|
"Yansımalar" 30.05.2002 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 110
İçindekiler;
-
Konu: Lay Lay Lom
-
Konu: Hazır Bilgisayar
-
Kitap: Yüksek Topuklar - Murathan Mungan
-
Film: Intimacy - Mahremiyet
-
Söz: Anonim
-
Söz: James Brewer
KONU: LAY LAY LOM
"Lay lay lom" diye şarkı söyleyerek ormanda dolaşıp yaşamını
sürdürüyormuş. Yüksek ağaçların altındaki çiçeklere bakarak, ormandaki
canlılarla sohbet ederek, neşeli, mutlu, mesut, dünya sorunlarından uzak, kah
avlanarak, kah av olmaktan saklanarak kurtularak, yaşamaya çalışıyormuş.
Bu çerçevede etliye sütlüye karışmadan ömrünü geçireceğini sanmakla hata
ettiğini anladığında iş işten geçmiş olduğunu görecek ama ne çare.
KONU: HAZIR BİLGİSAYAR
Eskiden bilgisayar yapmanın, toplayıp kullanmanın güzel para bıraktığı
söylenirdi, toplama bilgisayar satan minik dükkanlar tarafından. Özenle farklı
yerlerden parçalar alınır, müşterinin taleplerine uygun sistem hazırlanır ve
çalışır durumda teslim edilirdi. Ara sıra sistem çalışmaz ise hangi parçaların
uyumsuz olduğu araştırılır, bulunan sonuçlar üzerinde hayret ifadeleri söylenir
ve ne kaybedildiğine bakılmadan, yaşama devam edilirdi. Ama şimdi devir değişti.
Parçaları tek tek şirketlerden alıp, bir araya getirmekle uğraştığınızda
yapacağınız tasarruf ya da elde edeceğiniz kazancı sağlayabileceğiniz adresler
var artık. Kafanızda kurguladığınız bir bilgisayarı http://www.hazirpc.com
adresine giderek sipariş edebiliyorsunuz.
Güzel bir kullanıcı ara birimi sayesinde garantisi olan, çalışmasında sorun
olmayacak bilgisayar satın alabiliyorsunuz.
Son kullanıcı değil de bilgisayar satıcısı iseniz de işinize yarayabilecek
bir sistem. Bakmanız da yarar var.
KİTAP: YÜKSEK TOPUKLAR - MURATHAN MUNGAN
Yaz döneminin başladığı bugünlere denk gelen bir şekilde kitapseverlerin
beğenisine sunulan Murathan Mungan'ın "Yüksek Topuklar" isimli
kitabının, yazın en çok okunan kitapları arasında yer alacağı muhakkak.
Metis yayınları tarafından sunuluyor, "Yüksek Topuklar".
Beş yaşında bir kız çocuğu hiç evlenmemiş kırk yaşlarında bir kadına beş gün
bakılmak üzere bırakılırsa neler yaşarlar. Kadının ağzından beş günün öyküsü
ancak geri dönüşler, akışın içine giren çıkan öbür oyuncularla zenginleşen diğer
yaşam öyküleri, geçmişle yüzleşme sonucu beşyüz sayfanın üstünde bir kitap
ortaya çıkmış. Anne ve babanın çocukluk döneminde verdiklerinin yetişkin
yaşlarda ortaya çıkan etkisi, yaşamın her anında öğrenilenlerin zaman
ilerledikçe ortaya çıkan yansımaları, toplumun ilişkilere bakış açısı, yaşamları
yönlendirmesi anlatılıyor. Yasaklar, kurallar, kolay para kazananlar, hırslar,
kendi dünyasında yaşayanlar aktarılıyor.
Nelerle karşılaşabileceğinizi anlatabilecek bazı cümleleri aktaracağım;
- Bana onun yaşlanmış olduğunu düşündüren nedenleri bulmaya çalışıyorum. ...
Artık anne olmuş, topluma katılmış. Dışarıdakilerden biri olmuş. ... Benim
yalnızca işim ve evim belli ama, artık onların herşeyi... Benim hayatımda
arayışlara hala yer varken, onların hayatları artık yalnızca tekrarlarla
ilerleyebilir. ... içim ne kadar acımış olsa da, hala belirsiz bir geleceğin
hayalini kurabiliyorum; hata yapma, cayma, vazgeçme lükslerim bile var. (s. 146)
- Senin içine sinmeyen elin içine nasıl siner? Kazandığını hak edeceksin. Helal
para yoksulluk hafifletir. (s. 211)
- Her insan, kendi olması karşılığında topluma bir bedel öder. Az ya da çok, ama
mutlaka bir bedel. Kimse bedelsiz kendi olamaz. Bu bedel çoğu kez yalnızlıktır.
(s. 235)
- Uğruna neler kaybettiğinin hesabını yaparak hiçbir zaferin tadını
çıkaramazsın. (s. 244)
- Sistemin içinde ayakta kalmaya çalışmakla, sistemin taşıyıcılığını yapmanın
aynı şey olmadığını ikimiz de biliyoruz. (s. 262)
- Kadınlar, yaptıkları alışverişler konusunda asla yanılmış olmak istemezler.
Bunlardan bir tane alan, doğru yapıp yapmadığından emin olmak için, ille de
başkalarına da bir tane aldırmaya kalkışır. Herhangi bir itiraz durumunda ise, o
malın pazarlamacısından bile daha militan kesilir. (Sinan Oymacı: Bu sözü
bilgisayar kullanıcıları için de kullanabilirsiniz) (s. 326)
- Başlangıçta insana sevinç veren her çeşit bilgi, zamanla bir mutsuzluk
kaynağına dönüşüyor; yeni bilgilerle dünyayla aranızı kapattığınızı sanırken,
insanlarla aranızdaki uçurum açılıyor. (s. 405)
- Kimi beraberlikler yetinmelerle sürdürülürken, kimi ilişkiler ne yazık ki,
değeri hep sonradan anlaşılan nice kayıp hazinelerle kendine gömülür. (s. 422)
- Sevdiklerimizin hayatına ya erken girer, ya geç kalırız. Bütün aşk dramları da
bundan doğar zaten. (s. 424)
- Büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor; geçip
gittiğiyle kalıyor zaman, aşk, her şey. (s.424)
Akıcı bir dille kalem alınmış, sürükleyici bir tempoda hazırlanmış, kendini
okutan, bitene kadar elinizden kolayca bırakamayacağınız, pek çok mesaj
bulabileceğiniz güzel bir kitap. Keyifle okuyabileceğinizi düşünüyorum.
FİLM: INTIMACY - MAHREMİYET
Patrice Chereau'nun yönettiği "Intimacy - Mahremiyet" filminin
ilanında "16 yaşından küçüklerin izlemesi sakıncalı olabilir" uyarısı var.
"olabilir" kelimesini oraya niçin koydukları anlaşılmaz. Olması gereken duyuru;
"18 yaşından küçüklerin izlemesi sakıncalıdır". Herhalde nazikçe ne yazabiliriz
diye düşündüler ve "olabilir" kelimesinde karar kıldılar. Kanımca yakışmamış.
Filme gelirsek; başrollerde Mark Rylance, Kerry Fox ve Timothy Spall yer alıyor.
Chereau "La Reine Margot", "Ceux qui m'aiment prendront le train" filmlerinden
anımsanabilir.
Eşinden ayrılmış adam tek başına yaşamaya başlamıştır. Her hafta Çarşamba günü
saat 2'de evine bir kadın gelmekte, hiç konuşmadan sevişmekte ve ardından
gitmektedir. Bir süre devam eden bu ilişki, adamın kadının kim olduğunu merak
etmesi ve izleyerek, bulması ile mahremiyetin ortadan kalkması sonucu biter.
Başrollerdeki iki oyuncunun sevişme sahnelerindeki yorumu ve performansı
abartıya kaçılmadan görüntülenmiş. Sanatsal kaygılar duyulmadan gerçeğe en yakın
sonucun elde edilmesine çalışılmış. Bu arada duyguların, aile içi iniş ve
çıkışların, ihtiras, gizli dünyaların kapıları ardına kadar açılarak, seyirciyle
buluşması sağlanmış.
Yaşamın gerçek bir kesitinin sergilendiği film, izlenebilirler arasında.
Televizyonlarda gösterilmesini boşuna beklemeyin çünkü olanaksız. Sinemada
izleyebilirsiniz, orada da 18 yaş sınırına dikkat edin. Ancak sadece çıplaklık
görmeye gidecekleri hayal kırıklığı bekleyecektir. Film, konusu ve konunun
işleniş şekli ile kadın erkek ilişkilerine gerçekçi bir yaklaşım sergiliyor.
SÖZ: ANONİM
Seviyorsan özgür bırak,
Dönerse senindir
Dönmezse zaten senin olmamıştır.
Anonim
SÖZ: JAMES BREWER
"İnsanda hayallerin yerini anılar almaya başlamışsa, yaşlılık
başlamış demektir" - James Brewer
Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda.
Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|