"Yansımalar" 22.06.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 26

İçindekiler;

• Dergi Haftası
• Dergi: Etkileşim
• Dergi: Netshow
• Dergi: Gameshow
• Film: Lock, Stock And Two Smoking Barrels - Ateşten Kalbe, Akıldan Dumana
• Kitap: 17 Ağustos'un Ardından Deprem, Devlet ve Toplum - Yalçın Kaya
• Söz: Voltaire

DERGİ HAFTASI

Bu hafta gündemimizde, yayınlanmakta olan bazı dergiler var. Bunlardan hepimizin haberi olması gerektiğini düşündüm. Aşağıda bu dergilerle ilgili yorumları bulabilirsiniz.

DERGİ: ETKİLEŞİM

Kısa adı TÜBİSAD olan derneği pek çoğunuz özellikle bilişim teknolojileri sektörü dışındakiler bilmiyordur. Aslında, bu sektörde yer alanlarında ne kadarının bildiği tartışılır. Derneğin açık adı; "Bilgi İşlem Hizmetleri Derneği". Bu dernek çok uzun bir süredir faaliyet göstermeye çalışıyor. Yapılan en büyük etkinlik her sene tekrarlanan Bilişim Etkinlikleri. Peki, BT/Haber'den haberiniz var mı? Muhakkak vardır. BT/Haber'de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörüne hitap eden haftalık bir gazete.

Geçen hafta bu gazetenin ekinde inanılmaz güzellikte bir içeriğe sahip bir dergi vardı. "Etkileşim" adındaki bu dergi TÜBİSAD'ın yayın organı. Aslında, bu dergi kendi başına yayınlanan ve dağıtılan bir dergi. Ancak, Mayıs 2000 sayısının BT/Haber okuyucularına da iletilmesini düşünmüşler ve iyi etmişler.

Türkiye'deki bilgi ve iletişim teknolojileri ile ilgileniyorsanız edinip, okumanızda yarar var. Son dönemde zaman ayırarak bir an önce tamamını okumak için zaman ayırmaya çalıştığım nadir dergilerden bir tanesi.

Ulusal Bilgi Güvenliği Yasasından, Bilişim 2000'e, İşletmelerde İş Sürekliliğinin Korunmasından, Bilişim Pazarının Gelirlerine, Elektronik Ticaret'ten Wap'a pek çok konuda çok değerli yazarların görüşlerini okuyabiliyorsunuz.

Benim en çok beğenimi kazanan yazı ise İnterpro'dan Sayın Güneş Kazdağlı'nın "İnternet Dünyası ve Medyanın Ağ Savaşı" başlıklı incelemesi. Türk medyasının nasıl America Online olma çabası içine girdiğini, medyanın kendisini nasıl yenilemeye çalıştığını son derece akıcı bir dil ve örneklerle gözler önüne seriyor. Hangi grubun nelere sahip olduğunu aktarıyor. Çok güzel bir araştırma raporu gözümüzün önünde. Kendisine bu çalışma için teşekkür ederim.

Uzun lafın kısası, piyasadan temin edemeyeceğiniz bu dergi için dernekle irtibat kurduğunuz taktirde size iletilebileceğini düşünüyorum. Emeği geçenlere tekrar teşekkürler.

DERGİ: NETSHOW

Özgün çalışmaları her zaman beğeni ile izlemiş, takdir etmişimdir. Bu doğrultuda pazarda üçüncü sayısını okur kitlesine ulaştıran "Netshow" dergisinden söz etmeden geçmek olası değil. Netshow, aşağıda da göreceğiniz şekilde çok uzun süredir pazarda olan ancak geçici bir süre ortadan kaybolup ardından tekrar yayın hayatına dönen Gameshow dergisini çıkaran grubun bir başka yayını.

Netshow tamamen internet platformuna odaklanmış durumda. Benim görebildiğim kadarı ile ana amacı Türkçe içerikli internet sayfalarını kullanıcılara duyurmak. Ancak Türkçe içerik konusuna ne kadar önem verselerde kanımca yeterli sayıda site bulunamadığı için yabancı dildeki sitelerde dergide yer buluyor. Yine de ağırlık Türkçe içerik taşıyan sitelerde.

Bu konuda dergi kendine özgün bir stil edinmiş durumda. Tamamen kendi yazarlarının görüşlerini aktaran, incelemeler yaparak, bilgi vermeye çalışan, farklı bir üslup taşıyan Netshow'a benzer bir başka dergi bulmak çok kolay değil. En azından yabancı bir yayından alınan bilgilerin çevirisi yapılıp bize sunulmuyor.

Bu tür yayınlara ihtiyaç var. Destekleyin. Bunun için yapmanız gereken çok basit. Bir tane satın alın, beğendiyseniz tavsiye edin ve bütçeniz varsa reklam verin. Hazırlayanların eline sağlık. Emeklerinin boşa gitmediğini bilmelerinde yarar var.

Bütün bu olumlu tablonun yanında "Terzi kendi söküğünü dikemez", "Berber kendini traş edemez" misali bir konu var. O da derginin internet'teki sayfaları. Herhalde onları da yakın bir dönemde yola koyarlar!

DERGİ: GAMESHOW

Çok uzun bir süredir yayınlanan, bir dönem kapatılan sonra tekrar yayınlanmaya başlayan bir dergi Gameshow. Tam tekrar elimize ulaşmaya başladı dediğimizde de Haziran sayısını yayınlamayacağını duyuran.

Bilgisayar oyun dünyasındaki gelişmeleri, bunun yanında donanım ve nostalji köşelerini, okur mektuplarına cevaplardan, değişik dünya görüşlerine kadar herşeyi içeren bir dergi. Dergide yer alan yazıların üslubu o kadar içten ki, bir süre sonra sizinle yazarlar arasında farklı bir iletişim kurulduğunu hissediyorsunuz. Yazı stili farklı ancak kendi içerisinde bir bütünlük oluşturduğundan rahatsızlık duymuyorsunuz.

Bu derginin de kanımca en büyük özelliği tüm zorluklarına rağmen yaşamlarına inatla devam etmek istemeleri ve tamamen Türkçe içeriğe sahip olmaları.

Dergiden bazı alıntılar yapmak istiyorum.

"Hepinize, televizyonlarda, sokağın ortasında öldürülen insanların ölmesinin iyi olduğu anlatılan, onları kurtarmaya çalışanlara kalasla vuranların olduğu bir ülkede yaşamınızı sürdürmek zorunda olduğunuz için iyi şanslar diliyor, bu konudaki kınamamı hemen yaptıktan sonra....."

"Bu ayın kara listesinde iki isim var. 1.KabloNet, 2.Yabancı oyunların Türkiye dağıtıcıları. KabloNet benim oturduğum yere alt yapı kurmamış olması nedeniyle benim iletişim özgürlüğümü kısıtlıyor. Derhal evime KabloNet çekilmesini isteyedurayım, bu ayın diğer kara liste elemanı da dergimize reklam vermeyen oyun distribütörleri. Aslına bakarsanız Türkiye'de kopya oyun gerçeği ile karşı karşıya kalan bu firmalara en büyük desteği biz vermeye çalışırken, onlar bize ufacık bir desteği bile çok görüyorlar."

Netyorum'un düşüncesi, KabloNet'e bu kadar ümit bağlamayın. Kullanıcılarla görüşürseniz, neyin ne olduğunu ve performansı anlarsınız. Reklam verme konusuna gelirsek, niçin reklam vermiyorsunuz, biz de soruyoruz?

Yazarların tarzları alışılmışın dışında olsa da, hiç olmazsa bir sayısını edinip, inceleyin.

FİLM: LOCK, STOCK AND TWO SMOKING BARRELS

Guy Ritchie'nin yönettiği filmin başrollerinde Jason Flemyng, Dexter Fletcher, Nick Moran, Jason Statham, Steven Mackintosh ve Nicholas Rowe yer alıyor. Bunların dışında da en az dört, beş oyuncu hemen hemen eşdeğer rollerde gözüküyor. Denebilir ki oyuncu kadrosu çok zengin.

Tokyo film festivalinde bu filmle En İyi Yönetmen ödülünü alan Guy Ritchie, aynı zamanda filmin yazarı. Oyuncuları anımsayabileceğiniz Türkiye'de vizyona girmiş filmlerini yazmak olası değil. Bu hemen hemen hepsini ilk defa izlediğiniz bir film.

Dört kafadar kısa yoldan zengin olmak istemektedir. Bunun için aralarında para toplayarak, kumar oynama konusunda uzman olduğunu düşündükleri arkadaşlarına verirler. Ancak, kumar oynama esnasında karşılarında yer alan kişinin hile yaptığını bilmemektedirler. Sonunda mafya babasına ciddi miktarda borçlanırlar. Bu borcu yedi gün içerisinde ödeyemedikleri taktirde parmaklarını kaybedeceklerdir. Çareyi bir başka çeteyi soymakta bulurlar. Komedi bundan sonra başlar.

Film tam bir İngiliz komedisi. Özellikle ikinci yarı izleyiciyi alıp, götürüyor. O kadar komik bir şekle dönüşüyor ki, ilk yarı bu filmi niçin izlediğinizi kendinize sorarak yanıtını bulamadığınız duyguyu geride bırakıyorsunuz. Keyifli bir zaman geçirmek istiyorsanız, yaz sezonunun başladığı bu günlerde vizyona giren filmi izlenecekler listenize alın.

KİTAP: 17 AĞUSTOS'UN ARDINDAN
DEPREM, DEVLET ve TOPLUM
- YALÇIN KAYA

Bu tür kitaplara hepimizin ihtiyacı var. Geçmişi unutmamak, ders almak ve hataları tekrarlamamak için bir ibret vesikası olarak kayıtlara geçecek bu eserlerin herkesin kütüphanesinde olmasında yarar var.

Öncelikler kitabın içinde yer alan iki söz ve bir anektodu aktarmak istiyorum.

"Deprem bizde doğal olay, sizde ise insan olayıdır" Ülkemizde araştırma yapan bir Japon uzmanın saptaması.

"Bizler, doğa yasalarını rüşvet vererek aşamayacağımızı anladığımız zaman adam oluruz"

ve anekdot,

Uzaya gönderilen Discovery uzay mekiğinin komutanına sormuşlar:

"Uzaya fırlatıldığınız andaki ilk düşüncenizi anımsıyor musunuz?"

Acı acı gülmüş.

"Tabii. Komuta tablosundaki binlerce hassas aygıta baktım ve aman Tanrım dedim, bunları en düşük fiyatı veren firmalar yaptı".

Kitabın arka kapağından son cümle; "Depremin açığa çıkardığı siyasal ve sosyal çarpıklıkları akıcı bir üslupla çarpıcı biçimde gözler önüne seren yazar, toplumsal belleğin unutmaya başladığı 17 Ağustos'u yazılarıyla unutulmaz kılıyor".

Bu sözün tümüne katılıyorum. Unutmayın, çatlakları sıvamayın ve sıvanmasına izin vermeyin. Toplumsal belleğin unutmasına izin vermeyin.

Kitap, toplumun nasıl harekete geçtiğinden, uzmanların görüşlerine, siyasilerin demeçlerinden, tarihteki hareketlere kadar uzanan geniş bir yelpazede görsel ve basılı yayın organlarında çıkan bilgileri derlemiş ve değişik katmanlarda katkılarda bulunmuş durumda.

Bir solukta okuyabileceğiniz, okudukça sinirlerinizin gerilebileceği, ne kadar ilginç kişiliklerin neler yaptığını size anımsatabilecek bu kitabı edinin, okuyun ve çevrenize önerin. Her ne kadar fiyatı ucuz olmasa da tarihi bir bilgi birikimini içeren bu kitabı almamız gerekiyor. Geleceği kurtarmak bizlerin elinde, gelin bu konuda üstümüze düşeni yapalım. "Korkulacak Bir Şey Yok", "Müjde" başlıklarının düşüncelerimizi ve yapılacakları, alınacak önlemleri değiştirmesine izin vermeyin.

SÖZ: VOLTAIRE

Fransız filozof ve yazar Voltaire (1694-1778) 'e göre; "Kendini değiştirmenin ne kadar güç olduğunu düşünürsen, başkalarını değiştirmede şansının ne kadar az olduğunu anlarsın".

Çok az olsa da bu şansı yakalayanlar, kendi gelişmelerini tamamlayarak, çevrelerine ışık saçabiliyorlar. Bunun sonucunda toplumun yararına çalışan, kendi çıkarını arka plana atabilen kişiler ortaya çıkıyor. 

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com