| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 24.02.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 85

DAHA NELER OLDU?

Geçen hafta, “Dersler” başlıklı yazıda, bilgisayarın bazı parçalarını değiştirirken nelerle karşılaştığımı anlatmaya başlamıştım. Bu hafta, kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Sistem çalıştıktan sonra, sorunsuz bir şekilde açıldı. Bazı ayarların yapılması zaman aldı ise de, yaklaşık dört saatlik bir süre zarfında herşey yolunda gitti. Bunun sonunda mavi bir ekran ve bir mesaj; “Error writing drive E:”. Ne oluyor? Yaklaşık altı, yedi senedir topladığım yazılar, programlar, E: sürücüsünde. Gittilerse, durum kötü. Biraz uğraştıktan sonra, sistem daha da kötüye gitmeye başladı. Artık, açılmıyordu. Eh, artık durum çok ümitsiz. E: sürücüsünü formatlayayım da, sistem çalışır hale gelsin diye düşündüm. E: sürücüsü formatlandı. İşlemin sonunda, yazamama mesajı tekrar çıktı. O zaman, DOS işletim sistemi ile bilgisayarı açayım, bir de oradan formatlayayım, diye düşündüm. Bu işlemin sonunda, daha da kötüsü oluştu. Ekranda sürekli akan mesajlar; “C: sürücüsünün FAT’ı bozuldu.” Yapacak birşey yok. Sistemi kapatıp, tekrar açtık. “Sistem yüklü değil, işletim sisteminin olduğu bir disketle bilgisayarı açın” mesajı. Bilgisayar, sizlere ömür. Uzun süredir, Microsoft Windows 95 kullandığım için, bütün DOS disketleri şirkette. Neyse, epeyce bir aramadan sonra, bir başlangıç disketi buldum. Sistem açıldı. Ancak, C sürücüsündeki tüm dosyalar ve dizinler birbirleri ile link olmuşlar. Düzelecek gibi değil. Bu durumda, dosyalarda kaybolduğuna göre, herşeyi formatlayıp, sıfırdan kurulum yapmaya karar verdim.

Eh, sıfırdan kurulum yapacaksam, sistemdeki ana sabit sürücüyü de değiştireyim bari diyerek, yeni bir sabit sürücü sipariş ettim. Türkiye’nin en büyük dağıtım kanallarından birisine verilen bu siparişte, diyelim ki, X marka istedik. Almaya giden arkadaş, telefon açtı. “Siz, X marka söylemiştiniz. Ancak, Y marka veriyorlar. Ne yapayım?” “Farketmez. Y’yi al”. Yeni sürücü geldi. Garanti belgesi ve fatura düzenlenmiş. Üzerlerinde , Y markası ibareleri var. Ancak, kutudan çıkan sürücü, X marka. Bütün stoklar birbirine girmiş durumda.

Yaşadıklarım üzerine yaptığım bir araştırmada, pek çok kişinin, hem yurt içinden, hem yurt dışından, bu tür sistemlerde sorunlar yaşadığını tespit ettim. Yalnız olmadığımı bilmek beni biraz rahatlattı. LX chipseti, AGP ve ikincil çıkıştaki donanımlar ile ilgili olarak, Intel ve Microsoft arasındaki paslaşma ilginç bir boyutta.

Neyse, şu anda, bir iki ufak aksilik dışında, sistem düzgün çalışıyor. Çalışmayan kısımlar için, dert etmemeye karar verdim. Derslere devam; Sistem yükseltmeye başlamadan, yedeklerinizi alın. Herşeyi sıfırdan tekrar yüklemeniz gerekebileceğini bilin. İlk açılışın içinizi rahat ettirmediğini aklınızda tutun. Kenarda bir miktar paranız bulunsun. Çıkacak sorunlara göre yeni parçalara gereksinim duyabilirsiniz. Sonunda, herşeyi değiştirmeden, sistemi yükselttik, diyerek avunursunuz. Bende değişen parçalar; ana kart, işlemci, sabit disk, güç ünitesi. Bilgisayarı yeniden yapsaydım, bir iki parça daha eklemem yeterli olacaktı. Pencereleri kapatıp, açmanız, sistemin düzgün çalışmasına yetmiyor. Tekrar yaptırmanız gerekiyor.

* * * * *

Harcanmış yaşamlar. Yönetmenliğini Paul Thomas Anderson’un yaptığı, “Boogie Nights - Ateşli Geceler” filmini izlediğiniz zaman aklınıza ilk gelecek düşünce bu olabilir. Bu film, Anderson’un 1988’de yaptığı, “The Dirk Diggler Story’ filminin yeniden çevrimi. Başrollerde, Burt Reynolds, Mark Wahlberg, Julianne Moore ve Heather Graham yer alıyor. Reynolds, bu filmdeki rolü ile, “Golden Globe” dahil, pek çok ödül topladı. Anderson ve Moore’da aynı şekilde, ödüller aldı. Reynolds ve Moore’un, Oscar’lara aday olduğunu da belirtelim.

Yetmişli yılların sonunda, yetişkinlere yönelik film endüstrisinde, Amerika’da olanları, kişilerin yaşamlarını, düşüncelerini, sektörün perde arkasını anlatıyor. Reynolds’ın, film yapımcısı rolünde yer aldığı film, sinema endüstrisinin, film yapımında, video üretimine geçişi de irdeliyor.

Onsekiz yaşından küçüklerin görmesinin uygun olmadığı bu film, pek çok kişiyi rahatsız edebilir. Oscar’a aday kişilerin yer aldığı ve başka ödüllerde kazanmış bu film, izlenebilirler arasında. Diğer medyalardan da, konusunu inceleyin ve izleyip, izlememek konusunda karar verin.

Gösterime yeni girmiş “Titanic” filmi ile ilgili birşeyler iletmek istiyorum. Filmin izleme ücreti, şu anda vizyonda olan diğer filmlerden %60 daha pahalı. Geçtiğimiz ay gösterime gireceği duyurulan, ancak, Oscar için iddialı olduğu farkedilince, gösterime girmesi geciktirilen bu film, sinemaseverleri istismar ediyor. Kanımca, bu filmi, ikinci defa vizyona girdiğinde, normal gösterim ücretleri ile izlememizde yarar var. Filmin süresinin uzun olmasının, ücretinin pahalı olmasını beraberinde getirmesi anlamlı değil. Çünkü, daha uzun filmlerde bile, daha önce, farklı bilet fiyatı uygulanmamıştı.

* * * * *

Amerikalı yazar, Mark Twain (1835-1910) demiş ki, “Sabır ve eğitim, katliam kadar çabuk iş görmez. Fakat, uzun bir zaman için, ondan daha öldürücüdür”.

Herşeyin başı eğitim. Bu konuda elimizden ne geliyorsa yapmalı, yarınlara doğru gençlerin yetişmesi için çalışmalıyız.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
85. Sayı önceki yazı 85. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye