|
21.03.2005 Tülay Çellek - netyorum.com / Sayı: 161
EĞİTİMİN GÜLERYÜZLÜ CİDDİYETİ
BİLGİSAYARIN EĞİTİM GÜCÜ
Bilgisayarın gücü…
İşte bu güce çok inanıyorum. Bir akademisyen tanıdık, “Biliyorsun, bilgisayarda
yayınlanan yazılarından puan alamıyorsun” Derken, bu nedenle orası için zahmet
etmeye değmez gibi bir yüz ifadesi taşıyordu. Aynı ifadeyle bir başka
akademisyen tanıdık ise, “bilgisayarda yazılan yazılardan para alamıyorsun, niye
yazıyorsun ki” demişti. Onlar için bunlar önemliydi çünkü. Ya da eğlence aracı
olarak görülüyordu bilgisayar.
Benim için ise; Tanımadığım bir ses bilgisayardaki yazılarımı okuyarak Bursa
Uludağ Üniversitesine davet etmişti, “Yaratıcılık ve Temel Tasarım” konulu
seminer vermem için. Başka bir zaman yine tanımadığım bir ses, “ yaratıcılık”
değince herkes sizden bahsediyor, sitenizdeki yazılarınızı okudum” diyerek
Eskişehir Anadolu Üniversitesindeki, “Eğitimde Kalite” konulu sempozyuma, “
Öğrenme ve Yaratıcılık” başlıklı panelde konuşmam için davet etmişti. Tabii
hepsine severek gidiyor ve çok mutlu dönüyorum. Üstelik yazılarım okunduğu için
hangi konuda yazsam, örneğin; fotoğraf, tiyatro, sanat eğitimi, sanat bu
konularda soru ve yardım istekleri geliyor e-posta adresime. Severek yardımcı
oluyorum. Öğretmenlik-akademisyenlik, atölyenin dört duvarı arasında sınırlı
kalamaz. Çağın olayı bilgisayar ile uzaktan eğitime de katkıda bulunmak lazım.
Nitekim Amerika’ya giden bir arkadaşa orada yaşayan oğlu, benim sitenin,
yazılarımın bilgi bağlamında en çok başvurulan site-yazılar olduğunu söylemiş.
Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde bir arkadaşıma alanı
Fen Bilimleri olan bir arkadaşı,” bak senin için internetten çok yararlı
olacağını sandığım bir yazının çıkışını aldım.” Demiş. “Yazıya baktım senin adın
yazıyordu. Onu yazan benim arkadaşım” dediğini anlatmıştı arkadaşım. Bana
aktarması da mutluluk doluydu. Bir gün atölyede dersim sırasında bir öğrencim
sanırım Konya’da ya da başka bir üniversitede sitemdeki ders notlarımdan çıkış
alarak derslerine katkı yapan akademisyenlerden bahsetmişti. Burada bir arkadaş
eğitim verdiği bir kurumda “Temel Tasarım” ders notlarımdan yararlanıyordu. Ben
değiştirip, geliştirince, “yeniden çıkış alıyorum” diyordu. Nitekim kurslarına
katıldığı bir atölyeye davet etmiş orada da “yaratıcılık” adına bir uygulama
yapmıştım. Beğenildiği için başka bir kurslarına da davet edilmiştim. Ozan olmak
da ciddi bir iştir. O yüzden kendime ozan nitelemesi yapmıyorum. Ama yazdığım
şiirimsi denemelerim de ilgi görenlerden. Arkadaşlar ya da tanımadıklarımı
tanıyanların iletmesiyle, ya şiir dosyaları halinde birbirlerine gönderiliyormuş
ya da seçilen şiirsilerim çiçek ilaveleriyle arkadaşlarına iletiliyormuş. Bayram
tebriği nedeniyle arayanlardan da alıyorum bu haberleri. Tabii bunlar benim
bildiğim örneklerden bir kaçı. Bilmediklerimin de çok olduğuna inanıyorum. Ve bu
anlamda çok mutluyum.
Annem, “yapılan bir iyilik, bir de kötülük unutulmaz” derdi. Hakikaten
unutamıyorum ikisini de. Ben de başta “amatorceedebiyat com.” editörü olmak
üzere fotoğraf sitelerine, netyorum.com, PİVOLKA, C. Bilim Teknik dergisi ve
burada ismini sayarsam sayfalar alacak bir çok siteye yazılarımı yayınladıkları
için yürekten teşekkür ediyorum. Minnet duygum sonsuzdur. ( Site isimleri ve
diğerleri sitemdeki özgeçmişimde yazıyor. Onlardan burada bahsedemediğim için
özür diliyorum. )
Eğitim ciddi iştir.
Eğitimci olmak-akademisyen olmak ciddi iştir.
Eğitim yönetimi de çok ciddi bir iştir. Ve güler yüzlülük içindeki ciddiyettir
bu.
Eğitim ve yönetimi ucuz değildir, hafife alınamaz. Salt bir başka alanın şöhreti
ile, bu alanın bilgisi, birikimi, yapısı ve etiğine sahip değilseniz
yürütemezsiniz. Kaldı ki o şöhrette görecelidir. “Parası var yapıyor” diyenler
olabilir. “İşi mi, fala bakıyor” denebilir. Ya da “kendinden başkasını tanımaz,
saygı duymaz, baskındır, ilişkileri tartışılır” denilebilir. “Bir takım
ilişkilerle bir yerlerde olabiliyor ancak,” denebilir. Ya da tam tersidir. Hem
özel alanında hem de o alanın eğitimi çerçevesinde başarılıdır, yararlıdır,
niteliklidir. Saygıyla önünde eğiliriz. Katkı veririz. Överiz. Teşekkür ederiz.
Ama kimse eğitim cahilleri gibi düşünüp çalışkanlığını, sorumluluk duygusunu,
araştırmalarını onların ayak işleriyle harcayamaz. Harcamamalı. Fakat bunların
katlettiği eğitim alanlarına da göz yumulmamalı. Çalışarak, yazarak, araştırarak
karşı çıkılmalı. Bunları düşünmek, yaşama geçirmek de kendini ispatın bir
yoludur. Dürüstlüğün, niteliğin, sorumluluğun bir yönüdür.
Özellikle *AGSL ile ilgili yazdığım yazılarda yöneticinin alan öğretmeni - sanat
eğitimcisi - olmasını savunurum. Çünkü orayı daha hızlı ve doğru geliştireceğine
inancım sonsuzdur. Ama salt sanat alanından olmak yetersizdir. Bir de idareci
olma, eğitimci olma kişiliği gerektirir ki, bu şarttır. Yoksa orayı
geliştiremez. Hatta şahsi tutumlarla alanınıza ait kişileri yok etme savaşına
bile girebilirisiniz. Ya da bilmediğiniz eğitim alanında, bilenleri harcamaktır
ilk işiniz. Çünkü bilemezseniz, doğru değerlendiremezsiniz de. Ama sistemin
deliklerinden sızıp bir yerlere gelmişsinizdir. Yaratmak başka bir şeydir,
yaratıcı yöntemlerle eğitim gerçekleştirmek başka bir şey. Birbirine katkısı yok
mu? Tabii ki vardır. Ama aktarmasını bilene…Dersler de özellikle alan lisesi,
lise ya da üniversite-fakülte olsun hep farklı kişilerle zenginleştirilmelidir.
Ama bunlar, sürekliliği olması gereken danışmanlık sistemini ayakta tutarak
yapılmalıdır. Derse, salt sanatçı getirdim demek de yetmez. Onlar da sizin gibi
kendini empoze etmeden, tekrarlatmadan öte gitmeyebilirler. O zaman eğitime,
eğitim alanından da destek almak gerekir. Aynı şey bilim eğitimi için de
gereklidir. Sanatçı ve bilim insanlarına saygım sonsuzdur. Tıpkı eğitime saygı
duyduğum gibi. Sanatçı ya da bilim insanının ise eğitime vereceği seminerler,
konferanslar, söyleşiler bağlamında katkısı çok büyük ve güzel olacaktır. Bunun
organizasyonunu sürekli yapan biri olarak savunuyorum. Ama bunu süreklilik
haline getireceklerse, hele hele eğitim yönetimine soyunacaklarsa kendisini bu
alanda da yetiştirmesi, düşünmesi, kafa yorması ve bu işe zaman ayırması
gerekir.
Eğer böyle bir kişilik ve sorumluluğa sahip değilseniz ama salt kendi tatminiz
vb. nedenlerle bir yeri işgal ediyorsanız ne yaparsınız, bu durumda? Tabii ki
asalak olmak, yönetime iltifatlarla bir yerlere gelmek gerçek emeğe muhtaç
değildir. Kendi eksiklerini örtbas etmenin yolları denenir böylece. Özellikle
gücünün yettiği İnsanları kışkırtarak, kullanarak yapılır, yaptırılır bunlar. Bu
alanda değerli, deneyimli olanların özellikleri ve nitelikleri çiğnenerek ve
hakaret ederek gerçekleştirilmeye çalışılır oradaki varlık, var olmak. Yapması
gerekenleri yaparak, emek vererek değil. Başkasının hazırladığı ders notları
dosyasını göstererek-üzerine oturarak, başkasının hazırladığı plana, müfredat
programına izin almadan ismini yazarak ve de tepe tepe kullandığını yadsıyarak
var olmaya çalışılır. Tüm bunları yapmak, ünlü olmak nedeniyle hak olamaz. İnsan
olmak, etiğe dayanmak başka şeydir. Eğitimci olmak da başta etiğe, insanlığa
bağlı bir olgudur. Fakat tekrar üstüne basarak yineliyorum, çok değerli
insanları bu tiplerle asla karıştırmıyorum. Okuyana ve yazana saygım sonsuzdur.
Okumadan yazmadan başkasının emeği üzerine oturanlaradır eleştirim. Tembel
asalaklaradır. Kaldı ki bunlara eleştirel bakanlarla zaten buluşuyoruz,
birlikteyiz. Bu konularda yazanlar beni buluyor ya da ben onları. Yani benim
gibi düşünen ve yazan çok değerli insanlar var. Olmalı da. Kaldı ki akademisyen,
öğrenciye de örnek olmak durumundadır, yazarak ve çizerek. Ayrıca
davranışlarıyla da. Yoksa nasıl gelişecek ülkemiz ve dünya?
Kendini ispat etmek; medyatik olmakla karıştırmamalıdır. Kendini ispat etmek;
başkalarının ödül onayı ile karıştırılmamalıdır. Kendini ispat etmek; yalakalık
kurumuyla da karıştırılmamalıdır. Kendini ispat etmek; içi boş ya da çalışmadan
ama satışı iyi olmakla da karıştırılmamalıdır. Kendini ispat etmek; başkalarının
emeği üzerine oturmak etiksizliği ile de karıştırılmamalıdır. Kendini ispat
etmek; bireysel farklılıklar çerçevesinde başarılı olacağı alana bakmamakla da
karıştırılmamalıdır.
Eğitimci olmak, eğitim yöneticisi olmak tıpkı sanatçı ve bilim adamı olmak gibi
namus ister. Sistemin doğurduğu sonuçlar nedeniyle bir yerlere gelen bireylerle
sorunum olamaz. Biri nitelikli olur, diğeri olmaz. Biri gider, diğeri gelir. Ben
sistemi oluşturan nedenler üzerinde dururum. Değişim sonuçlardan değil,
nedenlerden başlamalıdır.
Yaratmak; bir iş, ürün, yapıt adına güzeldir. Beğenip ya da beğenmemeniz size
kalmıştır. Fakat emek takdir edilir. Yoksa saatlerce orada burada oturup
gevezelik etmek ya da gelir getiren özel-başka işlerle uğraşmak ve çalışanın
emeği üzerine oturmak ve de bunlar yazıldığında da “yarası olan gocunur” misali
davranmak; işte bunlar beni bağlamıyor. Beni eğitim bağlıyor. İnsanlık bağlıyor.
Saygı, sevgi, düzeylilik, sorumluluk bağlıyor. Bunlar her yerde yaşanıyor. Şahit
olduklarım da vardır, duyduklarım ve okuduklarım da…Bu yazı tüm bunların
bileşkesidir-bileşenidir.
Yazmak ciddi iştir. İçinde hayal gücü, araştırma, inceleme vardır. Okumak
vardır.
Değerlendirme yapmak da ciddi iştir. Çok geniş çerçevede araştırma yapmak
gerektirir ve en önemlisi düzeyli olmak şarttır. Tabii önce anlamak lazım. Emeğe
ve düzeyli olmaya saygım sonsuzdur.
Öğrenmenin yaşı yoktur. Öğrenmeyi seviyorum. Öğrencilerimi seviyorum. “öğrenci
merkezli” işlediğim derslerim iyi gidiyor. Öğrencilere yaptırılan anketlerde de
derslerim en üst sırayı alıyor. Mesleğimi çok önemsiyorum, değer veriyor ve
seviyorum. Yazmam, yazdıklarım bu değerler adınadır.
Eğitim, bir ülkenin kalkınma nüvesidir. Kültür, sanat, bilim eğitim sayesinde
varlığını devam ettirir. Ve o ülkede sağlıklı bir eğitim sistemi varsa dünyadaki
yerini ileri ülkeler adıyla alır. O zaman yapılacak olan; bakmak, birleşmek ve
herkesin yapacağı boyutta verimli olmasını sağlamaktır.
Öğr. Gör. Tülay Çellek - 14.11.2004 / İstanbul
YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat bölümü
e-posta:
tcellek@yildiz.edu.tr
http://www.amatorceedebiyat.com/tulay/
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|