|
15.05.2003 Daruma - netyorum.com / Sayı: 133
19 MAYIS 2003'DE BAZI GENÇLERİMİZİN YAŞAMLARINDAN ÖRNEKLER
Kimileri ;
Yaşları büyüdükçe dersleri kötüye gidenler
Saçları jöleli, marka ayakkabı, pantolon, gömlek, tişört giyenler
Marka giymeyenleri dışlayanlar
Küçücük yaşlarda barlarda, para harcayanlar
Hiç ihtiyacı olmadığı halde Kırtasiyeye girdiğinde aklına ne gelirse alarak yüz
milyon nakit para harcayabilecek miktarda parayı yanlarında taşıyanlar...
Ailesinin çok sosyal hayatı! nedeni ile yalnız kalan çocuklar
Problemleri sadece para ile çözebileceklerine inananlar
Sadece görüntü ile ilgilendiklerinden içeride neler olup bittiğini
anlayamayanlar,
Kimileri ;
İyi eğitim alarak çok para kazanabileceği bir mesleği seçebilmek uğruna gece
gündüz sürekli çalışarak sürmenaj olanlar
Ne çalıştığı ne çalışacağı, ne giydiği ne çıkardığı, ne yediği yemediğinin artık
farkında olamayan ve artık sadece ailesinin güdümüyle yaşayan çocuklar.
Kimileri ;
Ya Dersleri asıp, internet cafelere, kahvehanelere takılarak veya büyük abileri
ile gençliğinin verdiği heyecanları bilmedikleri görmediklerini yanlışlarla
öğrenenler ya da gerçekten eğitimin önemini kavrayarak hayatı ve geleceğini
ciddiye alanlar
Ya Parası olduğu kadar pazardan çarşıdan veya taklit markalar giyerek idare
edenler ya da bu konuda ailesini zor durumlarda bırakacak kadar özenti içinde
olanlar
Saçlarda jöle olmazsa olmaz diyenler ya da Berber Mehmet Amcanın üç numara
traşına razı gelenler, ne de olsa babasının berberi.
Ya zengin arkadaşları olmanın geniş bir çevre ve bir ayrıcalık olduğunu
düşünerek içinde bulunduğu ortama uyum zorluğu çekenler ya da gerçekleri,
zorlukları çok iyi fark ederek ayakları üstünde durmaya çalışan, hedefleri olan
ve dostluk ve arkadaşlığın anlamını fark edebilenler
Sonuç olarak bu grup ortada sıkışmış kalmış. iki arada bir derede olmanın
zorlukları içinde yaşayanlar. Kendi içlerinde ikiye bölünmüşler...
Kimileri de ;
- Kaybolmuş ya da kaybolacak yaşamlar. Tamamen ekonomik zorluklar ve çok ağır
koşullar içindeler. Bir televizyon kanalında Doğu Bölgemizde bir köyde
çocukların futbola çok düşkün olduklarını, kendi içlerinde bir takım
kurduklarını, topları olmadığı için küçük taş parçalarını önce gazete kağıdına
sonra naylona, onun üzerini de taşlar dağılmasın diye lastiklerle bağlayarak top
yaptıklarını anlatıyorlardı. Muhabir, çocuğa sordu “ peki topa vururken ayağınız
acımıyor mu ?”, “ Acımaz mı abi parmaklarımız çok acıyor” diye cevap verdi.
Çünkü ayaklarında da lastik terlikler vardı. Okula gidebilmek için de bir saat
yürüyorlarmış. Çok acı bir gerçek. En ağır şartlarla mücadele ediyorlar.
Bir 19 Mayıs Gençlik Bayramını kutlayacağımız önümüzdeki günleri düşününce
örneklerini gördüğüm gençlerimizin bazılarının yaşamlarını kimi üzülerek kimi
gururla izliyorum.
Eğitimcilerimize de bu konularda çok iş düşüyor. Gerçi onların yaşadıkları
zorluklar da madalyonun diğer yüzü...
19 Mayıs Gençlik Bayramının Gençler tarafından kutlandığını eğitimcilerimiz
artık bir ders olarak ezberletmesinler. Anlamalarını sağlasınlar, düşünceleri
tartışsınlar, alternatif düşünceler üretsinler, bu tür konular öğrencilerimizin
araştırma, geliştirme, çözüm bulma konuları olsun, gelecekte neler yapmaları
gerektiği, öğrenecekleri dersler olsun. Atatürk’ün Türk Gençliğinden
beklentileri ders kitaplarında yazılı maddelerin ezberlendiği birkaç madde
olmaktan çıkarılsın, her öğrencinin fikri düşüncesi olsun. Öğretmenlerimiz bu
araştırmalara not versin.
Ben bir eğitimci değilim, onları eleştirmek haddim değil ama Türkiye’deki eğitim
sisteminde bir terslik olduğu da görülmeyecek gibi değil.
Genelleme yapmıyorum ama gençlerin çoğunluğuna moda ile ilgili bir konu
sorduğunuzda her türlü fikirleri var. Ancak dersleri ile ilgili bir konu
sorduğunuzda çalışanlar kitaptakini ezbere harfiyen söylüyor, ama “bir Türk
Genci kendi için ve ülkesi için neler yapmalı” diye bir konu verildiğinde
çoğu ne yazacağını bilemiyor. Çünkü anlamak için okumuyorlar ders kitaplarını
sadece ezberliyorlar. Çocuklar sanki düşünce ve fikir üretme yeteneklerini
yitirmişler. Hatta fikirlerini söylemek konusunda da çok çekingenler.
Ulusumuzun geleceği gençlerimizin bayramını en içten duygularımla kutluyorum.
Umarım hayalleri ve idealleri uğruna ve ülkemiz adına doğru ve faydalı bir
mücadele verirler.
Daruma - 13.5.2003
e-posta: daruma@netyorum.com
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|