|
13.03.2003 Daruma - netyorum.com / Sayı: 125
YENİ BİR DÖNEM DAHA... ve SAVAŞ
Yazıma yeni bir dönem diye başladım. Çünkü 3 Kasım'da yapılacak
genel seçimlerde yeni bir yönetim ile ya daha iyiye doğru gideceğiz ya da geriye
saymaya devam edeceğiz. Gerçekten deTürkiye’de birkaç yıldır yaşanan ekonomik
krizler, insanların boğazına dayandı kaldı. Kahvehaneler işsiz gençlerle doluyor
taşıyor. Bir kısmı parasızlık nedeniyle okuyamamış iyi/kötü bulduğu işten de
kriz nedeniyle çıkarılmış, bir kısmı üniversite mezunu ama iş yok çalışamıyor,
diğer bir kısım ise çok iyi eğitim almış olmalarına rağmen yine işten çıkarılmış
onlarda boşta geziyor. Orta halli dediğimiz insanların gelirleri artık sadece
karnını doyurmaya yetiyor, o da kısarak, sayarak... Ülkede İhracat yapılamıyor,
üretim yapan fabrikalar bir bir kapanıyor, vergiler çok yüksek ve adaletsizce ve
üstelik toplanamıyor, enflasyon almış başını gitmiş, ülkenin IMF’e olan
borçlarını nasıl ödeyeceği her ne kadar programı var dense de bilinmeyen bir
denklem, sır hatta mucize gibi. Son yıllarda yaşanan terör olayları, ülkemize
gelen turist sayısını azaltmış, bankalar, artık içinde boşaltılacak para
kalmadığı için bir bir devletin sırtına biniyor, Devletin sırtındakiler ise çok
yüklü olduğu için binlerce personel çıkarılıyor ya da bankacı bir personel işsiz
kalmasın diye Eminönü’nde Tapu Dairesi'nde veya Morg'da çalışmaya zorlanıyor,
hasta insanlar doktor'a, eğitim çağına gelmiş çocuklar okullara gidemiyor. Hala
bir işi olup da çalışan insanların ise ceketleri alması kolay olsun diye en
yakın yere asılmış, gitmeye hazır. Her an için çıkartılabilirim korkusu ile
işlerine devam ediyorlar...
Sokaklar da küçücük neredeyse bebek yaşlarda çocuklar çalışmaya zorlanıyor ya da
sokaklarda büyüyerek yok olup gidiyorlar.
İşte yeni gelen yönetim, bizlerin oyu ile seçilecek yeni yönetim bütün bu
zorluklara önlemler alarak, çözümler getirerek, Türkiye’yi refaha çıkartacak.
Temennimiz inşallah.
Ancak kendi adıma bütün problemim, hala ülkemi yönetmeye aday yönetimleri içime
sindirememiş olmam. Ne yapacağımı kime oy vereceğimi bilemiyor olmam. Hiç
kimseye, güven duymuyor olmam. Çevrem de de bir çok insanın aynı endişeleri
yaşadığına şahit oluyorum.
Aslında kötümser olmayı hiç istemiyorum ama ... Gördüklerim, yaşadıklarım benim
iyimser düşünmemi engelliyor.
Bütün temennim; İnsana yatırım yapan, üretime önem veren, Türkiye’nin toprak
bütünlüğünü koruyan, barış yanlısı bir yönetimin başa gelmesi.
Yine inşallah diyerek, umarım 3 Kasım'da insanlar doğru insanları seçerek,
sokakta, evde, işyerinde, toplumun tamamında mutlu insanlarla, gülümseyen
insanlarla gözgöze gelir, selamlaşırlar. Hatta belki sabahları biribirlerine
“Günaydın” bile diyebilirler.
Umarım yeni gelen yönetim, tüm insanların hayalleri ve ümitlerinin gerçekleştiği
bir kapı olur.
İmza : Daruma - 5.9.2002
Diye yazmıştım o gün kendi çapımda.
Bu gün yine hissettiklerimi sıradan insan çapımda söylemek, haykırmak istiyorum.
Seçimlerin üzerinden yaklaşık 5 ay geçti. Seçim ertesi ilk günlerde İnsanlar
ümitlerini kaybetmemişti. Ben de kaybetmemiştim. Hatta toplumun her kesiminde
ortak bir karar vardı. Deneyelim. Çünkü artık denemeye alışmıştık. Bugün, içimde
bazı endişeler taşıyorum. Gülen yüzlerin ardında çatık kaşlar mı var? Hala
asansörde karşılaştığım insanlar bana Günaydın demiyor. Ama ben ısrarla diyorum.
Olsun bir gün öğrenirler. Ama korkuyorum. Yeni doğacak bebeklerin geleceği için
korkuyorum. Nasıl bir dünyaya gelecekler, onları savaşlar mı bekliyor? Büyük
adamlar ! büyük kararlar alarak politika ve siyaset prensipleri uğruna,
bazılarının büyük menfaatleri uğruna bebeklerin geleceğini yok ederek dünyadaki
hayat denen filme son mu yazacaklar?
Ülkemde savaş istemiyorum. Bu millet savaşılması gerektiğinde zaten savaşmış.
Kurtuluş Savaşında ne uğruna savaştığını bilecek kadar da bilinçli . Şimdi,
“halkın sesi yanlış, politikadan ne anlarlar?” diye halkı kimse küçümsemesin.
İnsanların her zaman için tecrübeli insanlardan öğrenecekleri çok şey vardır.
İktidar eleştirilmez diye bir tutum olamaz. İktidarı, iktidardaki insanlara
öğretecek çok daha iktidarlı insanlar olabilir, olmalı da. En aptal insanı bile
hafife almamak gerekir. Sonra en büyük cevaplar o ummadığınız insanlardan gelir.
Böbürlene böbürlene büyük adam olunmaz. Geçenler de televizyonda bir
konuşmalarını izledim. Protokol, nezaket, kibarlık, sevecenlik, hoşgörü, usul,
uslup, tevazu, korkuyla saygı değil, hakkı ile saygı, bunlardan çoktan vazgeçtik
galiba...
Daruma - 4.3.2003
e-posta: daruma@netyorum.com
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|