"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 17.06.1997 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 97

KAMPANYALAR

Bu sıralarda, bilgi teknolojisi sektöründe, son kullanıcıya yönelik çok güzel hareketler gözleniyor. Özellikle, yurt dışında yayınlanan dergilerde izlediğimiz, aylık son derece makul ödeme koşulları ile bilgisayar satışı, yaygınlık kazanmaya başladı. Ana firmalar, bayilerini de dikkate alarak, satış kampanyaları düzenliyorlar.

İlgi konusunda bir sorun olduğunu tahmin etmiyorum. Çevremde yaptığım bir araştırma, peşin olarak bilgisayar almayı düşünmeyen pek çok kişinin, bu kampanyalar yardımı ile bilgisayar sahibi olmaya başladığını gösterdi. Özellikle, evlerde kullanılacak hobi amaçlı bilgisayarların satışında bir artış gözleneceği muhakkak. Gözden uzak tutulmaması gereken nokta, okullar kapanmak üzere, kapandı. Tatil döneminde, evde bulunduğu taktirde, hem çocukların, hem de evdeki diğer aile bireylerinin ilgisini çekecek, gelişimine yardımcı olacak bir araç.

Bu bağlamda, bilgi teknolojisi sektöründen, ülkemizdeki kişilerin yararlanmasını sağlayacak, kullanıcı adedini arttıracak, bilgisayar okuryazarlığını ileriye götürecek kampanyalara gerekli desteği vermeliyiz. Çevremizde yaptığımız konuşmalarda, bu dönemde bilgisayar almanın, artık yüksek maliyetlere katlanmak anlamına gelmediğini belirtebiliriz.

Seçim, doğal olarak çok önemli. Ne yapılacağı, iyice araştırıldıktan sonra, ne tür özelliklere sahip bir bilgisayar alınacağı önerilmeli. Sadece, ödeme koşullarını makul tutmak için bir bilgisayarı satarak, istediklerini yapamayan sistemleri kullandıracağımız kişiler, ileride çalıştıkları kurumlara, o markaların alınmasında tecrübelerini aktararak, olumsuz sonuçlar doğurabilirler.

Belirli markaların kullanıcı memnuniyetleri üst düzeyde. Hangi kullanıcısı ile konuşursanız, memnun olduğunu söylüyor. Herşeyi içerisinde bulunduran bütünleşik bilgisayarlar, çok fazla tecrübesi olmayan kullanıcının, keyifle teknolojiden yararlanmasını sağlıyor. Gözlemlerimize göre, çoklu ortam bilgisayarları bu iş için ideal. Kullanıcılar, hangi grafik kartı, hangi ses kartı, ne tür bir modem diye düşünene kadar, işlerini görecek bir sistemi hazır olarak bulabiliyorlar. Biraz öğrendikten sonra, farklı parçalar kullanmayı deneyebilirler. Ancak, başlangıç olarak yeterli.

Burada, son kullanıcıya yönelik yayınlanan dergilerin hakkını da vermekte yarar var. O kadar detaylı, içeriği zengin bilgiler yayınlıyorlar ki, kullanıcının biraz da ilgisi varsa, soracağı sorular ışığında, bilgi teknolojisi sektöründeki satıcılar, konfigürasyon oluştururken, daha dikkatli davranıyorlar. Kullanıcıların, ne verirseniz aldıkları devirler geride kaldı veya kalmak üzere. Kaliteli iş yapan kurumlar, memnun müşterinin yeni müşteriler getirdiğinin bilincinde olanlar, satışlarını arttırıyorlar. Günü yaşamak üzere yola çıkan firmaların, pek şansı yok. Zaman içinde elenip, gidecekler.

* * * * *

Bilim kurgu meraklılarının, kesinlikle izlemesi gereken bir film; “Star Trek:First Contact - Uzay Yolu:İlk Temas”. Televizyonlarda dizi olarak da izlediğimiz, Uzay Yolu, 1979’dan, bugüne güncelliğini yitirmedi. Gösterime her girdiğinde, eski bölümleriyle, yeni bölümleriyle, izleyicilerin beğenisini toplamaya devam etti.

Bu filmde, başrolde, güzel bir performans sergileyen, Kaptan Picard olarak Patrick Stewart’ı görüyoruz. Filmin yönetmeni, Jonathan Frakes. Filmdeki efektler, bu tür filmlerin hemen hemen hepsinden tanıdığımız, “Industrial Light & Magic” şirketi tarafından oluşturulmuş. Müzik, Oscar ödüllü, Jerry Goldsmith tarafından gerçekleştirilmiş. Uzay Yolu, Gene Roddenberry’in oyunundan tasarlanmıştır.

Film, Borg’ların dünya’yı ele geçirmek için geçmişe zaman yolculuğu yaparak, tarihin akışını değiştirerek, geleceği kontrol etme çabalarını anlatıyor.

Müzik güzel. Çekimler güzel. Uzay Yolu filmlerinin içinde, en güzellerinden birisi olarak nitelendirilebilir. Özellikle, bir öyküyü okumak ya da sahnede oyun olarak izlemek yerine, öykünün görsel olarak canlandırılarak, izleyenlerin içinde yer almasını sağlayan teknolojiyi anlatan sahne çok iyi.

* * * * *

Bu haftaki sözlerimiz, dostluk konusunda geliyor. Günümüzde, ne kadar aranan bir özellik değil mi?

Altıncı yüzyılda yaşamış, Yunanlı filozof ve matematikçi Pisagor’a (İ.Ö. 590-504) göre; “Dostumla beraber olduğum zaman yalnız değilim, o andan itibaren de iki kişi değiliz” demiş.

İkinci sözümüz, yine Yunanlı bir filozof olan Sokrat’tan (İ.Ö. 469-399) geliyor. “Dostlar arasında gençlik, yaşlılık, soyluluk, güzellik gibi farklı konularda çekişme olabilir. Hatta, hangisinin daha doğru, daha akıllı olduğu bile tartışılabilir. Ancak, dostlar arasında ayrı gayrı yoktur. Dostluk doğru ise, zenginlikten yana fark olmaz.”

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com