| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 03.03.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 84

BOŞ BİLGİSAYAR

Kırtasiyeci'ye gittiniz. Boş bir defter aldınız. Aldığınız bu deftere, evde veya başka bir yerde, bir şeyler yazdınız. Bir denetim esnasında, defterdeki yazıların, kanuna aykırı olduğu belirlendi. Yetkililere, "Defteri aldığımda, içerisinde bu yazılar vardı. Ben yazmadım." dediğinizde, ne olur?

Bir başka örnek. Bir araba satın aldınız. Yolda giderken, arabada yapılan aramada, kanuna aykırı malzemeler bulundu. "Bunlar bana ait değil. Arabayı aldığım yerde koymuşlar." dediniz. Ne olur?

Kanımca, sizi pek ciddiye almayacaklar ve hakkınızda kanuni takibat yapacaklardır.

Peki. Diyelim ki, bir bilgisayar şirketinden, kişisel kullanımınız veya şirkette kullanmak için, içinde işletim sistemi ve başka yazılım bulunmayan boş bir bilgisayar satın aldınız. Yapılan bir denetimde, bilgisayarda, lisanssız yazılımlar tespit edildi. Ne olur? Geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir toplantıda, BSA yetkilisinin aktardığına göre, bilgisayarı boş olarak satan şirket suçlanabilir. İnanabiliyor musunuz? Bütün boş bilgisayar satan şirketler, potansiyel kopya yazılım satıcısı veya kurucusu.

Toplantıda, soru cevap şeklindeki olayın gelişimi şu şekilde.

BSA, kullanıcı rolündeki kişiler aracılığı ile, telefonla bilgisayar şirketlerini arattırıyor ve bir senaryo dahilinde, bilgisayar almak istediğini, üzerine ne tür yazılımları ücretsiz yükleyeceğini filan aktaran bir kurgu oluşturuyor. (Bunun etik açıdan tartışılmasında yarar var). Neyse, bunu bir kenara bırakalım. Bilgisayar şirketlerinden birisinin yetkilisi, daha önce iki kez kendilerinin arandığını ve kopya yazılım konusuna girmedikleri için, teşekkür mektubu aldıklarını aktardı. Ancak, üçüncü aramada, boş bir bilgisayar satıp, satmayacakları sorusuna, satarız yanıtı verdiklerinde, ikaz mektubu aldıklarını belirterek, buna verilecek cevabın ne olduğunu sordu. Kullanıcıları kopya yazılım kullanmaya teşvik edebilirmiş. Onun için, bilgisayar satarken, içine işletim sistemi yüklemekte yarar varmış.

Bunun üzerine, benim sorduğum soru; "Boş bilgisayar satmanın ne sakıncası var?"

Yanıt bir başka satıcıdan geldi. "Kullanıcının bilgisayarında, lisanssız yazılımlar bulunursa ve kullanıcıda, bu yazılımları ben yüklemedim. Aldığım yerden verdiler derse, suçlanabilirsiniz". BSA yetkilisi de bu yanıtı onaylayınca, konuşma sona erdi.

BSA'in faaliyetlerini izliyor ve takdir ediyorum. Lisanslı yazılım kullanılması konusunda yaptığı çalışmalar, kullanıcı bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesine yönelik organizasyonlarda başarılılar. Lisanslı yazılım kullanmanın yararları, ilgili bedellerin ödenmesi üzerine sürekli konuşuyor ve yazıyorum. Yazmaya da devam edeceğim. Kimse, kopya yazılım kullanılmasını teşvik ettiğimi veya önerdiğimi filan sanmasın. Sadece, kullanılan yöntemin gözden geçirilmesinde yarar var gibi geliyor.

Güzel bir söz vardır. "Allah, kuru iftiradan saklasın"

* * * * *

Steven Spielberg'in son filmlerinden birisi; "Amistad". Başrollerde; Morgan Freeman, Nigel Hawthorne, Anthony Hopkins, Djimon Hounsou, Matthew McConaughey yer alıyorlar. Filmi beyaz perdeye, David Franzoni, William A. Owens'in, "Black Mutiny: The Revolt On The Schooner Amistad" öyküsünden uyarlamış. Ancak, Barbara Chase Riboud, filmin, kendi yazdığı, "Echo of Lions" eserinden uyarlandığını söyleyerek, dava açmıştı.

Film, Oscar ve Altın Küre dahil olmak üzere, oyuncusundan, yönetmenine, müziğinden, kurgusuna kadar pek çok dalda ödüle aday olmuş durumda. Kanımca, en iyi kurgu dalında ödülü alacaktır. Spielberg, "Schindler's List" filminde, yahudilerin yaşadıklarını anlatmıştı. Bu filmde, Afrikalı zencilerin, İspanyollar tarafından, köle ticaretinde nasıl eşya yerine konduklarını anlatıyor.

Amistad, 1839 yılında Amerika'nın kuzey sahillerinde, içerisinde Afrika'dan kaçırılarak, satılmak üzere yola çıkarılan kölelerin bulunduğu geminin adı. Film, gemideki kölelerin özgürlüğe kavuşmak için yaşadıklarının öyküsünü aktarıyor. Ağırlıklı olarak, mahkemelerdeki görüntülerden oluşsa da, gemide yaşananların görüntüleri çok iyi. Film, gerçek bir öyküye dayandığından, insanların ne kadar vahşi, acımasız olabileceğini gözler önüne seriyor. Amerika'daki adalet anlayışının, politikanın, köle ticaretinin, iç savaşın nedenlerinin üzerinde duruyor. Bu arada, köle ticareti yapan kişilere yardım edenlerin, kölelerle aynı soydan gelen kişiler olması da dikkat çekici. Politikacıların, insan yaşamına verdikleri veya vermedikleri değeri de görmeniz olası.

Görüntüler, müzik, çekimler, konu çok iyi. Anthony Hopkins'in performansı da güzel. İzlenmesi gereken filmler arasında. Kaçırmayın.

* * * * *

"Eğer yüzünüz aynada kötü görünüyorsa, bunun kusurunu aynaya yüklemek faydasızdır". İngiliz başbakanlarından, William Ewart Gladstone (1809-1898) bunu söylemiş.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
84. Sayı önceki yazı 84. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye