| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 17.02.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 85

DERSLER

Dertsiz başınıza, dert almak istiyorsanız, kullandığınız bilgisayarı, yeni çıkan teknolojilere uygun parçalarla büyütün.

Kullandığım bilgisayarın bazı parçalarını değiştirirken ve ATX mimarisine geçerken, geçtiğimiz yaz neler yaşadığımı aktarmıştım. Orada, en azından bilgilerin yedeklerini almış ve herhangi bir aksiliğe karşı hazırlıklı davranmıştım. Geçen hafta ise, bilgisayarın işlemcisini değiştirmeye karar verdim. Mevcut işlemci, Intel Pentium 166MMX idi. Yeni kullanmak istediğim işlemci ise, Intel Pentium II 233 olacaktı. 

Ancak, şirketler artık, sadece işlemci değiştirmenize izin vermiyorlar. İşlemcinin yükseltilebilmesi için, ana kart’ın da değiştirilmesi gerekiyor. MMX işlemcileri TX ana kartlarda kullanabilirken, PII işlemciler için, LX ana kartlar kullanmanız gerekiyor.

Biraz araştırma yaptım, kullandığım ve sorun yaşamadığım marka olan “Gigabyte” ‘ın, LX ana kartının uygun olduğunu gördüm. İşlemciyi de temin ettikten sonra, sıra yükseltme işlemine geldi. Yapılacak işlem, sadece, eski ana kartı ve üzerindeki işlemciyi dışarı almak, yerine, yeni kart ve işlemciyi takmak. 

Ne kadar kolay gözüküyor. Yeni kart ve işlemci takıldı. Çalışma düğmesine basıldı. Hiç hareket yok. Nasıl olmaz? Bir kaç dakika önce çalışan bir bilgisayar, çalışmaz hale nasıl gelir? Belki de, bazı kabloları yanlış takmış olabiliriz. Kablolar, çeşitli kombinasyonlarda denendi. Sonuç yok. Ana kart’ı aldığım şirketle konuştum. “Yeriniz yakınsa, bilgisayarı getirin. Bir bakalım” dediler. Hemen, aldığım gibi gittim. Yapılan test sonucu, eski kasadaki güç ünitesinin yandığı tespit edildi. Ne yapılacak; “Ya, yeni bir kasa alınacak, ya da, güç ünitesi değiştirilecek”

Kasa’yı aldığım firma ile yaptığım görüşme, ilginç. “Sizden, yazın aldığım kasanın güç ünitesi arızalandı, Ne yapabiliriz?”, Yanıt; “Belki, kısa devre yapmıştır. Şimdi, kabloları görüyorsunuz. Oradaki, X renk kablonun geldiği uç ile, Y renk kablonun geldiği uç’u, birbirine bir ataç ile değdirin. Eğer, güç ünitesinin pervanesi dönerse, kısa devre yapmıştır. Tamir ederiz”. “Peki, çarpılırsam ne olacak?”, Yanıt; “Yok, yok. Çarpılmazsınız. Sadece 3,5 volt akım gelir”, “Arızalı olduğu ortaya çıkarsa, ne yapacağız?”, Yanıt; “Bizde, bu kasaların güç ünitesi yedekli değil. Alıp, tamir ederiz”. Ne güzel. Kasayı veya kasadaki güç ünitesini yenisi ile değiştirmektense, tamir etme yoluna gidiyorlar. Maliyete bakın. Yeni bir güç ünitesi, en fazla kırk Dolar civarında. İşçilik hiç dikkate alınmıyor galiba.
Bu durumda, yapılacak şey, bir tanıdık ile görüşüp, güç ünitesini değiştirtmekti. Bu arada, bir başka enteresan gerçek daha ortaya çıktı. Piyasada satılan bazı kasalardaki güç ünitelerinin, olması gereken voltajdan daha yüksek enerji verdiği tespit edildi. Bunun sakıncaları ne diye düşünürseniz; “Kullandığınız işlemcinin ömrü azalıyor ve sistem ısınıyor.” Gerçekten de, benim eski bilgisayardan çıkardığım CD’ler pişmiş şekilde oluyordu. Benim cihazda çok fazla parça var. Onlar ısındığı için, bunun olduğunu düşünüyordum. Neyse, yanlışlıkla da olsa, neden olduğunu öğrendik. Güç ünitesi değiştirildikten sonra, sistem çalışmaya başladı. Ancak, sadece, ana kart ve işlemci değiştikten sonra, güç ünitesinin nasıl yandığını anlamış değilim.

Gerçek sorunlar, sistem bir süre kullanıldıktan sonra ortaya çıktı. Bunların neler olduğunu merak ediyorsanız, devamı haftaya.

Sayfada yer kalmadı. Ancak, kısaca şunu belirteyim. Bu haftanın yazısını yazabilmek için, sabit diskin birisini formatlayıp, yazılımları tekrar kurmak zorunda kaldım. Esas alınacak dersler, önümüzdeki hafta geliyor.

* * * * *

Tam bir usta yönetmen filmi. Oliver Stone’un yönettiği; “U-Turn - Kaybedenler” filminden söz ediyorum. Başrollerini, Sean Penn, Jennifer Lopez ve Nick Nolte’un paylaştığı film, herkese göre değil. Bazı izleyicilerin çok vahşi bulabileceği filmin, gösterim yaşı onaltı. Sonunda, bu filmde, yaş kısıtı olduğunu görebiliyoruz.

Film, yazar John Ridley’in; “Stray Dogs” isimli kitabından, yine kendisi tarafından beyaz perdeye aktarılmış.

Filmin kahramanı, arabası Amerika’da çölün ortasında bozulduğu için, bir kasabaya uğrar ve olaylar başlar. Karısını öldürtmek isteyen bir koca, kocasını öldürmeye çalışan bir kadın ve diğer karakterler. Baskı altında bir insanın ne kadar uç noktalarda, neler yapabileceğini anlatıyor. Psikolojik rahatsız olan, bu kadar çok insanı bir başka filmde daha görmeniz, çok zor. Filmi, ben beğendim. Ancak, kaçırmayın diyemiyorum. Başta da belirttiğim gibi, herkese göre değil.

* * * * *

İngiliz şair ve yazar, Ben Johnson (1573-1637) ‘ye göre, “Fazla itiraz karşısında, hakikatın asaleti kaybolur”.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
85. Sayı önceki yazı 85. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye