| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

15.05.2003 Daruma - netyorum.com / Sayı: 133

19 MAYIS 2003'DE BAZI GENÇLERİMİZİN YAŞAMLARINDAN ÖRNEKLER

Kimileri ;

Yaşları büyüdükçe dersleri kötüye gidenler

Saçları jöleli, marka ayakkabı, pantolon, gömlek, tişört giyenler

Marka giymeyenleri dışlayanlar

Küçücük yaşlarda barlarda, para harcayanlar

Hiç ihtiyacı olmadığı halde Kırtasiyeye girdiğinde aklına ne gelirse alarak yüz milyon nakit para harcayabilecek miktarda parayı yanlarında taşıyanlar...

Ailesinin çok sosyal hayatı! nedeni ile yalnız kalan çocuklar

Problemleri sadece para ile çözebileceklerine inananlar

Sadece görüntü ile ilgilendiklerinden içeride neler olup bittiğini anlayamayanlar,

Kimileri ;

İyi eğitim alarak çok para kazanabileceği bir mesleği seçebilmek uğruna gece gündüz sürekli çalışarak sürmenaj olanlar

Ne çalıştığı ne çalışacağı, ne giydiği ne çıkardığı, ne yediği yemediğinin artık farkında olamayan ve artık sadece ailesinin güdümüyle yaşayan çocuklar.

Kimileri ;

Ya Dersleri asıp, internet cafelere, kahvehanelere takılarak veya büyük abileri ile gençliğinin verdiği heyecanları bilmedikleri görmediklerini yanlışlarla öğrenenler ya da gerçekten eğitimin önemini kavrayarak hayatı ve geleceğini ciddiye alanlar

Ya Parası olduğu kadar pazardan çarşıdan veya taklit markalar giyerek idare edenler ya da bu konuda ailesini zor durumlarda bırakacak kadar özenti içinde olanlar

Saçlarda jöle olmazsa olmaz diyenler ya da Berber Mehmet Amcanın üç numara traşına razı gelenler, ne de olsa babasının berberi.

Ya zengin arkadaşları olmanın geniş bir çevre ve bir ayrıcalık olduğunu düşünerek içinde bulunduğu ortama uyum zorluğu çekenler ya da gerçekleri, zorlukları çok iyi fark ederek ayakları üstünde durmaya çalışan, hedefleri olan ve dostluk ve arkadaşlığın anlamını fark edebilenler

Sonuç olarak bu grup ortada sıkışmış kalmış. iki arada bir derede olmanın zorlukları içinde yaşayanlar. Kendi içlerinde ikiye bölünmüşler...

Kimileri de ;

- Kaybolmuş ya da kaybolacak yaşamlar. Tamamen ekonomik zorluklar ve çok ağır koşullar içindeler. Bir televizyon kanalında Doğu Bölgemizde bir köyde çocukların futbola çok düşkün olduklarını, kendi içlerinde bir takım kurduklarını, topları olmadığı için küçük taş parçalarını önce gazete kağıdına sonra naylona, onun üzerini de taşlar dağılmasın diye lastiklerle bağlayarak top yaptıklarını anlatıyorlardı. Muhabir, çocuğa sordu “ peki topa vururken ayağınız acımıyor mu ?”, “ Acımaz mı abi parmaklarımız çok acıyor” diye cevap verdi. Çünkü ayaklarında da lastik terlikler vardı. Okula gidebilmek için de bir saat yürüyorlarmış. Çok acı bir gerçek. En ağır şartlarla mücadele ediyorlar.

Bir 19 Mayıs Gençlik Bayramını kutlayacağımız önümüzdeki günleri düşününce örneklerini gördüğüm gençlerimizin bazılarının yaşamlarını kimi üzülerek kimi gururla izliyorum.

Eğitimcilerimize de bu konularda çok iş düşüyor. Gerçi onların yaşadıkları zorluklar da madalyonun diğer yüzü...

19 Mayıs Gençlik Bayramının Gençler tarafından kutlandığını eğitimcilerimiz artık bir ders olarak ezberletmesinler. Anlamalarını sağlasınlar, düşünceleri tartışsınlar, alternatif düşünceler üretsinler, bu tür konular öğrencilerimizin araştırma, geliştirme, çözüm bulma konuları olsun, gelecekte neler yapmaları gerektiği, öğrenecekleri dersler olsun. Atatürk’ün Türk Gençliğinden beklentileri ders kitaplarında yazılı maddelerin ezberlendiği birkaç madde olmaktan çıkarılsın, her öğrencinin fikri düşüncesi olsun. Öğretmenlerimiz bu araştırmalara not versin.

Ben bir eğitimci değilim, onları eleştirmek haddim değil ama Türkiye’deki eğitim sisteminde bir terslik olduğu da görülmeyecek gibi değil.

Genelleme yapmıyorum ama gençlerin çoğunluğuna moda ile ilgili bir konu sorduğunuzda her türlü fikirleri var. Ancak dersleri ile ilgili bir konu sorduğunuzda çalışanlar kitaptakini ezbere harfiyen söylüyor, ama “bir Türk Genci kendi için ve ülkesi için neler yapmalı” diye bir konu verildiğinde çoğu ne yazacağını bilemiyor. Çünkü anlamak için okumuyorlar ders kitaplarını sadece ezberliyorlar. Çocuklar sanki düşünce ve fikir üretme yeteneklerini yitirmişler. Hatta fikirlerini söylemek konusunda da çok çekingenler.

Ulusumuzun geleceği gençlerimizin bayramını en içten duygularımla kutluyorum. Umarım hayalleri ve idealleri uğruna ve ülkemiz adına doğru ve faydalı bir mücadele verirler.

Daruma - 13.5.2003
e-posta: daruma@netyorum.com


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
133. Sayı önceki yazı 133. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye