| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 06.01.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 88

NE KADAR ZORMUŞ!

Yeni yılın ilk haftası, evde kullandığım bilgisayarın klavyesindeki bir tuş işlevini yitirdi. İlk aklıma gelen, “Tamir edebilir miyim?”, ikincisi de, “Klavyelerde, garanti var mı?” oldu. Tamir için, bir iki kişiye sordum. Çok zor, ancak, arkadaki vidaları söktükten sonra, açıp, şansını bir dene dediler. Garanti konusunda ise, iki farklı yanıt aldım. Birisi; “Klavyelerde garanti yoktur” dedi. Diğeri de, “10 Dolarlık bir parça için, ne garantisi” dedi. “Ne garantisi” ama, klavye olmadan da, bu sisteme bir şey yaptıramıyorum. Benim sistem henüz söylenenleri anlamıyor. Beyin dalgalarına da, sıra daha gelmedi.

Bizim zamanımızda, “Sinclair Spectrum” ‘ların klavyelerinde hava yastıkları vardı. Komple, o kısmı değiştirmek gerekirdi. Buna benzer bir sistemle karşılaşmayı ümit ederek, klavyeyi açtım. Ancak, açtıktan sonra da, yapılacak işin mümkün olmadığını anladım. Bu işin kolay kısmı. Zor olan, yeni bir klavye satın almak üzere, yola çıkmamda başladı. Şimdi, eminim ki, aklınızdan geçiriyorsunuz; “Yeni bir klavye satın almanın, neresi zor!”

Alacağınız klavye, “PS/2” uç kullanıyorsa ve ana dağıtıcılarda tatilde ise, denemenizi öneririm. Bu iş için özellikle, Cumartesi gününü veya resmi tatil günlerini deneyin.

İlk baktığım yer, her türlü ofis malzemesinin yanı sıra, bilgisayarlar ürünlerinin de satıldığı büyük satış mağazaları oldu. İlk gittiğim yer, “Sayım Dolayısı ile Kapalı” idi. Aslında, bunun başıma geleceğini biliyordum. Çünkü, geçen senede, 2 Ocak günü gittiğim, çok büyük bir mağazanın kapalı olduğunu anımsıyordum. Kısmet. Bu mağazadan başka mağazalarda var deyip, yola devam ettim. İkinci mağazada da bulamadım.

Avrupa yakasında bir iki yere daha baktıktan sonra, Anadolu yakasındaki mağazalara bakmaya karar verdim. Hiçbir yerde yok. Heryerde verilen cevap aynı. “PS/2 uçlu klavye yok. Ancak, bu tür kullanımlar için normal klavye veriyoruz, çevirici ile kullanabilirsiniz. Hiç sorun olmaz.” Bir yerde ise, “Bugün, ana dağıtıcı kapalı, getirtemem. Ancak, isterseniz, Pazartesi getirtirim” cevabını aldım.

Klavye aramaya çıkıp, bulamayınca, pazarda satılan bilgisayarların klavyelerini incelemeye başladım. Üç, dört markanın klavyesi, benim istediğim uç’a sahip. Ancak, onları da bilgisayarla beraber veriyorlar, satmıyorlar. Pazarda, “Q” ve “F” klavyeyi ayrı ayrı saymazsanız, üç veya dört marka klavye satılıyor. Çok fazla seçim şansınız yok.

Ana dağıtıcının açılması ile yeni klavye ihtiyacımı giderdim. Bu arada, bu pazarın nerelerde olduğunu da anladım. Hepimize kolay gelsin.

* * * * *

Bu sezon Amerikan başkanları ile ilgili filmler çok revaçta. Bir tane daha gösterimde. “Murder at 1600 - Beyaz Saray’da Cinayet”. Dwight H. Little’ın yönettiği filmin başrollerinde, Wesley Snipes ve Diane Lane yer alıyor. Dwight’ın anımsayabileceğimiz filmleri arasında, “Free Willy 2” ve önümüzdeki sezon gösterime girecek, “The Deep Blue” var. Snipes’ı, “The Fan” den, Lane’i de, “Full Monty” den anımsayabilirsiniz.

Bu sefer, başkanın istifa etmesine kadar gidebilecek bir oyun karşımıza geliyor. Beyaz Saray’daki bayan görevlilerden birisi ölü bulunur. Bu kişinin başkanın oğlu ile ilişkisinin olması, gizli servis görevlilerinin, olayı, başkanın yakın arkadaşı ve danışmanı ile farklı yönlere çekmek istemesinin üzerine, cinayet masasında görevli bir detektifin, gerçek nedeni ve katili bulmak üzere devreye girmesi, konuyu oluşturuyor.

Politik entrika, cinayet ve polisiye bir macera izlemek isteyenlerin, ayıracak zamanları varsa izleyebilecekleri bir film. Onun dışında, özellikle, “Aman, kaçırmayalım” denecek filmlerden değil. Gidilebilecek daha güzel filmlerin vizyonda olduğunu anımsatayım

* * * * *

New Age türüne ilgi duyanların, edinmesi gereken bir albüm var. Yanni’nin “Tribute” albümü. Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan albüm, arşivde bulundurulacak çalışmalardan. İçerisinde, klasik müzikten tınılarında yer aldığı albümü, kaçırmayın. Önümüzdeki günlerde, çeşitli televizyon programlarında, jenerik müziği olarak dinlemeye başlarız, nasıl olsa.

* * * * *

Amerikalı yazar ve filozof, Ralph Waldo Emerson (1803-1882) demiş ki; “Bir iyiliği, hiç bir zaman çok erken yapamazsın. Çünkü, hiç bir zaman, ne vakit çok geç olduğunu bilemezsin.”

Elinizden birşey geliyorsa, bekletmeden yapın. Ardından, çok üzülebilirsiniz.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
88. Sayı önceki yazı 88. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye