| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

13.11.2003 Gülay Şahin - netyorum.com / Sayı: 148

KENDİMİZE İHANET

"İnsana olanlar değil, o insanın içinde olanlar önemlidir". - Louis Mann

Louis MANN'ın bu sözü benim için inanılmaz büyük anlamlar içermektedir. Ne kadar doğru olduğunu farketmemek mümkün değil. Tüm olanlara bakıldığında anlam vermek ne zor ise, ne güç ise insanın içindeki duygularını, düşüncelerini olanlar karşısındaki davranışlarını hislerini anlamak ise daha da zoru.

Dışarıdan bakıldığında fiziksel bir bütünlük vardır insanda, hiçbirşeyi yok gibi durmaktadır, içindeki duyguları yansıtma özelliği belirginleşmemiştir. o etrafındakileri memnun etmek için vardır ve bilmez ki kendisine bu durumda ihanet etmektedir. Kendine bir değer vermeyip, fikirlerini söyleyememek, etraftakileri kırmamak adına yapılan her davranış kendimize bir ihanettir bunu yeni öğrendim.

Bakarsın neyin var; yemek yersin, içersin, evinde uyursun, kalkıp işine gelirsin, iş biter evine dönersin. Bir evin, bir işin ve yiyecek yemeğin olduğu için hele bir de ailen varsa, bundan mükemmeli yok der karşındakiler sana. Yani fiziksel bir baskı içine atarlar seni. Oysa düşünmezler sen ne seversin, ne yapmak istersin fakat hayat sana neler yaptırıyordur, mecburiyetlerin nelerdir, lükse hiç geçemeden asıl ihtiyaçlarını alabiliyor musun, streslerinle nasıl başediyorsun, işyerinde azarlayanın var mı, üstlerin nasıl davranır, eve giderken trafikte problem yaşar mısın, hangi ruh halindesin, evde seni neler bekler, bayan isen yemek yapma hazırlığına girerken bedenindeki yorgunluğu anlatabilir misin, çocuğun var ise önce onu doyurmak için telaşlandığını bilirler mi, onunla oyun oynayıp bir de gülümsemen gerektiğine anlam verirler mi, anne ve baba davranışları nasıldır, kayınvalide kayınpeder laf söyler mi, seni üzer mi..vs..

Tüm bu uzayan listenin sonunda yine de derler işte; fiziksel bir bütünlük var ve mutlu olmalı diye, ama ruhsal bir boşluk, işte içteki derin bir çukur bunu görebilmek kendimizden başkasına güçtür. Hatta öyle ki kendimizi bile düşünüp bunun olgusunu tereddütsüz söylememiz mümkün değildir, ne kadar dürüst olursan ol bir yerlerde saklanmış ve yorgun duyguların bekleşmekte ve inan ki dışarıdan gözükmemektedir.

Gülay Şahin - Ekim 2003
e-posta: gulay_sahin@hotmail.com


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
148. Sayı önceki yazı 148. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye