| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

29.05.2003 Burcu Koçak - netyorum.com / Sayı: 135

İSİMSİZ SEVGİLER

Bize sevmesini öğretmediler dostum, bize hep sevgiyi saklamasını öğrettiler. Hep bekletmeyi... hep ertelemeyi... bu yüzden biz kiminle birlikteysek bir diğerini ama hep uzakta olanı özledik, hiç dinmedi doyumsuzluğumuz, biz hep uzaktakini sevdik dostum... yanımızdakini değil, odamızın duvarının arkasındakini değil, birşeyler paylaştığımızı değil, uzaklardakini, ulaşamadığımız kadar uzaklardakini sevdik... Yanımızdakileri kırıp geçirdik, incitip üzdük de, hep ulaşamadiklarımıza sakladık söyleyemediğimiz o güzel sözleri... Özlediğimiz sevgiden delice korktuk biz dostum. Sevmek bizim için sınırlarımızdan hiç çıkmamaktı. Kendi sınırlarımızda sevmek hep kapana kısılmaktı. Bu korku yüzünden hep karşımızdaki insanların sevgisini eksik bulduk, küçümsedik onların sevgisini, yeni heyecanlar arama isteği vardı. Bir kişide takılı kalmak ne kadar basit diyorduk. Gözümüz hep uçan kuşlardaydı. Yüksek dağların en tepesinden bakıyorduk insanlara biz. Sorun bizdeydi dostum. Sevgiye inançsız olan bizdik... Bir insan bizi sevmeye başladığında, yenildiğinde sevgimize; ondan uzaklaşır, nasıl da tiksinirdik sevgilerinden biz. Ama bizden biraz uzaklaşmaya görsünler onları yana yakıla nasıl da arardık. Çünkü biz sevilmeye alışmıştık, hatırlasana nasıl da ihtiyaç duyardık seslerine, kokularına. Kaybolmuştuk dağıttığımız
sevgilerde. Kim bizi seviyordu, biz kimi seviyorduk. Sınırlar erir, karışırdı herşey. Öksüz sahipsiz bir sevgimiz vardı ama onu kime vereceğimizi şaşırdık. İnanırlardi bize, inanırlardı o öksüz, sahipsiz, başıboş sevgimize. Çünkü çevremizdeki herkes o kadar hasretti ki sevgiye... Çünkü onlar da bizim gibi sınırlar içinde büyümüşlerdi. Açılamıyorlardı, kendilerini tanıyamadan çıkamazlardı, sınırdan izinsiz çıkış yoktu bize, sevgiye geçit yoktu. Kaç zamandır kendimizi kandırdık dostum. Kimi sevenler şarkılarda yaşatır sevdiğini, kimi cüzdanındaki eski, soluk bir resimde, kimi ise hayallerle süslediği sınırlı dünyasında anlatacak çok şeyleri yoktur. Çok olan sadece çektikleri acılardır sınırlı dünyalarında. Bunu bilirler dostum, ama kıramazlar zincirleri. Aşkı, sevmeyi, sevilmeyi kendimizi adamayı o kadar çok özlemişken, aynı zamanda ikiyüzlülükte içimize işlemişti. Kendimden biliyorum, gözümüzde hayatımızın zerre kadar önemi yoktu. Gerektiğinde hayatımızı hiçe sayacak kadar kahraman ama bir o kadar da yalancı ve riyakardık dostum. Patlayıcı bir madde gibi taşırdık sevgileri. Kaygı dolu, ürküntü dolu bir sır gibi taşırdık sevgileri. Okuduğumuz yoksulluk romanlarında, gözyaşlarıyla seyrettiğimiz filmlerde anlatılan kahramanların hayatlarından daha berbattı hayatımız aslında. Ama kendimize duymadığımız şefkati onlara duyardık... Birbirimize ne kadar ne kadar üzüldüğümüzü gösteremediğimizden, birbirimizin derdine yeterince eğilemediğimiz için bu filmlerdeki kahramanların hayatlarına ağlardık doyasıya.... Aslında birbirimizi çok sevmek istiyorduk, ama nedense çok utanıyorduk bundan ve hep erteliyorduk. Yürürken sokakta karanlıklar eşlik ederdi yalnızlığımıza. Sokağın sonunda o gökyüzünün yalancılığı bizi de vururdu kaybolan o sahipsiz dostlukları da... Biliyor musun bugüne kadar hep seviyormuşum gibi yaptım ben. Aslında onlari tanımıyordum ben, ama yine de ihtiyacım vardı sevgilerine. Bağışlasınlar beni ve unutmasınlar, onlar adına onlardan daha çok acı çektim ben... Bir tek seni tanıyorum aslında ben...

Bir tek seni... Dinliyorum anlat hadi... Demek sonsuza dek kaçıyormuş insan kendisinden...

Burcu Koçak
e-posta: brckck@yahoo.com


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
135. Sayı önceki yazı 135. Sayı sonraki yazı
   
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye