| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
08.05.2003 Daruma - netyorum.com / Sayı: 132İÇİMİZDEKİ VE DIŞIMIZDAKİ DEPREMÇok fazla suya sabuna dokunmadan Türkiye’de bazı ailelerin
çevrelerinde olan bitene gösterdikleri ilgi ve alakadan/ilgisizlik ve
alakasızlıktan bahsetmek istiyorum. Zavallı adamlar, zavallı olmayı hakkediyorlar, çünkü sürüngen gibiler... Kadın kocasını arıyor, “ben şuradayım, şunu beraber seçelim, hemen gel!” “Tamam sevgilim”, adam adresi sormaya bile çekiniyor... Çekine çekine “daha önce gitmiştim ama tam hatırlayamadım. Peki peki ben bulurum...” Veya “eve gazete gönder” diye bir talep... Rumeli yakasından Anadolu yakasına geçen şoför evin çevresindeki bir bayiden gazete alır ve eve götürür. Onlara hediye vermek de çok zordur... Bir tanıdıklarından hediye almışlar; bu insanlar herşeyi kibarlık olsun diye içtenlikten yoksun olarak yapıyorlar. Teşekkürlerini herkes haketmiyor, herkese teşekkür etmiyorlar... Çünkü hediye alan kişinin standardı onların altında, sosyalitesi düşük. Teşekkür etmeye değmez diye düşünüyorlar... Ancak kendi sınırları dahilinde, hatta ekonomik olarak onları da geçen veya onların en önemli ekonomik kaynaklarından aldıkları çok basit sıradan bir hediye için binlerce kez teşekkür edebiliyorlar, arkasından da küfür tabii.... Önemli insanlardan oluşan bir topluluk içinde önemli insanlardan daha az önemli olanlar ve sosyalitesi zayıf insanları hemen elerler ve bu insanları hayatlarında hiç görmemişcesine bir tavır takınırlar. Ama ertesi gün hele hele o insana işi düştü ise sahte bir samimiyet ile çok sıcak sohbetler yapabilirler, çünkü onunla konuştuğunu o önemli kimseler bilmez/görmez, ayrıca menfaatleri sözkonusudur... İşte böyle insan ilişkileri... Ne yazık ki insani duygulardan, insanca tavırlardan uzaklaşmışlar. Sevgisiz bir yaşama dönüştürmüşler hayatlarını... Herşey maddi. Ben, ben, ben. Önce almaları gerekir, verirken de tüm hesapları yapılmıştır. Onlara sorarsanız medeni ve çağdaş bir yaşam içindeler... Toplumsal ve ülkenin zor günlerini konuşurlarken zannedersiniz ki, çok içten ve duygu yüklüdürler. Oysa tavırları içtenlikten ve iyimser duygusallıktan çok uzaktır... Amacı sadece o konu hakkında ne kadar çok okuduğunu, ne kadar çok bilgi sahibi olduğunu ve kültürlü olduğunu göstermektir. Geçenlerde bir gün, aralarından birinin bir arkadaşı ile konuşmasına şahit oldum ve dondum kaldım. “Hayatım, parasız insan itibarsız insandır biliyorsun” dedi. İnanılacak gibi değildi. Bingöl’deki depremi konuşurken de “ortada parası bol ne kadar cahil ve görgüsüz insan varsa bir dönem hepsi müteahhit olmuş” diyerek konuşmasına başladı. Oysa kendisi de o tip insanlarla çoğu zaman işini görmüş, ortaklık bile yapmıştır. Bir anlamda yanlış da değil söyledikleri... Ancak enteresan olan, orada hayatını kaybeden çocuklardan, yarına hazırlık yaparken yarını hiç olmayacak çocuklardan, hiç açmadan solan gonca güllerden hiç bahsedilmemesi... Yüz tane çocuk. Hepsi de Türkiye’nin geleceği, kendi geleceği, üstelik Türkiye’nin gerçekleri ile büyüyen, zor şartlar altında başarıya yürüyen çocuklardı. Bu konudan hiç bahsedilmedi bile, teknik ağırlıklı konular konuşuldu ve televizyonda yine finans ağırlıklı haber programı sabitlenerek, bütün gün döviz, borsa haberleri izlendi/dinlendi. Deprem olmuş bitmişti, bu konuda teknik açıdan ne kadar bilgi sahibi ve kültürlü oldukları da gösterilmişti ve bu gün ben ne kadar kazanırım konusuna geri dönülmüştü. Ölen ölmüştü... Bundan ötesi zaten onu ilgilendirmiyordu. Oğlu Amerika’da, kızı
Fransa’da yaşıyordu... Sadece son günlerde Sars virüsü ile ilgilenir ve ölenlere
üzülür olmuştu. netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |