| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 02.12.1997 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 90

ÇİZME

Geçen hafta, yanlış veya eksik edinilen bilgiler sonucunda, yürütülen fikirlerin doğru olmamasından söz etmiştim. Belirtilen fikirlerde hatalı olunmasının yanında, bir diğer olgu da; “Çizmeyi Aşmak”. Bu terimle ilgili bir anektodu aktarmak istiyorum.

Eski zamanlardan birinde, İtalya’da bir ressam, tablo yaparken, tabloda resmettiği kişilerin giydiği çizmelerin çiziminde hata yapıp, yapmadığını merak etmiş. Tablo ile birlikte, çizme imalatçısı bir ustaya giderek, tabloyu göstermiş ve çizmeler hakkındaki fikrini sormuş.

Çizme ustası, konuşmaya başlamış; “Şimdi, topuk kısmının biraz daha eğimli olması gerekir. Yukarıya doğru biraz daha kıvrım vermelisiniz. Yumuşak deri kullanıldığında daha büzgülü hatlar olmasında yarar var.”

Ressam, bütün bu uyarıları dikkate alarak, bazı değişiklikler yapmış.

Çizmeci, konuşmaya devam etmiş; “Diz kapağını da yanlış çizmişsin. Diz kapağı öyle olmaz” deyince,

Ressam; “Dur bakalım. Çizmeyi aşma. Senin ustalık alanın, çizmenin üstüne kadar”, demek zorunda kalmış.

Gerçekten, kişiler uzmanlık alanlarının dışında faaliyet göstermeye başladıklarında, sorunlar karşımıza çıkıyor. Bunda en büyük sıkıntıyı, kullanıcılar yaşıyor. Hep beraber yapılması gereken iş öğreniliyor. İşi yapan kişilerin, yaptıkları işi bilmemesini de, bunun üzerine eklerseniz, sonuç hüsranla bitiyor.

Bilgi işlemcilerin, bir üretimci kadar üretim standartlarını, bir maliyeci kadar finans konularını, bir hukukçu kadar hukuki olayları bilmesi ve uygulaması beklenmektedir. Tüm bunlarla karşı karşıya kalacağımızı bilerek, hareketlerimizi kontrol etmeliyiz.

Gerektiğinde, konusunda uzmanlaşmış kişilerden destek almamızda yarar var. Bilgi teknolojisine uzak olsa da, kendi sahasında ihtiyaç duyulan bilgilerle donanmış uzmanların, proje çalışmalarına yapacağı katkı yadsınamaz. Projelerin, bir ekip çalışması sonucunda başarılı olacağını göz ardı etmeyelim. Maliyetleri düşürme uğruna, raflarda kalacak projeler üretmeyelim.

* * * * *

Fantastik sinemanın güzel örneklerinden birisi bu hafta vizyonda; “Spawn”. Sözlerime, her sinema izleyicisine hitap etmeyen bir film olduğunu belirterek başlamak zorundayım. Hitap ettiği yaş grubu onbeş, yirmibeş yaş arası. Film, Todd MacFarlane’nin, 1992 senesinde piyasaya çıkarılmış aynı adlı çizgi kitabındaki kahramandan tasarlanarak, sinemaya uyarlanmış. MacFarlane, daha önce, “Spiderman” ‘i; ortaya çıkaran kişi. Benzer türde diğer filmlere bakarsak, “Crow” ve “Batman” türünde.

Başrollerde; Michael Jai White, John Leguizamo’nun yer aldığı filmin yönetmeni, Mark A.z. Dippe. Dippe’nin bundan önce kayda geçmiş bir film denemesi bulunmuyor. “Spawn”, 43 Milyon Dolar harcanarak beyaz perdeye aktarılmış. Filmin, animasyon ve görsel efektler kısmında, “Industrial Light and Magic” grubu çalışmış.

Kahramanımız, güvenlik ile ilgili konularda çeşitli sabotaj görevlerini üstelenen bir kişidir. Örgütten ayrılmak istediğinde, kendisine verilen son görevi gerçekleştirirken, çalıştığı iş arkadaşları tarafından öldürülür. Bir süre sonra, Dünya’ya geri gönderilir ve eski karısının yakın bir arkadaşı ile evlendiğini görür. Hem bunun hem de öldürülmesinin intikamını almak üzere harekete geçer. Bu esnada, iyinin veya kötünün, hangisinin yanında yer alacağına karar verecektir. Şeytanla yaptığı anlaşmanın neler getireceğini düşünmeye çalışmaktadır.

İyiden kötüye, olumludan olumsuza, değişik eleştiriler okuyabileceğiniz bir film. Bu tür filmlerden hoşlanıyorsanız, bilgisayarlar aracılığı ile hazırlanmış efektlerden etkileniyorsanız, izleyin. Onun dışında, zamanınıza yazık olur. Görsel efektler dalında, büyük bir olasılıkla, Oscar ödüllerine aday olacağını söyleyebilirim. 

* * * * *

Hindistan doğumlu, İngiliz yazar Rudyard Kipling (1865-1936) ‘ten bir alıntımız var. “Ben, bütün bildiklerimi bana öğreten altı hizmetçi kullanmaktayım. Adları: Ne, Niçin, Ne zaman, Nasıl, Nerede ve Kim’dir”.

Bu altı’lıya dikkat edelim. Yaptığımız işlerin hemen hemen hepsinde kullandığımız taktirde, daha olumlu neticeler elde edileceğini unutmayalım. Buna benzer başka sorgulama metodları da bulmak olası. Onları da aklımızdan çıkarmayalım.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
90. Sayı önceki yazı 90. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye