| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 04.02.1997 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 89NE KAZANIYORLAR?Geçtiğimiz hafta İstanbul’da bir fuar vardı. Çoklu ortam konulu bu fuarda, dikkatimi çeken bir konuyu aktarmak istiyorum. Biliyorsunuz, kopya yazılım konusunda sürekli çalışmalar yapılıyor, baskınlar düzenleniyor. Başarılı sonuçlar alındığı da muhakkak. Ancak, bazı yazılımlar var ki, neyin orijinal, neyin kopya olduğunu, son kullanıcının ayırt etmesi olası değil gibi gözüküyor. Aynı yazılımı (CD olarak), bir yerden birbuçuk milyon’a alabilirken, bir başka yerde sekiz milyon isteniyor. Doğal olarak, ucuz olanda sadece CD’ler var, pahalı olanda ise, güzel bir kitap ve ambalaj mevcut. Bu örneği anlamak kolay. Fakat, bu tür yazılımlara meraklı iseniz, ambalaj ve kitabın herşey olmadığını düşünüyorsanız, ucuz olanı alıp, kullanabilirsiniz. Peki, bunlarla ilgili işlemi kim yapıyor? Hiç kimse. Satanın yanına kar kalıyor. Biraz da, işin kazanç yönüne bakalım. KDV dahil bir milyon Türk Lirası’na, CD satılıyor. Bir kitapçıkla beraber verilen CD’nin üstü de baskılı. Ödemeyi kredi kartı ile yapabiliyorsunuz. Şimdi, satıcı firmanın, bankaya yaklaşık %5 kredi kartı komisyonu ödediğini düşünürseniz, ellibin Lira banka komisyonuna gider. %15’de KDV var. O da, 130.435.- TL tutar. Bir milyon’dan bu iki rakamı düşerseniz, 819.565.- TL kalır, bir başka deyişle 7,12 Amerikan Doları. (115.000 TL kur kullanırsak) Buna göre, bu CD’nin Türkiye’de basılıp, adetli çoğaltılıyor olması gerek. Yoksa, ne çoğaltana ne de satana ciddi bir para kazandırması söz konusu olamaz. Yurt dışından getirildiğinde, navlun, sigorta, gümrükçü masrafları filan devreye girecek. Getiren şirketin komisyonu, bayinin komisyonu filan derken bir şey kalmayacağı açık. 3 CD’den oluşan bir seti almak isterseniz birbuçuk milyon ödüyorsunuz. KDV ve banka komisyonu düşüldüğünde, 10,69.- Amerikan Doları bulursunuz. Aynı yazılımların yurt dışında 35, 40 Dolar’dan aşağı temin edilmesi olası değil. Pazara çıkışının üzerinden oldukça uzun zaman geçip, fiyatı ucuzlayanlardan söz etmiyorum. O taktirde, fiyat 10 Dolar’lar seviyesine inebiliyor. Burada konuştuklarım, pazara çıkalı henüz 1 ay olan yazılımlar. Evet, doğru okudunuz. Hatta bu süre 3, 4 gün arasında da değişiyor. Yurt dışını sürekli izliyorsanız, yurt dışında mağazalarda satılmaya başlamasının hemen ardından, Türkiye pazarında satılmaya başlıyor. Konuştuğum orijinali değil, kopyası. Çok ciddi de bir pazar oluşturuyorlar. Yazılımların bu fiyatlarla satılıyor olması, yüksek kapasiteli, çoklu ortam destekli bilgisayarların satılmasını arttırıyor. Bu konuda bilgisi olanların açıklamasını merakla bekliyorum. Acaba, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığı ile mi hareket ediliyor? * * * * * Sömestr tatili nedeni ile o kadar çok çocuklara yönelik film var ki, izlenecek film adedinde ciddi bir sorun yaşanıyor. Vizyonda olan filmlere yer bulmak oldukça zor. Bu filmlerden bir tanesi, “Richard III”. Shakespeare’in aynı adlı eserinden, beyaz perdeye uyarlanan filmin yönetmeni; Richard Loncraine. Kalabalık bir oyuncu kadrosuna sahip filmin başrollerinde, Ian McKellen, Annette Bening ve John Wood yer alıyorlar. Richard Loncraine ve Ian McKellen, aynı zamanda eserin beyazperdeye uyarlanmasını sağlamışlar. 15. yüzyıldan 1930’lara yansıtılan, Richard III döneminin nasıl yaşandığını aktaran, çalkantılarla dolu bir tarih filmi. Bu tür filmlerden hoşlananlar izleyebilir. * * * * * Bir haber de, bilim kurgu meraklıları için. Arhur C. Clarke’ın “Rama” serisini duymayanınız yoktur. Amerikan Sierra firması, “Rama” isimli bir bilgisayar oyununu piyasaya sürdü. 3 CD’den oluşan bu oyunun, bir CD’sinde Arthur C. Clarke ile yapılan röportajlar yer alıyor. Ayrıca, orijinal yazılımı aldığınız taktirde, “Rama” kitapçığı da veriliyor. Çok güzel bir oyun. Teknik olarak biraz sorunlu olmasına rağmen (arasıra kitleniyor), tavsiye ederim. * * * * * “Tarih kendini her tekrar ettiğinde, ödenmesi gereken bedel biraz daha yükselir”. Söyleyen bilinmiyor. Yaşananlardan ders alarak, daha büyük bedeller ödememek için, kötü bildiklerimizle mücadele ederek, tüm gücümüzle çalışmalıyız. * * * * * Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık. Her akşam tam 9’da ışıklarınızı söndürmeyi unutmayın. M.Sinan Oymacı
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |