| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 07.01.1997 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 87

NE İŞ'E YARAR?

İnternet konusuna yeni yeni girmeye çalışanlar, internet’i kıyısından köşesinden bir şekilde duyanlar, internet ile ilgisi olduğunu bildikleri kişileri gördüklerinde hemen hemen her zaman aynı soruyu soruyorlar; “Internet, ne işe yarar, bu kadar zaman bilgisayarın başında ne yapıyorsunuz?”

Dışarıdan bakıldığında, belki de, hep aynı yerler. Sayfadan sayfaya, bölümden bölüme dolaşılıyor. Yeni arkadaşlar edinmeniz de olası.

Ancak, özellikle belli bir konuda bilgiye ihtiyacınız varsa ve yabancı dil (İngilizce) ile aranız iyi ise, aradığınızı birazcık zahmetle bulabileceğiniz bir ortam.

Türkiye’de yeterli kullanım oranına erişilmesi, Türkçe sayfaların, bilgi bankalarının çoğalmasına bağlı. Oldukça büyük bir kesim, bu konuda gerekli faaliyetleri gösteriyor. Bir kısmı sadece tanıtım ve biz de buradayız amaçlı olsa da, toplumun ilgisini çekmek açısından faydalı.

Bu arada, anımsatmak istediğim bir konu var. Aşağıdaki satırlarda okuyacağınız film tanıtımı için, internet’te biraz bilgi aramak istediğiniz zaman, yapacağınız şey çok basit. Bu sıralarda, sadece firmaların isimleri ile değil, ürünlerin isimleri ile de web sayfalarına erişebiliyorsunuz. Örneğin, ”www.glimmerman.com”, film hakkında bilmek istediğiniz tüm bilgileri içeriyor. Uzun zamandır bu tür sayfalar mevcut. Buraya bakarken, birden aklıma, niçin Türk filmleri için bu tür sayfalar, adresler yok diye sormak geldi.

“www.eskiya.com” olsa, ve biz gidip oradan bilgi alsak, sizce, güzel olmaz mıydı?

Aklınızda olsun. Internet erişiminiz varsa, aklınıza gelen hemen tüm ingilizce kelimelerde (uçuk dahi olsalar);

www.aklınıza_gelen_kelime.com gibi bir adreste, ilginç sayfalar bulabilmeniz olası. Özellikle bu kelimeler, şirket adı, ürün adı, kişi adı gibi ise, şansınız çok yüksek. İyi dolaşmalar.

Şirketinizin veya ürününüzün tanıtımı için hazırladığınız web sayfalarının duyurulması için, fazladan para harcamanıza gerek yok. Yurt dışındaki pek çok sayfa bu işi sizin için ücretsiz yapıyor. Özellikle sayfanızı çok yaygın olarak duyurmak istiyorsanız, ücret ödüyorsunuz. Onun dışında pek çok indeks şirketi, firma veya ürün isminizin yer aldığı bilgilerin, kendi arama sayfalarında ücretsiz ve sınırsız olarak yer almanızı sağlıyor.

* * * * *

Haftanın filmi; “The Glimmer Man - İftiranın Bedeli”. John Gray’in yönettiği filmde, başrolleri, Steven Seagal ve Keenen Ivory Wayans paylaşıyorlar.

Film, Steven Seagal’ın başrolünde oynadığı diğer filmlerden ayrılmıyor. Yine, yeterince kavga, uzakdoğu sporu ve uzakdoğu yaşam felsefesi mevcut. Gülümseten, düşündüren sahnelerde unutulmamış. Eski bir güvenlik görevlisinin, polis teşkilatına geçtikten sonra, seri cinayetleri aydınlatması aşamasında, başından geçenleri anlatıyor. Bu esnada, bazı üst düzey kişilerle arası bozulunca, çeşitli komplolar da işin içine giriyor. Üst düzey çetelerin nerelere ulaşabileceğini gösteren bir film. Kendine özgü giyimi , yaşam tarzı ve çalışma şekli olan bir detektif’in başına buyruk davranışları ile karşılaşıyoruz.

Film, Türkiye’de yaş sınırlaması olmaksızın gösteriliyor. Yine de, ben anımsatayım. Filmin başlangıcında, 18 yaşından küçüklerin seyretmesinin sakıncalı olacağına dair, İngilizce bir uyarı yer alıyor. Biliyorsunuz, yurt dışında filmler bir kurul tarafından sınıflandırılıyor. Bu filmde, içerdiği şiddet sahneleri dolayısı ile, 18 yaş ve üstü sınıfındakiler için. Biz de ise, küçücük çocuklar sinemadaydılar. Hemen hemen yurt dışı ile aynı zamanlarda gösterime giren bu film, izlenebilir macera, şiddet, uzakdoğu sporu, polisiye filmler sınıfında.

* * * * *

Geçtiğimiz hafta Çinli General Sun Tzu’dan bir söz aktarmıştım. Bir tesadüf eseri olarak, Sun Tzu’nun “Savaş Sanatı” isimli kitabını aldım. Aynı sözün bir başka yorumunu bu kitapta gördüm. Bir iki hafta, bu kitaptan aldığım sözleri sizlere aktaracağım.

“Stratejik etkenlerin çoğunu kendi safında bulunduran kimse daha savaşa girmeden karargahta kazanmış; bunların azını elinde tutan kimse daha savaşa girmeden yenilmiş sayılır - hele hiç bulundurmayanların vay haline. Bu noktadan hareketle, galip ile mağlubu hemen görebilirsin.”

Sun Tzu’nun “Savaş Sanatı” isimli kitabının ikinci baskısı, 1996 yılında Anahtar Kitaplar Yayınevi tarafından yayınlanmış ve Sibel Özbudun ile Zeynep Ataman tarafından Türkçe’ye kazandırılmış. Alıp okuduğunuz zaman, keyif alacağınız, pek çok şey öğreneceğiniz bir kitap. Edinin.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
87. Sayı önceki yazı 87. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye