| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 22.06.1999 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 29

ARTIK BULUNUYOR

Bir şeyler değişti. Eskiden yurt dışında bazı ürünler çıktıktan sonra Türkiye’ye çabuk getirilmediğinden hatta bazılarının hiç getirilmediğinden yakınırdım. Artık böyle bir sorun yok gibi gözüküyor.

Son dönemlerde izlediklerim, bazı ürünlerde Amerika’daki son kullanıcılardan daha da şanslı olduğumuzu bana düşündürüyor. Pazara yeni sunulan bir grafik kartı için Amerika’da internet aracılığı ile sipariş verenler iki ile üç hafta arasında beklemek zorunda iken ve mağazalara birer, ikişer tane geldiği için satın alamazken, biz aynı kartları daha zahmetsiz alabiliyoruz. Özellikle talep patlamasının yaşandığı bazı ürünlerde pazara sunulan ürün sayısı yetersiz kalıyor.

Bu dönemde son kullanıcılara yurt dışındaki yenilikleri taşıdıkları için ithalatçıları kutlarım. Rekabet ortamının doğması eskiden geç düşünen, geç harekete geçen firmaları da canlandırdı. Hayatta kalabilmek için ortama ayak uydurmak gerektiğini anladılar. Fiyatlarda makul belirleniyor. Son kullanıcı fiyatları biraz yüksek olsa da, ucuza hangi ürünü nereden alabileceklerini artık son kullanıcılar öğrendiler. Fiyat belirlerken dikkat edin.

* * * * *

Adam Sandler, Kathy Bates ve Henry Winkler’in başrollerinde oynadığı, Frank Coraci’nin yönettiği bir film “The Waterboy - Sucu”. Bates 1990’da “Misery” isimli filmdeki rolü ile en iyi kadın oyuncu Oscar ödülünü kazanmıştı.

Bobby Amerikan futbolu oynayan takımlarda yer alan oyuncuların su ihtiyaçlarını karşılayan bir eleman. Ancak biraz geç düşünüyor ve yaptığı işi çok ciddiye alıyor. Bunun içinde takımdakilerin alay konusu oluyor. Bir tesadüf eseri son derece güçlü olduğu ve futbol’a yatkın olduğunu keşfeden antrenörün teşviki ile oyunculuğa başlıyor. Annesi daha önce Bobby’nin babası olan kocası ile yaşadıklarından dolayı oyuncu olmasına karşı.

Film, bir annenin oğlu hakkındaki düşüncelerinin, değer yargılarını, yapılan işe konsantre olmayı, başarıyı gözler önüne seriyor. Komedi filmi olmasına karşın, Amerikan futbolunu sevenlere hitap ediyor. Televizyonlarda gösterime girdiğinde izlersiniz. Özel olarak zaman ayırmanıza gerek yok.

* * * * *

Gazete fiyatlarının sürekli artmasını fırsat bilen bir gazete bayii arada bir de kendi kafasından fiyat arttırmaya başlamış. Gazete 100 bin ama o 110 bin diyor. Bakıyor kimsenin aldırdığı yok, bayii de kafadan fiyat artışlarını sürdürüyor. Her gün aynı yerden gazete alan bir adam, bir sabah yine gazetesini istiyor…

- Bir gazete ver…

- 150 bin

Adam parayı verip gazeteyi alıyor. Tam katlayıp cebine koyacak, bakıyor ki üzerinde 120 bin yazıyor. “Yahu utanmıyor musun?” diyor. “Üstünde 120 bin yazıyor, sen alıyorsun 150 bin”.

Bayii çok rahat, “Bırak Allahını seversen abi” diyor, “Bunların neyi doğru yazdığı görülmüş ki?”…

Kendisini “Haftalık Küçük Kaçık Bağımsız Dergi’cik” olarak tanımlayan “Antimedya” dergisinin 162. Sayısındaki İletişim Yayınlarından L. Doğan Tılıç’ın “Utanıyorum ama Gazeteciyim” başlıklı köşesinden alınmıştır.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
29. Sayı önceki yazı 29. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye