tanımlar, aynı zamanda EAN ile de ilişkilidir.
11. Kütüphane Bilgileri Takas Standartları
Standart kısaltmalar, ANSI Z39.50, Bibliografik karakter setleri, Bibliografi
şekilleri, Döküman Sunum Standartları, Indeksleme, Interlibrary Loans, ISO-SR,
ISO 2709, ISO 8459, ISO 12083, Obje tanımlama, OSI-ISP ALD1n, OSI-ISP ALD2n,
Thesauri, Transliteration, Sözlük standartları'dır.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO TC46 (SC2, SC3, SC4,
SC8, SC9, SC10), EWOS EG LIB, EFILA, IFOBS, ANSI, OIW/SIGLA, ZIG Z39.50‘dir.
12. Coğrafi Bilgi Standartları
ATKIS, DFT, DEMTS, DIGEST, EDIGEO, FGDC, GDF, IHO DX-90, INTERLIS, ISO 8211,
IEF91, JHS 117-119, NES, NEN 1878, NTF, NICCa, NOTIGEO, OGIS, ON-A2260/1, SOSI,
SAIF, SDTS, SPDFDM'dir.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO/IEC JTC1/SC21, ISO/IEC
TC211, CEN TC287 (WG1, WG2, WG3, WG4), CEN TC278, CERCO, DWIWG, EUROGI,
EUROSTAT, ADV, AFNOR, AGI, ANSI X3LI, BSI, FOMI, NNI, NMA, OGIS, ON, SFS, USGS,
IHO, ICA, South Africa National Land IS ve Spanish Instituto Geografica
Nacional‘dir.
13. Bilimsel Veri Değiştirme Standartları
CDF, CERIF, FITS, GRIB, HDF, NetCDF, NIFT, OpenMath, PDS, VICAR'dır.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; DoD, ISO/IEC JTC1/SC24,
IAU, NASA/JPL, NCSA, NSSDC, UCAR ve WMO‘dur.
14. Muhtelif Açık Bilgi Takas Standartları
Gruplandırılmayan ancak yine de dikkate alınması gereken diğer standartları
içerir. Bunlar, DICOM, ANSI-AIIM, ANSI IT8-ISO TC130/WG2, CGI, ISO 8601 ve
TWAIN’dir.
Bu standartların hazırlandığı organizasyonlar ise; ISO/IEC JTC1/SC24, ISO
TC154, ISO TC171, EWOS EG SMMI, ANSI IT8 ve ACR‘dır.
“Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu”, “Tüketicileri Koruma Yasası”
Standartlara bu şekilde bir göz attıktan sonra, bunların dışında, gümrük
birliği ile uygulamaya konulan, dikkatinizi çekmek istediğim iki konu daha var.
“Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu” ile “Tüketicileri Koruma Yasası”.
“Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu” ‘nun uygulamasını bilerek, şirketlerimizde
yasal olmayan yazılım bulundurmamalıyız. Özellikle, eğer kişisel bilgisayar
kullanılıyorsa (kullanılmayan şirket hemen hemen kalmadı), kullanıcılara kanun
hakkında bilgi vermeli, yasal olmayan yazılım kullanmanın risklerini açıklamalı
ve bilgisayar kullanım sözleşmesi imzalatmalıyız. Bu sözleşmenin bir kopyası
hemen hemen tüm danışmanlık şirketlerinde mevcuttur.
BSA’de, şirketlerdeki kişisel bilgisayarlarda hangi yazılımların yüklü
olduğunu raporlayan, programlar mevcuttur. Bunlardan yararlanarak,
şirketinizdeki sistemlerde yer alan yazılımların envanterini oluşturabilirsiniz.
Aynı şekilde, “Tüketicileri Koruma Yasası” ‘nı da, sadece kişisel
haklarımızın korunması için değil, şirketimizdeki bilgi sistemlerinin, donanım,
yazılım veya hizmet olarak haklarının korunması için kullanmalıyız.. Son derece
ağır yaptırımları olan bu yasa ile, satın alınan ve/veya kullanılan sistemlerle
ilgili, efektif çalışma konumu ortaya getirilebilir. Örneğin, Türkçe kullanım
elkitabının bulunmaması, ayıplı mal kavramını oluşturan durumlar gibi.
Diğer Konular ve Sonuç
Tüm bunların dışında, ISO 9000, 9001, 9002 gibi, işletmelerin, çalışma
prosedürlerini, izlenebilirlik olanaklarını standartlaştıracak çalışmalara da
dikkat etmek gerekir. Ürünlerin, hammaddelerin, yapılan işlemlerin
izlenebilirliği, bu standartlara uyulmasını kolaylaştıracaktır.
Bilgi işlemcilerin görevi, en ince detayı dahi, izlenebilir hale getirmek,
istendiği anda ortaya çıkarabilmek olacaktır.
Donanım ithalatı ve ihracatında, elektronik girişim sağlayan cihazlarda
sorunlar yaşanacaktır. Çevre kirliliğini en aza indiren donanımlar ön sırada yer
alacak, doğaya tekrar dönebilen, enerjiyi en az kullanan donanımlara öncelik
verilecektir.
Avrupa’dan ithalat, diğer ülkelerle olan ithalattan daha kolaydır. Ürünlerin
orijinleri (menşe)’leri belirtilmek zorunda olduğu için, ithalat prosedürü
farklılaştırılmıştır. Uzak Doğu ülkeleri veya Amerika gibi, Gümrük Birliği
dışındaki ülkelerden gelen sistemlerin, artık Avrupa Topluluğundaki standartlara
uyumlu olması zorunlu hale gelmiştir.
Elektronik veri transferi, internet gibi kavramlara bakarsak, uluslararası
ticarette, hizmetlerin, servislerin dolaşımı, bunların karşılığında ödenecek
bedellerin hangi kapsama konacağı, henüz net olarak ortaya konabilmiş değildir.
Bu gün, yurt içinde bir telefon numarası ile, yurt dışında bir şirketten,
yaptıracağınız araştırmayı satın alıp, kredi kartı hesabınızdan tahsil
etmelerini sağlayabilmektesiniz. Bunlar, önümüzdeki günler içinde kurallara
bağlanacaktır. Hizmet ve servislerin dolaşımını kurallara bağlayacak çalışmalar
devam etmektedir. Ancak, oluşturulmaya çalışılan açık dünya pazarında, denetim
sağlamanın ne kadar zor olacağı aşikardır.
Yabancı sermayenin Türkiye pazarına gireceği ve şirket evliliklerinin, şirket
satın almaların oluşacağı beklenmektedir. Şu anda alınan duyumlar, bunlarda
gerçek payı olduğunu göstermektedir.
Uluslararası şirketlerin hemen hemen hepsi kendi bilgi işlem standartları ile
gelmekte ve bunlara uyulmasını arzu etmektedir. Şimdiden kendimizi bu
standartlara yakın tutarsak, ileride oluşabilecek gelişmelere çok çabuk uyum
sağlarız ve geçiş dönemi sorunsuz yaşanır.
Eğitim’de ciddi atılımların yapılması beklenmektedir. Özellikle, haberleşme
ve bilgi teknolojisi alanında devreye girecek, iyi yetiştirilmiş işgücünün
oluşturulması gerekmektedir. Bu işgücü, bilgi işlem merkezleri yöneticilerinin
yaşamını kolaylaştıracaktır.
Bilgi teknolojisi sektöründe, donanım, yazılım ve hizmetlerden oluşan üçlü
bir sacayağı vardır. Bu üç kısmın, uluslararası rekabet edebilmesi, uluslararası
standartlara uyumu ile söz konusu olacaktır. Donanımcılar bir şekilde daha
şanslı. Ancak, yazılım ve hizmet sağlayıcıların standartları sağlaması daha uzun
vade de olası gözükmekte. Sadece ISO 9000’lerin arkasına sığınarak, Gümrük
Birliği sonrasında, Türkiye pazarına girecek yabancı şirketlerle rekabet ederken
sorunlar yaşanacaktır. Aynı sorunlar, bilgi teknolojisi sektörü dışındaki
işletmelerde de geçerlidir. Hatta, oralarda işler biraz daha zordur. hem
üretimde yeni standartları, ekonomik üretimi, minimum stokları yakalamaya
çalışacak, hem de bilgi teknolojisinden yararlanarak bu işleri yapacak. Bu
işletmelerin, rekabetçi ortama hazırlıklı olmalarının yolu, bilgi işlem
merkezlerinden geçmektedir.
Maalesef, bilgi işlemcilerin, bir üretimci kadar üretim standartlarını, bir
maliyeci kadar finans konularını, bir hukukçu kadar hukuki olayları bilmesi ve
uygulaması beklenmektedir. Tüm bunların yanına, bilgi teknolojisinde uyulması
gereken standartlar eklenmiştir. Şimdiye kadar, uluslararası şirketlerle
çalışmış veya uluslararası şirketlerde çalışmış bilgi işlem merkezleri
yöneticilerinin çok büyük sorunları olmayacaktır. Çünkü, yaptıkları pek çok
işlemi bu standartlar çerçevesinde yapmışlardır. Yeni başlayacakların işi,
maalesef çok kolay değil.
Görüldüğü gibi, Gümrük Birliği, gerçekte yeni bir yapılanmayı gündeme
getirmektedir. Standartlara uygun, kişi ve toplum haklarını dikkate alan bir
çalışma ortamı. Bütün konularda, detay bilgilere sahip olmasakta, ihtiyaç
duyduğumuz anda, Avrupa Konseyi’ndeki komisyonlardan bu bilgiler edinilebilir.
Hiçbir şeyi yeniden keşfetmeye gerek yok. Telekomünikasyon sistemlerinin
özelleştirilmesini öncelikli madde olarak ortaya koyan bir sistemde rekabet
edebilmek ve mutlu sona ulaşabilmek için elimizden geleni yapmalıyız. Anahtar
kelime, özelleştirme ve iletişim. Bilgi otoyolu’na bir an önce en iyi
olanaklarla bağlanarak, Avrupa ve Dünya’daki yerimizi almalıyız.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta:
sinanoym@triosh.com
|