| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 02.06.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 78

ZAHMETSİZ

Uzun süredir ilgimi çeken, ancak bir türlü fırsat bulup zaman ayıramadığım bir yazılım ve bu yazılımı internet aracılığı ile kullanmanın getirdiği zahmetsiz bir iş hakkında bilgi vermek istiyorum. Yazılım, BFMSoft şirketinin “CD Wizzard” uygulaması. Yazılım, paylaşım yöntemi ile (shareware) dağıtıldığı için belli bir süre bedel ödemeden kullanabiliyorsunuz. Ardından, sürekli kullanıma geçmek istediğinizde, fiyatı 22.95 Amerikan Doları.

Yazılımın yaptığı iş hem çok basit hem de çok kompleks. Diyelim, evinizde büyük bir müzik CD’si arşivi var. Bunları sınıflandırmak istiyorsunuz. Kim çalıyor, söylüyor, CD’nin ismi ne, içinde hangi şarkılar var, süreleri gibi. Eğer internet bağlantınız varsa ve bu yazılımı kullanıyorsanız, sınıflandırmak istediğiniz müzik CD’sini bilgisayarınızdaki CD çalıcıya takıyorsunuz ve yazılıma bu CD’yi arşivinize eklemek istediğinizi söylüyorsunuz. Yazılım internet üzerindeki bazı adresleri dolaşarak sizin CD’nin kimin CD’si olduğunu, ismini, içindeki şarkıları bulup getiriyor. Hiç bir şey yazmak zorunda kalmıyorsunuz. Benim yaptığım denemelerde kullandığım CD’lerin hepsini tanıdı. Bu işin süresi de çok kısa. Bir başka ilginç özellik, eğer CD’yi tanımadıysa CD’nin bilgilerini siz yazıp, yine internet’teki bu bilgi bankalarına gönderiyorsunuz. Bundan sonra aynı CD’yi tanımak isteyen diğer kullanıcıların aynı bilgileri sistemlerine işlemesine gerek kalmıyor. Bir nevi, tüm bilgisayar kullanıcıları aynı zamanda bilgi giriş operatörleri olarak yer alıyor.

Yabancı CD’lerin tamamını sorunsuz bildi. Yerli şarkıcı ve topluluk CD’leri için test yapmadım. Büyük bir olasılıkla tanımayacak. Örneğin şu sıralarda çok popüler olan piyanist Fazıl Say’ın CD’sini arşivinden bulamadı. Bir kullanıcı bu bilgileri sisteme işlerse iyi olur, bizde kullanırız.

Ben bu yazılımı tam kullanmaya başlamışken, Microsoft’un önümüzdeki günlerde pazarda satışa sunulacak Windows ’98 işletim sistemine ek olarak hazırlanan Plus ’98 ürününde aynı fonksiyonları içeren bir yazılımın yer aldığını öğrendim. Aklınızda bulunsun. İsterseniz onu bekleyin, isterseniz bunu veya buna benzer yazılımları kullanın. BFMSoft veya buna benzer şirketler artık yazılımlarını satabilir mi, ona benim cevap vermem çok zor.

* * * * *

Bir insan ne kadar talihsiz olabilir, ne kadar çaresiz kalabilir. Zencilerin dünyasında bir beyaz neler yaşayabilir. Desmond Nakano’nun yönettiği, “White Man’s Burden - Beyaz Öfke” isimli filmi izlerken bu sorular zihninizde dolaşacak. Başrolleri, John Travolta, Harry Belafonte, Margaret Avery ve Kelly Lynch paylaşıyorlar. 1995 yılında çevrilen bu film bizde vizyona yeni girdi.

Travolta bir çikolata fabrikasına çalışırken patronun evine bir paket teslim etme görevini üstlenir. Paketi bırakırken açık bir pencereden patronun karısını görür ve bu patron tarafından röntgenci olarak nitelendirilmesine yol açar. Patronun yardımcısı Travolta’yı işten çıkarır. İki çocuğu olan Travolta için bundan sonra yaşam zorlaşır. Evden çıkarılırlar, karısı annesinin evine gitmek zorunda kalır. Travolta patronu kaçırır. Film bundan sonra Travolta ile Belafonte’nin başlarından geçenleri anlatıyor.

Güzel filmlerden biri. İzleyebilirsiniz. Üstelik uzun da değil.

* * * * *

Toplumsal Dönüşüm Yayınları’nın çıkardığı ve 3. baskısı yapılan Doğan Katırcıoğlu’nun “Olur Böyle Vak’alar” isimli kitabından söz etmek istiyorum.

Polis-adliye muhabiri ve röportaj yazarı olarak yaşamını sürdüren Katırcıoğlu, kitabında 1950, 1960 yılları arasında yaşadıklarını aktarırken, bizleri hüzne, düşünceye, kendi kendimizi sorgulamaya itiyor. Özellikle kitabın açılışında yer alan ve 1987’de Yılın gazetecisi ödülünü aldığı; “Bir Babanın: Dramı ve Ötesi…” başlıklı röportaj uzun süre hafızalarınızdan silinmeyecek sahnelerle dolu.

Kitapta, Lüks Nermin’den Sukarno’ya, Neş’e Sineması’ndan Amerikan 6. Filosunun İstanbul ziyaretine kadar, bir döneme ışık tutuyor. Muhakkak edinilmesi, okunulması ve paylaşılması gereken bir kitap. Ben de, “Olmasın Böyle Vak’alar” diyorum.

* * * * *

“Bir tehlike anında gemiden uzaklaşan fareler, geminin batmamasını bir türlü affedemezler”. Polonyalı yazar, Wieslaw Brudzinski (1920-)

Bir kısmı gemiyi batırmak için mücadele dahi eder. Ancak, geminin büyüklüğü karşısında kaybolur giderler.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
78. Sayı önceki yazı 78. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye