"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 03.08.1999 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 23

KAÇIŞ YOK

Ne yaparsanız yapın, iradenize ne kadar hakim olmaya çalışırsanız çalışın, aklınızın bir köşesinden geçen o malı, ne yapıp ediyorlar, size satıyorlar. İnternet’teki elektronik ticaret uygulamalarından söz ediyorum.

İşin içine hele birde açık artırma sayfaları girince kendinizi dört bir yandan çevrilmiş hissedebilirsiniz. Örnek olayı sizlere aktarınca, durum biraz daha netleşecek. Geçtiğimiz günlerde ismi lazım değil, internet’te kitap satan bir sayfaya girdim.

Uzun zamandır aklımda olan ancak bir türlü fırsat bulup ismini tespit edemediğim bir kitap arıyordum. İnternet’te kitap aramanın en keyifli yanı da bu. Anahtar kelimeyi verdiğinizde karşınıza çıkan seçenekler inanılmaz. Anahtar kelimeyi verdim ve kitap isimleri alt alta sıralanıverdi. Düşündüğüm kitap hemen gözüme ilişti. Fiyatını ve diğer okurların kitap hakkındaki görüşlerini öğrenmek için ilgili sayfaya gittiğimde, kitabın basıldığı yayın evinde dahi stokta kalmadığını bildirdiler.

Bu bir hayal kırıklığı oldu. Ancak, sayfanın altında teknolojinin son noktası belirdi. Eğer istersem benim için ikinci el okunmuş kitap satan yerleri araştırıp haber verebileceklerini söylüyorlardı. Bu güzel bir seçenek diye düşünürken bir diğer seçenek daha belirdi.

Bu kitaptan elinde iki tane olan birisi bir kopyasını açık artırma yöntemi ile satıyordu. İstersem açık artırmaya katılıp, uygun fiyatı verdiğim taktirde kitaba sahip olabilirdim.

Seçeneklerin çokluğuna bakar mısınız? Hangimiz dışarı çıkıp, o kitapçı senin bu kitapçı benim, kitabı arıyoruz? Bulamadıysak eski kitap satanları dolaşıyoruz? Yine de bulamazsak gazete ve dergilere ilan verip, araştırma yapıyoruz? Hiç endişe etmeyin. Elektronik ticaretin gelmeye çalıştığı noktada size hiç aklınızda olmayan bir malı bile satmak için o kadar güzel alternatifler sunuyorlar ki, tüketim çılgınlığını yaşamamak olası değil. Kalın sağlıcakla.

Benim ne yaptığımı merak mı ediyorsunuz? Benim iradem kuvvetli. Kitabı almadım. Ama artık yerini ve yöntemini bildiğim için bir gün mutlaka alacağım.

* * * * *

2000 senesi sorununu çözmekle görevli yazılım mühendisleri çalışmaktan sıkılınca neler oluyor? “Office Space - Ofis Çılgınlığı”. Mike Judge’nin yönettiği filmin başrollerinde, Ron Livingston, Jennifer Aniston, Ajay Naidu, David Herman ve Gary Cole yer alıyor. “Beavis and Butt-head” le ilgili filmden de anımsayacağınız Judge, 1991’ de aynı adlı bir film daha yönetmiş, çevirmiş ve Milton isimli kahramanın başından geçenleri aktarmıştı.

Peter bir yazılım firmasında bankacılık programının 2000 senesi uyumlu hale çevrilmesi için çalışmaktadır. Yaptığı işten mutlu değildir ve sevgilisi ile arası açıktır. İlişkilerinin düzelmesi için gittikleri bir doktorda uygulanan hipnoz esnasında doktor ölünce girdiği hipnozun etkisinde kalır. Bu Peter’ın şirketteki çalışmasını ve yaşama bakış açısını değiştirir. Çalıştığı şirkete gelen danışmanların sorularına verdiği yanıtlar terfi etmesini bile sağlar.

Günümüz ofislerindeki iş yaşamıyla dalga geçen güzel bir komedi filmi. Bilişimcilerin uçtuklarında neler yapabileceklerini aktarıyor. Bulursanız kaçırmayın, izleyin. İşveren de olsanız, çalışan da olsanız, ders alacaklarınız var.

* * * * *

Fransız yazar Victor Hugo (1802-1885) ‘dan bir söz; “Düşünceye dalmış bir adamı tembel bir adam sayma. Çünkü, insanların yaptıkları bir görünen iş vardır, bir de görünmeyen”.

Derin düşüncelere daldıysa ne kadar ağır çalıştığını varsayıp, dinlenmek istediği zaman gerekli izni verin. Uyuyanlar için iyi bahane. Çok derin düşünüyordum, çok yoruldum.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com