| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

08.03.2005 İlker Özlük - netyorum.com / Sayı: 160

ANADOLU AYDINLIĞI

Köylülerin yaşamına, eğitim, spor, sanat ve tarım tekniklerini götüren köy enstitülerinin bugün yani dün 64 yaşı kutlamaları vardı. Aslında evet kapatılmış olan enstitünün nasıl olur da kutlaması olur. Ama olur, unutmamak için olur , tekrar açılması için olur, köylüler için olur.

17 nisan 1940 yılında dönemin iktidarı CHP tarafından kurulan enstitüler. Dönemin iktidarı Demokrat Parti kararı ile 1954 yılında kapatılmış.

Köy enstitülerini oluşturmanın amacı, ülkenin nüfusunun yüzde 70’inin köylü olması ve bu köylülerin ebediyen karanlıkta bırakılmış, hor görülmüş, bir kenarda unutulmuş, ne bayramı ne bir sevinci olmuş, ve bunun için yine dönemin büyük devlet adamı sayın İsmet İnönü tarafından yanında, insana ve vatanına değer veren ve her daim ülke menfaatini düşünen insanlarla, bu köylünün bayramının ve karanlıktan aydınlığa çıkışının ilk adımı olarak köy enstitülerini kuruyorlar.

Köy enstitülerinde eğitim almış eğitmenler gittikleri her köye sorun ne olursa olsun çözümlenebilecek bir eğitimi almış olarak gitmişlerdir. Köy Enstitüleri’nin yerleri
saptanırken, çevre köy okullarının yapılmasına ve gelişmesine katkıda buluna  bilmesi göz önünde tutularak, 21 yerde enstitüler kurulmaya başlandı, derslerin yüzde 50’si kültür, yüzde 25’i tarım, yüzde 25’ide teknik derslerdi.

Dün akşam Atatürkçü Düşünce Derneğinde köy enstitüleri ile ilgili bir konferans vardı.

Konferansta konuşma yapan ve hala gözlerinde parlaklık olan köy enstitülerinde eğitim almış emekli öğretmenler vardı. Bu enstitülerin zamanın içersindeki faydalarını anlatıp anıları ile devam ediyorlardı, evet içerisi ilk başlarda kalabalıktı, daha sonra bir, iki olmak kaydı ile boşalmaya başladı, işin ilginç olan kısmı hiçbir köylünün burada olmayışıydı.

Evet, içinde bulunduğumuz şu günlerde çoğu kesim aydınlıktan, AB veya Kıbrıs sorunundan bahsediyor. Ama kimse bunlar için çaba harcamıyor. Herkes bir başkası yapsın, biz onun sayesinde ortama gireriz düşüncesinde. Şu an Anadolu köylüsünün Eğitim, sanat, spor ve tarımın inceliklerini en aydın ve bilinçli şekilde uygulandığına kim inanır, ben inanmıyorum.

Şu an Anadolu’da bunlardan bir çok örneklemeler almış fakat tam tersi ile insanlığı karanlığa götürecek başka amaçlarla faaliyet gösteren yurt veya kuruluşlar var. Evet şimdilik kafalarındaki cahil ülke yaratma politikası ilerlemiş olabilir. Ve buna yeni bir takım sözcükler katıp arkasına gizlenen “kaypak” hesabı olan insanlar sebep oluyor.

Türkiye’de yıllardır iktidar olabilmek için oy almaya gidilen köylerde, köylüye ihtiyaç değil de, göz boyayacak vaatler verdiler, bugün ben kendi çevremde ki köylerden biliyorum. Kendi ürettiği malın ticaretini yapamıyor. Üç beş şarkkurnaz’ı gidip köylünün elinde malzemesini ucuza alıp, üzerinde para kazanarak satıyor.

Önlem alınmadığı takdirde amaçlarına ulaşacaklardır diyorum ama, Cumhuriyetin getirdiği aydınlıkları hiçbir zaman karanlığa götüremeyeceklerdir.

Anadolu’da ilerlemek, aydınlık bir Anadolu hayali kurmak, köylerdeki tarımın kalkınmış olması demek, buğdaylık tohumun dahi yurtdışından alınmadığı demektir. Aydınlık Anadolu demek, insanların işsiz değil çalışıyor olmaları demek, aydınlık Anadolu demek, sanayi, ticaret ihracat ve ithalat bakımından Avrupa seviyesinde olmak demektir, bilimin ve teknolojinin iki katına çıkması demektir, öğretmen ve öğrenci sayısının artması demektir, köylülerin 17 nisanlarda bayram yapması demektir, açlığın ve sefaletin ortadan kalkması demektir, ama olsun onlar tarihe ANADOLU’YU AYDINLATANLAR olarak geçtiler.

Varsın öyle kalsın, en azından bu zihniyetle hiçbir zaman gelinemeyecek bir noktada tertemiz ve saf bir şekilde duruyorlar.

Herkese iyi dilekler, sağlıcakla kalın. Arada bir köyünüze gidiyorsanız, hayalinizdeki aydınlanmayı canlandırın. Eminim ki bizleri buğday ekerken göreceksiniz.

İlker Özlük
e-posta: ilkerizm@yahoo.com


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
160. Sayı önceki yazı 160. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye