| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 30.05.2002 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 110

İçindekiler;

  • Konu: Lay Lay Lom
  • Konu: Hazır Bilgisayar
  • Kitap: Yüksek Topuklar - Murathan Mungan
  • Film: Intimacy - Mahremiyet
  • Söz: Anonim
  • Söz: James Brewer

KONU: LAY LAY LOM

"Lay lay lom" diye şarkı söyleyerek ormanda dolaşıp yaşamını sürdürüyormuş. Yüksek ağaçların altındaki çiçeklere bakarak, ormandaki canlılarla sohbet ederek, neşeli, mutlu, mesut, dünya sorunlarından uzak, kah avlanarak, kah av olmaktan saklanarak kurtularak, yaşamaya çalışıyormuş.

Bu çerçevede etliye sütlüye karışmadan ömrünü geçireceğini sanmakla hata ettiğini anladığında iş işten geçmiş olduğunu görecek ama ne çare.


KONU: HAZIR BİLGİSAYAR

Eskiden bilgisayar yapmanın, toplayıp kullanmanın güzel para bıraktığı söylenirdi, toplama bilgisayar satan minik dükkanlar tarafından. Özenle farklı yerlerden parçalar alınır, müşterinin taleplerine uygun sistem hazırlanır ve çalışır durumda teslim edilirdi. Ara sıra sistem çalışmaz ise hangi parçaların uyumsuz olduğu araştırılır, bulunan sonuçlar üzerinde hayret ifadeleri söylenir ve ne kaybedildiğine bakılmadan, yaşama devam edilirdi. Ama şimdi devir değişti. Parçaları tek tek şirketlerden alıp, bir araya getirmekle uğraştığınızda yapacağınız tasarruf ya da elde edeceğiniz kazancı sağlayabileceğiniz adresler var artık. Kafanızda kurguladığınız bir bilgisayarı  http://www.hazirpc.com adresine giderek sipariş edebiliyorsunuz.

Güzel bir kullanıcı ara birimi sayesinde garantisi olan, çalışmasında sorun olmayacak bilgisayar satın alabiliyorsunuz.

Son kullanıcı değil de bilgisayar satıcısı iseniz de işinize yarayabilecek bir sistem. Bakmanız da yarar var.


KİTAP: YÜKSEK TOPUKLAR - MURATHAN MUNGAN

Yaz döneminin başladığı bugünlere denk gelen bir şekilde kitapseverlerin beğenisine sunulan Murathan Mungan'ın "Yüksek Topuklar" isimli kitabının, yazın en çok okunan kitapları arasında yer alacağı muhakkak.

Metis yayınları tarafından sunuluyor, "Yüksek Topuklar".

Beş yaşında bir kız çocuğu hiç evlenmemiş kırk yaşlarında bir kadına beş gün bakılmak üzere bırakılırsa neler yaşarlar. Kadının ağzından beş günün öyküsü ancak geri dönüşler, akışın içine giren çıkan öbür oyuncularla zenginleşen diğer yaşam öyküleri, geçmişle yüzleşme sonucu beşyüz sayfanın üstünde bir kitap ortaya çıkmış. Anne ve babanın çocukluk döneminde verdiklerinin yetişkin
yaşlarda ortaya çıkan etkisi, yaşamın her anında öğrenilenlerin zaman ilerledikçe ortaya çıkan yansımaları, toplumun ilişkilere bakış açısı, yaşamları yönlendirmesi anlatılıyor. Yasaklar, kurallar, kolay para kazananlar, hırslar, kendi dünyasında yaşayanlar aktarılıyor.

Nelerle karşılaşabileceğinizi anlatabilecek bazı cümleleri aktaracağım;

- Bana onun yaşlanmış olduğunu düşündüren nedenleri bulmaya çalışıyorum. ... Artık anne olmuş, topluma katılmış. Dışarıdakilerden biri olmuş. ... Benim yalnızca işim ve evim belli ama, artık onların herşeyi... Benim hayatımda arayışlara hala yer varken, onların hayatları artık yalnızca tekrarlarla ilerleyebilir. ... içim ne kadar acımış olsa da, hala belirsiz bir geleceğin hayalini kurabiliyorum; hata yapma, cayma, vazgeçme lükslerim bile var. (s. 146)

- Senin içine sinmeyen elin içine nasıl siner? Kazandığını hak edeceksin. Helal para yoksulluk hafifletir. (s. 211)

- Her insan, kendi olması karşılığında topluma bir bedel öder. Az ya da çok, ama mutlaka bir bedel. Kimse bedelsiz kendi olamaz. Bu bedel çoğu kez yalnızlıktır. (s. 235)

- Uğruna neler kaybettiğinin hesabını yaparak hiçbir zaferin tadını çıkaramazsın. (s. 244)

- Sistemin içinde ayakta kalmaya çalışmakla, sistemin taşıyıcılığını yapmanın aynı şey olmadığını ikimiz de biliyoruz. (s. 262)

- Kadınlar, yaptıkları alışverişler konusunda asla yanılmış olmak istemezler. Bunlardan bir tane alan, doğru yapıp yapmadığından emin olmak için, ille de başkalarına da bir tane aldırmaya kalkışır. Herhangi bir itiraz durumunda ise, o malın pazarlamacısından bile daha militan kesilir. (Sinan Oymacı: Bu sözü bilgisayar kullanıcıları için de kullanabilirsiniz) (s. 326)

- Başlangıçta insana sevinç veren her çeşit bilgi, zamanla bir mutsuzluk kaynağına dönüşüyor; yeni bilgilerle dünyayla aranızı kapattığınızı sanırken, insanlarla aranızdaki uçurum açılıyor. (s. 405)

- Kimi beraberlikler yetinmelerle sürdürülürken, kimi ilişkiler ne yazık ki, değeri hep sonradan anlaşılan nice kayıp hazinelerle kendine gömülür. (s. 422)

- Sevdiklerimizin hayatına ya erken girer, ya geç kalırız. Bütün aşk dramları da bundan doğar zaten. (s. 424)

- Büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor; geçip gittiğiyle kalıyor zaman, aşk, her şey. (s.424)

Akıcı bir dille kalem alınmış, sürükleyici bir tempoda hazırlanmış, kendini okutan, bitene kadar elinizden kolayca bırakamayacağınız, pek çok mesaj bulabileceğiniz güzel bir kitap. Keyifle okuyabileceğinizi düşünüyorum.


FİLM: INTIMACY - MAHREMİYET

Patrice Chereau'nun yönettiği "Intimacy - Mahremiyet" filminin ilanında "16 yaşından küçüklerin izlemesi sakıncalı olabilir" uyarısı var. "olabilir" kelimesini oraya niçin koydukları anlaşılmaz. Olması gereken duyuru; "18 yaşından küçüklerin izlemesi sakıncalıdır". Herhalde nazikçe ne yazabiliriz diye düşündüler ve "olabilir" kelimesinde karar kıldılar. Kanımca yakışmamış.

Filme gelirsek; başrollerde Mark Rylance, Kerry Fox ve Timothy Spall yer alıyor.

Chereau "La Reine Margot", "Ceux qui m'aiment prendront le train" filmlerinden anımsanabilir.

Eşinden ayrılmış adam tek başına yaşamaya başlamıştır. Her hafta Çarşamba günü saat 2'de evine bir kadın gelmekte, hiç konuşmadan sevişmekte ve ardından gitmektedir. Bir süre devam eden bu ilişki, adamın kadının kim olduğunu merak etmesi ve izleyerek, bulması ile mahremiyetin ortadan kalkması sonucu biter.

Başrollerdeki iki oyuncunun sevişme sahnelerindeki yorumu ve performansı abartıya kaçılmadan görüntülenmiş. Sanatsal kaygılar duyulmadan gerçeğe en yakın sonucun elde edilmesine çalışılmış. Bu arada duyguların, aile içi iniş ve çıkışların, ihtiras, gizli dünyaların kapıları ardına kadar açılarak, seyirciyle buluşması sağlanmış.

Yaşamın gerçek bir kesitinin sergilendiği film, izlenebilirler arasında. Televizyonlarda gösterilmesini boşuna beklemeyin çünkü olanaksız. Sinemada izleyebilirsiniz, orada da 18 yaş sınırına dikkat edin. Ancak sadece çıplaklık görmeye gidecekleri hayal kırıklığı bekleyecektir. Film, konusu ve konunun işleniş şekli ile kadın erkek ilişkilerine gerçekçi bir yaklaşım sergiliyor.


SÖZ: ANONİM

Seviyorsan özgür bırak,
Dönerse senindir
Dönmezse zaten senin olmamıştır.

Anonim


SÖZ: JAMES BREWER

"İnsanda hayallerin yerini anılar almaya başlamışsa, yaşlılık başlamış demektir" - James Brewer


Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda. Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
110. Sayı önceki yazı 110. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye