| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

27.02.2003 Tülay Çellek - netyorum.com / Sayı: 123

"NOKTA" ÜZERİNE

Hiç noktanın yaşamınızdaki yerini düşündünüz mü?

Nokta düzensizliğin içinde ilk düzen elemanıdır. Yer belirler. Nokta, görsel anlatımın temel ögelerinden biridir. Tek başına durgunluğu ifade eden nokta çoğaldıkça dinamizme, ritme ya da karmaşaya dönüşebilir. Noktalar yan yana geldiklerinde birbirleriyle ilişkiye girer. Yaşamda da böyle değil midir? "Bir elin nesi var, iki elin sesi var", denmez mi? İnsanlar yan yana gelince yarattıkları dinamizmle olumluluk da yaşayabilirler, olumsuzluk da. Önemli olan o birlikteliğin dönüştürme amacının iyi ve güzel olmasıdır. İşte yaşamın hareketi noktaya vurulduğunda, kağıtta düzene dönüştürülmesidir. Yani yaşam bulmasıdır. Önemli olan da yaptıklarınızın ve yaşadıklarınızın arasında bir denge kurabilmektir.

Nokta'ya şimdi bir de sanat, bilim, yaşam açısından bakalım.

Hiç düşünmüş müydünüz, evren içinde dünya noktadır.

Uzakta uçan balon ya da bir uçak nokta görünümündedir. Ya da tam tersi uçaktan aşağıya baktığınızda, gördükleriniz noktadır.

Durduğunuz yere bağlı olarak görmek.

Noktalar yan yana gelince çizgi olur. Hani insanlar el ele tutuşup halay çektiklerinde ya da bedenden duvar oluşturduklarında olan.

Noktalar yan yana, üstüste, çapraz konduğunda lekeler oluşur. Fotoğrafta gren, yaşamda dokusal görüntüler oluşturur.

Görselliğin dışına kayalım. Bilime, yaşama bir bakalım: Suyun kaynama noktası, patlama noktası, birleşme, kesişme noktası vb.

"Birleştiğimiz noktadan hareket ederiz". "Noktayı koyacağın yeri bilmelisin." Bu söz salt yazında mı geçer? Hayır, yaşamda da geçer. Bilirsen huzur, bilemezsen huzursuzluk başlar.

"....noktasından bakacak olursak"

İşte burada da nokta önemli. Hiç yaşantınızda noktanın yerini düşündünüz mü? Doğaya bakalım, canlı ya da cansızına, bitkilere ve hayvanlara, kelebeğe, çeşitli böceklere. Dış görünüşlerinde, büyüyen, küçülen, düzenli-düzensiz, renkli-renksiz benek ya da birimlerin oluşturduğu doku örnekleri. Evet, onlara özlerinin, tanımlarının dışında bakalım, biçimlerine, noktalarına. Haz duymakla. İnsanın yarattıklarına bakalım, doğadan esinlenerek. Kumaş desenlerine göz gezdirelim. Dolayısıyla beğenimize... Bizi yaşatan zevkimize.

Resimsel anlatımda nokta; denge, hareketi durdurma (nokta koyma) için kullanılır. Yazıda cümleyi bitirmek için, konuşmada susmayı bilmek için. Nokta diğer görsel elemanlarla, örneğin çizgiyle, ilişkili kullanıldığında yeni anlatım olanakları verir; ofset baskıda, bilgisayar teknolojisinde, fotoğrafta... Hepsinde de nokta var. Baktık mı noktanın hayatımızdaki yerine... Noktaları büyütelim, küçültelim, seyrekleştirelim, sıklaştıralım, renklendirelim. Sanat Tarihine bakalım. Nokta nokta yapılan tablolara...

Noktadan neler yapılabilir?

Film yapılabilir Norman Mc Laren'in yaptığı gibi. Başka? Temel Tasarım dersimde yaptığım gibi...

Bu yazdığım yazının biraz daha genişini öğrencilerime verdim. Önce ortak teknikle yani siyah-beyaz tekniğiyle noktasal bir düzenleme yapacaklardı. Daha sonrası önemli. Çünkü kişilikleri değerliydi, yaratıcılıkları, aktarımları-transferleri. Müziğini, Müzik Toplulukları Programının hazırlayacağı, Modern Dans Programındaki arkadaşlardan-öğrencilerimden "nokta" konusunda bir dans gösterisi hazırlamalarını istedim. Hem düşünüyordum kendilerini nokta kabul edebilirler, örneğin patlama noktasında, suya atılan bir taşın sonucu sıçrayan tanecikler olabilirler diye hem de ne yapacaklarını merak ediyordum.

İnanılmaz bir şey oldu. Beni gördüklerinde, "biz birer noktayız" dediler. Hakikaten harika bir gösteri hazırlamışlar. Temel tasarımda edindiklerini kendi alanlarına, bedenlerine çok güzel aktarmışlar, noktaya can vermişlerdi. Benim için eğitim, yöntem tabii ki doğru yöntemler ve öğrencinin kişiliğinden hareketle yaratıcılık sürecine dayalı olan bir olgudur. Bu nedenle seçilen malzeme, alan çok önemlidir. O, bir kişilik göstergesidir.

Fotoğraf programındaki öğrenciler, nokta konusunu fotogramla yapacaklar, yani fotografi malzemesini kullanarak bir düzenleme gerçekleştirecekler. Bileşik Sanatlar Programındakiler, resim malzemelerini ve serbest malzeme kullanarak, İletişim Tasarımı öğrencileri de bilgisayarı kullanarak bir çalışma gerçekleştireceklerdi. Sanat yönetimini ise "nokta" konusunu tanımlamadan anlatmalıydılar.

Daha önceleri başka öğrencilerime aynı şeyi "renk" ve "yaratıcılık" konu başlığı vererek yazdırmıştım. Yani yaratıcılığı bilimsel, ansiklopedik tanımlamadan anlatacaklardı. Kendilerini, yaratıcı süreçlerini, ütopyalarını, projelerini, anılarını, düşlerini... Böylece bir derste, bir alanda edinilenler, öğrenilenler, başka alanlara aktarılmış oluyordu. Bu, salt eğitim bazında, okulda, değil, yaşam düzeyinde de geçerliydi. Ayrıca daha da mı farklı bakmak gerek? Parçadan bütüne gidilirken bütünden parçaya bakarak...

Bir öğretmen arkadaşım ziyaretime gelmişti. Ona Temel Tasarım dersi için oluşturduğum, Grafik Tasarım dersimde de öğrencilerime gösterdiğim saydamları gösterdim. Öğrenci ve sanatçı örnekleri vardı. Resim, yontu, mimari ve fotoğraftan oluşan. Bak diyordum bu saydamlar "nokta" başlığında, bunlar "çizgi" başlığında, şunlar "doku" , bunlar "zıtlık, ritm vs". "Doğrusu" dedi, "etrafa hiç böyle bakmıyorum." Ağaç dallarında yağmur tanecikleri nokta, dalları çizgi, yapraklar leke, gövde doku...

Hiç, her gün geçtiğiniz yolda gördüklerinize ya da gördüğünüzü sandıklarınıza, bir de farklı bir gözle bakmayı düşündünüz mü? Gördüklerinizin değeri nokta kadar mı?

Öğr. Gör. Tülay Çellek - 20.2.2003
YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi (SANTAS)
e-posta: tcellek@yildiz.edu.tr 


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
123. Sayı önceki yazı 123. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye