| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 07.10.1997 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 94

ÖZÜR, KABAHAT

Özrü, kabahatinden büyük derler. Büyük bir olasılıkla biliyorsunuzdur. Ancak, ben yine de aktarayım.

Padişah, İncili Çavuş’a; “Öyle bir şey yap ki, özrün kabahatinden büyük olsun” demiş.

İncili Çavuş, bir gün, padişah merdivenlerden yukarı çıkarken, bir parmak atmış.

Padişah, hiddetlenerek; “Ne oluyor?” diye sorunca,

İncili Çavuş hemen cevabı yapıştırmış; “Özür dilerim, Padişahım. Hanım sultan sandım da.”

Geçenlerde, bir toplantı için gittiğim mekanda, arabaların park edildiği yerdeki kahya, verilen otopark ücreti karşılığında fiş istediğimde, birisine birşeyler sordu ve cevap verdi; “Biz, vergi vermediğimiz için, fiş vermiyormuşuz.”

Ne kadar güzel, değil mi? Özellikle, bilgi teknolojisi sektörünün yazılım ve hizmet kısmında çalışan şirketlerin ödediği vergileri düşündüğüm de, ne büyük bir çelişki. Bir tarafta, vergi vermeyenler, diğer tarafta, vergi listelerinin üst sıralarında yer alan firmalar.

Yapılan cirolara oranla, ödenen vergileri incelediğinizde, yazılımcıların vergi ödemede önde geldiğini görmek çok normal. Diğer ülkelere baktığımızda ise, sektöre verilen önem derecesinde, vergilendirmede bazı muafiyetler tanındığını görmek olası. Bunu sadece şirketler için değil, bilgi teknolojisi sektöründe çalışan personel için de görebiliriz.

Doğrudan, kişisel çalışma ile oluşturulan ürünlerin pazara sunulmasında, şirketlerin eleman istihdamı yolu ile ülke ekonomisine katkıları yadsınamaz. Bunun yanına, elemanların nitelikli olmaları gerektiğini de eklerseniz, bu sektöre uygulanacak bir takım vergilendirme kolaylıklarının, götürdüğünden çok getirdiğinin olacağını görmek, çok zor olmasa gerek.

Peki, ne yapmak gerekiyor. Sektördeki şirketleri temsil eden organizasyonların, sürekli bu konuyu gündeme getirmeleri ve yetkililere, onların da kabul edebilecekleri bir taslak çalışmayı götürmeleri. Bu konu için oluşturulacak çalışma gruplarında, sektör temsilcilerinin gerekli çabayı göstereceklerine inanıyorum. Bir an önce çalışma grubu oluşturulmalı ve harekete geçilmeli.

Pek çok şirket, doğrudan olmasa da, bu olanaklardan yararlanacak ve sektörümüzün katma değeri artacaktır. Elde edilen kaynaklar, yeni ürünlerin geliştirilmesine, standartlara uygun, daha kaliteli çalışmalara harcanacaktır. Belki, bir, iki istismarcı çıkabilir. Bunları da, sektör kendi içinde değerlendirip, ilgili yerlerin devreye girmesini sağlayacaktır. Bir, oto kontrol mekanizması kendiliğinden çalışarak, denetim görevini yerine getirecektir. Zaman içerisinde, sistem uyum sağlayamayanları devre dışı bırakacak ve kısa bir süre içerisinde, istenen sonuca ulaşılacaktır.

* * * * *

Filmimiz; bilim kurgu ve komedi karışımı olan, “Men in Black - Siyah Giyen Adamlar”. Yönetmen, Barry Sonnenfeld’i “The Addams Family - Addams Ailesi” ‘nden anımsayacaksınız. Filmin başrol oyuncularına gelirsek; Tommy Lee Jones, Will Smith, Linda Fiorentino ve Vincent D’Onofrio.

Film, dünya’yı yaşanacak bir bölge olarak açıklayan uzaylıların hareketlerini kontrol eden, diğer gezegenlerle ilişkileri düzenleyen bölümde çalışan iki ajanın başına gelenleri anlatıyor. Ancak, bu uzaylılar, bizlerin kılığına girerek, aramızda yaşamaktadırlar. Yerlerini ve hangi gezegenden geldiklerini sadece özel bölüm bilmektedir. Doğal olarak, işler yolunda giderken, uzaydan gelen kötü kalpli kişi herşeyi karıştırır. Durum, dünyanın yok edilmesine ve gezegenler arası savaşa doğru gitmektedir.

Filmdeki, özel efektler, makyajlar ve uzaylı tiplemeleri iyi. Filmin sonunda, dünyanın ve diğer gezegenlerin nasıl bir oyunda kullanıldığına ilişkin yorum çok enteresan. Ayrıca, Vincent D’Onofrio’nun performansı çok iyi. Vakit bulursanız, izleyebileceğiniz filmler arasında.

* * * * *

Fransız yazar, Jean de La Bruyere’ye (1645-1696) göre; “Zayıf olduğumuz için, düşmanlarımızdan nefret eder ve onlardan intikam almayı düşünürüz. Ancak, tembel olduğumuz için de, yatışır ve intikam almaktan vazgeçeriz.”

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
94. Sayı önceki yazı 94. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye