| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
31.01.2002 Ebru Türkol - netyorum.com / Sayı: 102GEÇ KALMIŞ ZAMANZehra kadın evleneli neredeyse üç yıl olmuş, ama bu süre zarfında bir türlü çocuk sahibi olamamıştı. Köylünün diline düşmüş, kocasının başını eğik kılmıştı. Çocuk özlemiyle yanıp tutuşur, başka şey düşünemez olmuştu. Artık ümidini yitirmeye başladığı sıralarda komşu köyden bir arkadaşı ona Masal Baba türbesinden söz etti. Bu türbe köyün bağlı olduğu il sınırları içindeydi. Sözüm ona buraya gidip dua eden kadınların rüyasına Masal Baba denen zat girip bir masal anlatırsa o kadının çocuğu oluyordu. Zehra Kadın son çare Masal Baba’nın türbesinin yolunu tuttu. Başında saatlerce durdu, dualar etti. Daha sonra evine dönerek rüyasına girmesini beklemeye başladı. Bir gün, iki gün derken üçüncü gün gördü rüyasında evliyayı. Masal Baba ona şöyle bir masal anlattı; “Zehra Kadın, senin güzeller güzeli bir kızın olacak. Ancak bu kız 18 yaşına geldiğinde kızını aslında hiç sevmeyen bir delikanlı onu sevdiğini söyleyerek kandırmaya çalışacak. Eğer ki kızın buna inanırsa sonsuz bir uykuya dalacak. Tek kurtuluş yolu ise onu gerçekten seven bir delikanlının tüm kalbiyle “Seni Seviyorum” deyip elini tutması....” Zehra Kadın bu anlatılanların bir masal olduğuna ancak Masal Baba rüyasında göründüğü için çocuk sahibi olacağına inanıyordu. Gerçekten de öyle oldu. Çok geçmeden hamile kaldı ve bir kız çocuğu doğurdu. Çok ama çok mutluydu. Dünyalar onun olmuş, kocasının eğik başı yerden kalkmıştı. Yıllar birbirini kovaladı. Kızı 18 yaşına girmişti. O sıralara şehirden yabancı bir delikanlı dolaşır olmuştu köylerinde. Dediklerine göre köye yeni bir yol gelmesi için ölçüm biçim çalışmaları yapıyordu. Zehra Kadın delikanlının kızının etrafında dönüşünü endişeyle izliyor, mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışıyordu. Aklına Masal Baba’nın anlattığı masal geliyordu hep. Ya gerçek olursa diyordu. Şehirli genç adam güzel kızı yalnız yakaladığı bir an ona aslında hiçte olmayan, sırf onu elde etme amacıyla uydurduğu sevgisini, aşkını anlatmaya başladı. İşte olan o an oldu. Kızcağız bu delikanlıya sevdalanmıştı. O’nun anlattıklarına inandı. Fakat birden garip bir uyku çöktü üstüne ve oracıkta uyumaya başladı. Delikanlı ise kıza bir şey olduğunu sanarak bırakıp kaçtı. Zehra Kadın kızını dere kenarında uyurken bulduğunda Masal Baba’nın ona masal anlatmamış olduğunu gördü. Ne yapacaktı, ne olacaktı, nasıl uyanacaktı kızı?... Aradan aylar geçiyor, kızı bir kez olsun gözünü açmadan uyuyup duruyordu. Davulların, zurnaların çalındığı bir gün dışarı çıktığında İbrahimgillerin oğlunun askerden dönmüş olduğunu gördü. ”Gözünüz aydın!” diye seslendi onlara. Tekrar evine girip, böylesine güzel ve güneşli bir günde hiç birşeyden habersiz uyumakta olan kızının yanına oturdu. Ertesi sabah oldukça erken bir saatte kapının hızlı hızlı çalınmasıyla uyandı. Telaşla kapıyı açtığında İbrahimgillerin oğlunu gördü karşısında. Delikanlı olan biteni duymuştu. Hiç bir şey söylemeden girdi içeriye. Genç kızın elini tuttu, ”Seni seviyorum, seni seviyorum, ne olur aç gözlerini” dedi. Kız şöyle bir kıpırdandı ve gözlerini açtı. Evet, masal
gerçekleşmiş, kendisini gerçekten seven birinin sesiyle hayata geri dönmüştü. Sevgi ve Saygılarımla, Ebru Türkol netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |