| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

06.04.2005 Fikret Kahraman - netyorum.com / Sayı: 162

BİR KOVA SU

Günlerden Pazar idi

Aylardan Haziran

Yıl 2000 milenyumdan bir an

Kafiye ile uğraşıp durma

Başlıyosan başla

NEYSE biz yazımıza kaldığımız yerden devam edelim…

Akdeniz akşamları bir başka oluyor diye boş yere dememişler. Aylardan haziran da olsa yine de bir başka…(“iyi de ben yazının başını kaçırdım” demeyin zaten başı yoktu!) hava yumuşak yumuşak esiyor, kumlar yumuşak yumuşak (deniz anasına basmışım) Denizden yenice çıkmışım. Böyle bir ortamda gel de şu uzun saçlıya çarpılma!

Bir anda içimde Ebru Gündeş’in fırtınaları kopmaya başladı. Evet görmüştüm onu sadece kot pantolonunu ve upuzun saçlarını görsem de “dom dom kurşunu” değmişti böğrüme! Hızlı hızlı yürümeye başladım. Sanki o da hissetmişti. Birden hızlandı. Hızlandı ve kırmızı ışık yanmadan “ışıklar caddesi”ne doğru yol aldı. İşte o zaman en sevmediğim rengin kırmızı olduğunu anlamıştım.ve o renk 60 saniye karşımda dikilip bana sırıtıyordu. Bir kontra atak girişimim ise sol bek ten bindirme yapan bir opel astra’ya takıldı. O esnada şöförden yediğim küfürleri hatırlamıyorum (yani sayısını). Hızlı adımlarım sayesinde ilerdeki köşeden döndüğünü gördüm.

Koşar adım ilerlemeye başladım. Evet yine yakalamıştım onu. Yine nazik ve kibar adımlarla ilerlemeye devam ediyordu. Fakat bu kez yanında biri daha vardı. Ama benimkisi daha güzeldi. (yani inşallah). Yüreğim kıpır kıpır ben ise zıpır zıpır ilerlemeye devam ediyordum. Onun da benden hoşlandığı belliydi. Ara sıra saçlarını dalgalandırıp “ben de seni seviyorum” dedirttiriyordu (mors alfabesine göre). Hiç kepeği olmayan o yağsız saçlarını acaba “clear” lamı yıkamıştı. (ben de clear kullanmaya karar verdim, ne zaman elimi saçıma götürsem “ne oluyo yakar mı yağıyo" cümlelerinden bıkmıştım.) Bir anlık duraklama devrine girsem de yeniden yükselme dönemine geçtim. Atağa başladım. Son 100 mt.de iki boy farkla üstünlüğünü sürdürüyordu ki arkadaşı birden yanından ayrıldı. Ben de duruverdim ancak kalbim aradaki boy farkını yarım metreye indirdi. (belki de kimin kazandığını fotofiniş belirleyecek) Arkadaşı yandaki büfeye bir şeyler almaya gitti. İşte tam sırasıydı.

Platonik aşkımı Plato’nun aşkına dönüştürecektim. Yanına iyice sokuldum dört odacıklı kalbimin tüm odaları boştu. Hatta ev sahibi bile yoktu. Fakat o gümbür gümbür sesleri kimin çıkardığını bilmiyordum. Artık onun da kalp atışlarını hissedebiliyordum. Ara sıra karaciğer frekansı bozsa da “aort”undan hala temiz kan iletiliyordu. Evet artık yanıbaşındaydım. Fakat bir gariplik vardı. Parfümü benimki gibi kokuyordu. Olsundu! Yüreğim de hala fırtınalar çalıyordu ve birden dokunduğumu hissettim. Aynı duyguyu geçen hafta organik kimya dan 90 alınca da hissetmiştim. Tam biraz sol yapıp bana dönecekti ki dikiz aynasından arkadaşının geldiğini gördü. Büfeden dönen kızın elinde iki tane fanta vardı.Yaklaştı ve:

-Haydi sevgilim, şunları içelim de bir an önce buradan gidelim. Olur mu Metin?

O da neydi! Bir anda şok olmuştum. Artık kalbim atmıyor, damarlarım çalışmıyordu. Olduğum yere yıkıldım. Yüreğim fırtınaları bırakıp çingenem şarkısına geçmişti. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Sanki üzerime bir kova su dökülmüştü.

Birden uyandım, üstüm başım ıpıslaktı. Karşımda annem vardı ve elinde boş bir kova…

Lise yıllarına ait bir anı.

Fikret Kahraman
e-posta: fikretkahraman@yahoo.com


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
162. Sayı önceki yazı 162. Sayı sonraki yazı
   
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye